-Çatışma, bütün dinamikleriyle doğal bir varoluş mücadelesidir.-Kişi kendi içinde ve toplumla ve toplum da kendi içinde sürekli çatışır.*1-Bütün sosyolojik ve psikolojik olguların toplam tezahürüdür,2-Çatışmanın amacı, üstün gelmektir ve esasta irade mücadelesidir,3-Çok taraflı bir yapıdan, ara ‘vektörel denge durum’ları da yaşayarak tek taraflı bir yapıya ulaşmaya çalışan bir süreçler bütünüdür,4-Tüm süreç sonunda, tek bir tarafın kesin galip gelmesiyle, yeniden parçalanmaya hazır yeni bütün ortaya çıkar,5-Yeni bütün de, kendi içinde bölünerek yeni bir çatışma süreci başlatır.*Çatışma sürecinin yönetilmesi, taraflardan birinin üstünlüğünü ortaya koymasıyla mümkündür.En iyi yönetim, irade üstünlüğü olan tarafın, kendisini çatışma zemininin dışında tutup, algılamayla ilgili tüm parametrelerle oynayarak, çatışma alanını, sınırlarını ve şartlarını kendi çıkarları doğrultusunda belirleyebilir duruma gelmesiyle mümkün olur.Böylece, bu üstün taraf, çatışan dinamikleri de, bu dinamiklerin oluşum süreçlerini de kendisi belirleyebilir.Fakat, bu, üstün tarafın, kendisini çatışma ortamından tamamen soyutlamasını sağlamayacaktır, çünkü kendisi de hala evrensel çatışma dinamiklerine tabi bir unsur olarak kalacaktır.Ve böylece ortaya iki düzeyli bir çatışma ortamı çıkar.Alt düzey, ki bu artık neredeyse tamamen tasarlanmış, kontrolü bir çatışma ortamıdır. Üst düzey ise, kontrol altına alınamayan bazı unsurların, tasarımcılara üstün gelmeye çalıştığı ve alt düzeydekilerin bilinç ve algı sınırlarının dışında bir düzeydir.Amaç, tüm bütüne hakim olmaktır.Bu nedenle, üst düzeyin unsurları, kendi üstünlük ve avantajlarını başkalarıyla paylaşmak istemez.Çünkü, bir diğer amaç da, çıkar grubunun sayıca az tutulmasıdır.Bu nedenle çatışan ana unsurlar, diğer unsurları kendisine dahil etmenin tek yolunu, onları kendilerine tabi hale getirmek olarak görür. Bu ise, çatışma sürecinin uzamasına sebep olur.Her iki düzeyde de çatışma şart ve kurallarını belirleyenler, üst düzeydeki ana unsurlardır.Alt düzeyin tüm unsurları ise, sadece havuzdaki kefal ya da ağıldaki koyun (khun) sürüsüdür.*Koyun sürüsü, kendilerine sunulan gerçekliği, algı ve bilinç düzeylerinin elverdiği ölçüde kavrayıp anlamlandırır.Ve bu konuda, başarı ölçüsü, bu gerçekliğe ne kadar sıkı sarıldığı ve uyum sağlayabildiğidir.Mevcut gerçekliği anlayamayan ya da kabullenemeyen veya da uyum sağlayamayanlar ise bizzat sürü tarafından en acımasız şekilde cezalandırılmaya mahkumdur.