Hayatım boyunca hiçbir faturayı zamanında ödeyemedim ben. Her zaman parasızlıktan değil, bazen üşengeçlik, bazen unutkanlıktan. Zamanı geçtikten sonra bazılarını gecikme faiziyle ödedim ama bir çoğu diğer aylarla birleşti, artık ödenemez meblağlara ulaştı. Ödenmeyince kestiler. Hep elektriğimi kestiler, suyumu kestiler, telefonumu kestiler benim. Üçünün birden kesik olduğu günler yaşadım. Toplu olarak ödemem zaten imkansız olduğu için önce birini, sonra diğerini ödeyerek devam ettim hayatıma. Üçünü birden ödediğim zamanlarda ilk ödediğimin yine zamanı geçtiği ve birkaç fatura yine üst üste bindiği için onu yine kestiler. Hayatımın çoğunda üçünün birden açık olduğu bir ay yaşamadım. Telefon ilk ödenmeyen faturadan bir hafta kadar sonra kesiliyor, bir hafta kadar da siz arayamıyorsunuz ama dışardan aranabiliyorsunuz, sonra onu da kesiyorlar. Elektrik ve su iki ila üç ay kesilmeden gidebiliyor, sonra çok ağır faizlerle baş başa kalıyorsunuz.
Otomatik fatura deneyeyim dedim, hiçbir zaman belirli bir gelirim olmadığından ve onu da yatırmayı unuttuğumdan yürümedi, otomatik ödeme hesabımı kestiler. Annem bana telefonum açık olduğu zamanlarda her gün arayıp “Oğlum sıkı giyin bak havalar soğuk, boğazına dikkat et, taze meyve sebze ye” gibi nasihatlerin yanında mutlaka ek olarak
“faturalarını öde” de dedi. Arkadaşlarım evimde hep bir şeylerin kesik olmasını iyiden iyiye kanıksadılar…
Geçen sene üç aydır elektriği ödemediğimi fark ettim bir gün. 3 aylık fatura artı faiz oldukça kabarık bir ödemeydi. Zaten kriz günleri, para karaborsa olmuş. Kesmemeleri için dua ederek 2 ay daha geçirdim. Şanslıydım kesmediler, bazen unutuyorlar mıdır nedir?
Fatura her geçen ay üzerine ekliyor, benim için artık içinden çıkılmaz kapkara bir gelecek oluşuyordu gün be gün. Sonunda tüm elektrik dökümünün bulunduğu, üç gün içinde hepsini ödemezsem elektriğimin kesileceği, saatimin söküleceği, alacakların icra yoluyla alınacağını anlatan, içindeki vahşeti hiç belli etmeyen sevimli bir sarı zarf geldi. Tüm bu zarflar önce kapıcımız Cafer’e geliyor, o da her seferinde bu zarfların benim felaketim olduğunu bile bile mutlaka bana sırıtarak veriyor. Yanında açtım:
-Cafer; borcum yedi yüz milyon olmuş ne sırıtıyorsun ki!
-(sırıtarak) Keserler şimdi..
Ne Cafer’i gevrek güldürmenin alemi var, ne de icra avukatlarıyla senli benli sohbetlerin. Gittim, hiç de huyum olmadığı için fena halde ezilerek, yapacağım işin ön ödemesini 1 ay önceden istedim. Hayret! Aldım. Ne kadar birikmiş fatura varsa hepsini, yıllar önce kurduğum şirketin verilmemiş bir KDV beyannamesinden dolayı karnımı uzun süredir ağrıtan cezalı borcunu, hepsini ama hepsini, önümüzdeki birkaç ay sefil dolaşmak pahasına ödedim.
Artık özgür bir adamdım ve bundan sonra çok dikkatli davranmalıydım, her fatura zamanında ödenmeli, bunun için önlem alınmalıydı.
Cafer, her ay başında gelip içinde kendi parası da olan apartman aidatını benden almakta oldukça başarılı olduğu, alamazsa gece yarılarına kadar kapıda beklediği, her gün ayrı bir bahaneyle, bana aidatı hatırlattığı için, aklıma bir fikir geldi. Gelen mektuplar öncelikle Cafer’in elinden geçiyor nasıl olsa ve Cafer eğer sarı zarfsa yüzümün alacağı hali görmek için ben açana kadar mutlaka bekliyor, hatta “Açsana; ne yazıyor” yüzsüzlüğüne vardırıyor işi, Cafer’i bu konuda görevlendirebilirim o zaman, neden olmasın? Nasıl olsa neyin faturası gelmiş, nereye ne ödeyemeyeceğim, en az benim kadar iyi biliyor. O zaman takip etsin!
Hadi diyelim ki ben idare ettim ama önümüzde ki ayın faturalarını nasıl ödeyeceğimi düşünürken, gazetede ki haberi gördüm: “Elektrik faturalarına Af”. Evet, geçen hafta gazetelerde aynen böyle bir haber vardı ve ben bu haberden üç gün önce ödemiştim faturaların tamamını.
Birkaç gün sonra Cafer ilk faturamı hatırlattı.
– Yine geldi, bak öde ha!
– Ödemeyeceğim Cafer
– (Sırıtarak) Keserler
– Kessinler Cafer
– (Israrla sırıtarak) Çöp vergisi de geldi, onu da öde ha!
– Onu ödemeyince ne oluyor Cafer?
– ………….
-Ödemeyeceğim Cafer, Çöp vergisi ödenmeyince de, kapıcıları kesiyorlarmış!
yorumlar
Sinir Cafer! Sırıtmakla işler hallediliyor sanki.
Sana sorunlarınla ilgili tek bir kıyak geçebilirim NuMB…
Yerine ödeme yapamam ama istersen ödeme günlerini sana hatırlatabilirim. Bana her faturanın ödeme günün mesajla bir kere bildir, bir daha asla unutmayacağına garanti verebilirim. Benim, beni tek bir fatura için kırk kere uyaran bir sistemim var. Senin için de bir uyarma konfigürasyonu kurarım ve ben uyarıldığımda, seni uyarabilirim. Bilgisayarım, cep telefonum, elektronik ajandam, iş yerindeki bilgisayarım ve hatta saatim istediğim sıklıkta beni ve dolayısıyla seni uyarabilir. Cafer de sırıtamaz. Benden teklif…
Ben bu işi böyle hallettim. Para olmayınca mı? Valla onu halledemedim.
Sen ona rahmetli Mahzuni Serifin sarkisini söyle:
Mama verdik dert büyüttük
Arpa ile oruc tuttuk
Seni bile adam ettik
Tuuuuuuuh Allah belani versin
Cafer Cafer Cafer Cafer
ben seni seviyorum be abi 🙂 (içimden geldi)
eminim Mahzuni Serif, cafer siritti die soylememistir bu sarkiyi.
bu hikayede bela okunasi kisi veya kisiler, cafer ve benzerleri diildir bana kalirsa.
Sabah sabah çok iyi gitti ya yüzümdaki gülümseme dakikalarca sürdü,Cafer’inki gibi olmasa da eline sağlık…
ama para hesaba yatar yatmaz kesmiyorlar mı berbat bişey. maaş hesabına yönlendirmeyin faturaları. ödememe gibi bi şansınız hiç kalmıyor. bir kere bir daha atik davranamadım.
cafer sıçtı bez getir derler burda. aynı cafer olabilir mi?
Onlar sırıtsın abi, hayatımızın neşe kaynağı onlar. Bizimki beterdi (Kadir). Kapı çalıyor, açıyorum “çöööp” diyor herif. “Sensin çöp” dedim taşınmadan evvel. Şimdikin de (Hüseyin) Cafer’in tahmini sinsi gülüşünü hissediyorum her akşam; “abi anahtarı gapıda bırakmışın gene…”
Eline diline sağlık Numb züpper olmuş. Hem bende seviyom seni. Hem nisan ortasında ordayım görüşelim derim, özledimde…
daha çok kapıcının ismini deşifre etmemek için t.v. dizisi kahramanı(?) isim kullanmış olması ihtimali. (devrik cümlede üstadım)
Hayır hayır… Adı gerçekten Cafer! Freefresh nerelerdesin? Gelmeden haberim olsun seni Cafer’le tanıştırayım hem…
umg sıçtı bez getirile 😀
Cafer getirirse kabul edebilirim o bezi 😛
Böyle kekler olmazsa caferler nasıl kek yiyecek. Hörmetler Cafer Abüü, bahşiş abüü…
eski kapıcım aklıma geldi. Acaba özel mi seçiliyorlar?
Her sabah pusuda beklerdi, faturalarımı ezbere bilir, kurulmuş gibi aidatı ödemem gerektiğini sayıklardı. Giriş çıkış saatlerimizi raporlandırır, kimlerle geldiğimize bakardı. Gerekli durumlarda ev sahibine telefonla bunları bildirir, aklınca ikili oynayarak beni kandırmaya çalışırdı.
Bir gün arkadaşıma, ben yokken gecenin bir vakti geldi diye ağır hakaretler etmiş, işte o zaman delirdim. -Laf aramızda taşınmaya da karar vermiştik- Demediğimi bırakmadım, hatta olayın boyutunu abartıp, ona hakaret davası açacağımı iddia ettim. Ah bizim apartmanın Cafer’ini bir görseydiniz. Gelen arkadaşımı travestilerin arkadaşı sanmışmış da, ondanmışmış da… Yönetici, ev sahibim, Cafer (adını bilmiyorum, Cafer oluversin dedim) bir de avukatla benimle buluştular; sanırım cidden abartmışım. 😛
Bu arada NuMB, saatimiz bizim de sökülür arada, o zaman su idaresindeki Caferlerle uğraşmak daha da bir zor oluyor. Kadın olmak büyük avantaj olsa da, çok baş ağrıtıcı işler onlar. Çocuk olasım geldi.
Keşke bizim kapıcıda faturalarla ilgilense,o daha çok apartman sakinlerinin özel hayatlarıyla ilgilenmeyi tercih ediyor,ayaklı Televole gibi bir şey mübarek.Bir ara telefon borcumdan ötürü icralık olmama ramak kalmıştı;halbuki Cafer gibi faturaları hatırlatan biri olsa…
bir ramazan abi vardı bizde. kapıyı acarsın, adam yaklasık 7-8 metre ötede karsi kapının oradadır. sana oradan cop diyebilir ama o yanına kadar gelir, burnuna kadar sokulur; usulca “çöp” der ve butun eklemleri oynayarak yine 7-8 metre oteye giderdi. cok sinir bi adamdı, kulakları çınlasın.
Cafer’deki malzemeden roman çıkar biliyorum ancak ben Cafer için bu kadar zaman harcamayı kendime yediremeyeceğim yine de bir yerlerde böyle bir adamın olduğunu bilsin insanlar diye bir kaç Cafer ayrıntısı daha ekleyeyim….
Cafer: (Sırıtarak.. bunu bir daha yazmayacağım hep sırıttığını düşünün, en kötü anda bile daima ama…) Bayram harçlığını unutmayasın haa
NuMB: Bayram ne zaman ki Cafer?
Cafer: Ocağın başında
NuMB: …… (Susar ve apartmandan çıkar, aylardan kasımdır)
————————-
NuMB: Cafer sabah siparişlerimi neden almadın? Torba bıraktığım kadar boş.
Cafer: Para koymamışsın
NuMB: Torbanın içindeydi Cafer para.
Cafer: Koymamıştır dedim, bakmadım….
————————
Cafer: Doğum gunün kutlu olsun
NuMB: Vayyy! Nasıl hatırladın yav?
Cafer: Arkadaşların geldiydi geçen sene mangal yaktıydınız hani…
NuMB: Haaa tabii doğru, sana da bir kebap tabağı ve bir duble rakı yollamıştım yanlışlıkla, allah beni kahretsin.
—————
Daha çok var; zaman bulursam eklerim. Cafer sonsuza dek yaşamalı….
bi’ gece arkadasim apartmanin merdivenlerine kusmustu, sonra eve zorla onu tasidim, sizdik. sabahin korunde ise gidicekken ayakkabilarinin yok olduunu farketti, bi’ yandan da hazirlanmasi gerekio. is bana kaldi. hadi bakalim, in merdivenleri ara… bulamadim. yan apartmandaki arkadasimizda icmistik. bi’ de o apartmanin merdivenlerine baktim; orada da yok. tam yerlere baka baka donerken, kapida yakaladi beni. “ilk diyalog icin oldukca kotu bi’ zamanlama” die gecirdim icimden. elinde hortum, vidividi kizdi bana, ben de ona kizdim. sarhostuk n’apiim? olur oole arada. sonra aramizi duzelttim sevimlilik filan yaparak.
simdi tek sorun, surekli elimde sigara ile asansorden cikarken yakalanmam ve zirt pirt atan salterimizi kaldirmak icin asaiya her inisimde, abuk subuk kiyafetlerimden, ciplak ayaklarimdan ve zombi gorunusumden dolayi zavallinin irkilmesi, o kadar.
ben bu fatura konularında çok titizimdir Numb kardeş,sen o kurumlara %5’ten daha fazla ödüyorsun gecikmelerden dolayı,%5 bana ver ben senin fatura hatırlatma asistanın olayım.
ben bu fatura konularında çok titizimdir Numb kardeş,sen o kurumlara %5’ten daha fazla ödüyorsun gecikmelerden dolayı,%5 bana ver ben senin fatura hatırlatma asistanın olayım.
bu arada ben ciddiyim,gerekli detayları bana mesaj at.Zarar edersen tüm zararını ben karşılayacagım .
not:aynı şeyi iki kez girmişim pardon.
sen arada bana geliyorsun Cafer seni kandırır, başka bir gönüllü bulmak lazım…
her içeri girdigimde telefonla konuşuyor gibi yapıyorum içinde kalıyor.Bir daha geldigimde çift telefon takılıcam.Başaramaz.
Yani ne desem boş artık, adam misafirlerime bile taktik geliştirtmeye başlamış…
Sen beni güldürdün ya NuMB, Rabbim de seni güldürsün emi…