Sabahın erken saatleri, yine standart bir şekilde hazırlanıp çıktım yola. Okula gidiyorum. İçimde her zaman olduğu gibi başına buyruk bir korku var. Biliyorum yine beni bekliyor köşe başında ve ben yine oradan geçmek zorundayım…Korkunun ecele faydası yok diyerek yavaş yavaş yürümeye başladım. Bari bu gün beklemesin diye dua ediyorum. Bu gün sınavım var. Yorulmak istemiyorum. Lakin biliyorum orda. Yine en kuytu köşeye saklanmış bekliyor.Köşeye yaklaştım. Durdum. Bir adım daha atsam görecek beni. Nefesimi tutuyorum anlamasın geldiğimi diye. Sağa sola bakıyorum. Olmadığını bildiğim halde başka yollar arıyorum. Korkuyorum. Ya bu gün daha fazla ısrar ederse… Ya bu gün yorulmadan peşimden gelirse… Laftan da anlamıyor ki.Kaç kez söyledim anneme ne olur beni okula sen götür diye. Neden götürmüyor sanki? Kardeşimin elinden tutup sınıfına kadar giriyor da beni köşeye kadar yolcu edemiyor mu?Of anne of!Biraz daha beklersem sınava yetişemeyeceğimin farkındayım. Lakin gitmiyor işte bekliyor.Hayır! daha fazla dayanamam buna. Bu gün bitmeli bu işkence. Bir çözüm bulmalıyım.Evet. Bu gün kurtulacağım ondan. Planımı yaptım.Derin bir nefes aldım. 1, 2, 3!koşmaya başladım. Arkama bakmıyorum sadece deli gibi koşuyorum.Evet. Planın ikinci kısmı; Metal çöp kutusunun yanında durdum. Hemen arkasına geçip kıvrak bir hareketle kutuyu itin üstüne kapattım.Haince bir gülümsemeyle derin bir nefes aldım.Bu kadar kolay olacağını hiç düşünmemiştim. Cesaret diye ben buna derim. Artık o çöpün altında kıvranıp dursun. Nedir bu ya. Bir haftada tam on defa koşu rekoru kırdım.…Sınavdan çıktım. Sınıftayım. Eve giderken itin alacağı intikamın türünü düşünüyorum…