httpimg.blogcu.comuploadsMeLye_uzuntu_Neden_Tek_Kisilik.jpg
httpimg.blogcu.comuploadsMeLye_uzuntu_Neden_Tek_Kisilik.jpg

Şimdi bir düşün yanmış isiyim…Geride kalmış buzdolabında içilmemiş/içilememiş hevesle alınmış, hevesli akşam/ geceler için saklanmış alkoller…Soğuk bir ‘Nasılsın canım…?’ olmuş-um. Susakaldım, diyeceklerimi unuttum. ‘Bu muyum ben?’ dedi kendim kendime bin kere, saniyenin bin de birinde.
Susakaldım, canım lafından nefret ettim, hayatım boyunca artık canım lafından nefret edeceğimi anladığım andı.Aslında soğuk ama normalmiş edasıyla vurgulanandı. Sıcak olmaya çalışılan bal gibi sıcak olmadığı belli olan bir açıklıkta dudaklarından döküldü ‘canım’ kelimesi. Soğukla, normalmiş –sıcak değil- arası, tatlım ya da şekerim koysa; sıcak olacak ya, diyemedi, gelmedi içinden.
Vudu büyüsü olmalı bu. İğneler battı bedenime. Ruhuma diyecektin diyeceksin, niye bedenime? Ruh bu kadar acır mıymış, bariz acıyor, beden mi bu; bu kadar somut ki…RUHUMA ÇARPAN TOKAT: ‘CANIM’
Senin benim için önemini anladım ki, hissediyorum ki; aradım. Sesini duymak, havadan sudan dahi olsa konuşabilmek için, gurur dediğim/ denilen sana hissettiklerimin yanında ezildi geçildi, aradım.-Merhaba, ne yapıyorsun (üç saniye beklenildi) canım?
Ne söylesem diye düşünüldü o an. Ulaştı bana o üç saniye beklemenden. Sıcak olsan olmaz, hiçbir şey söylemesen belli ki, ‘Olmaz’ dedin kendine o an. Cümlenin sonuna her yere yapıştırılacakmış gibi şahsiyetsiz duran karaktersiz bir ‘canım’ yapıştırdım. Oh dedin sanki. Belki kendin dahi fark etmedin.
Ben fark ettim. Söyleyeceklerimi unuttum. Söyleyeceklerim anlamsız geldi o canımı duyunca. Bu kadar hiç olup piç olmuşum, canım denen dilde, dilin döndüğünce hala iletişimin derdinde olmuşum. Yaralandım o an ki ne yaralanma. Hiç farkında olmayan sen devam ettin,-Arkadaş değil miyiz, konuşuruz elbet. Hem arkadaş ne dostumsun sen benim. Bu lafta içime oturdu ama ‘Ah!’ ne denir ki şimdi, içimi susturmanın şu noktadan sonra umudu var mı ki?Dışarı çıksam, yağmur benim üzerime yağsa, lacivert gece derdimi örter mi yürüsem sokaklarda, yürüsem, yürüsem… Yağmur yüzüme düşünce göz yaşlarıma yardımcı olur mu boğazımda biriktikleri için.-‘Tamam, peki, öylesine aradım ben. Yine konuşuruz. Telefonu açtığın için teşekkür ederim.’ Gibi anlamsız cümleler söyleyip daha fazla konuşamayacağımı anladığımdan kaçma girişiminde bulundum. Senin de ‘Dur, kapatma’ diyeceğini sanmıyordum zaten, ki; demedin.Kapattım.Kapatılmış bir dosya gördüm masanın üzerinde. Üzerinde ayıp olmasın diye kuru bir canım vardı. Ömrüm boyunca canım’dan nefret edecektim.Çıktım, iş yerinden kendi karanlığı gecenin karanlığına bıraktım.
(1-Yazılar herhangi birine yazılmamış olup, hayal gücünün özgür uçuşlarıdır. 2- Yasal Haklar: Kaynak gösterilsin ya da gösterilmesin, hangi dilde olursa olsun içeriğin bir kısmı ya da tamamının kullanılması yasaktır. Bu yazının yasal hakları www.hafif.org ve Astral’a aittir. Bu madde, altında yazmıyor olsa dahi, Astral’ın tüm yazıları için geçerlidir.)