Beş kız arkadaşımdan oluşan toplulukta eğlenceye hakkını vermiş eve dönerken, içkinin tesiriyle uyumuş beş çift göz arasından, ön cama yaslanan maskeli hırsızın yüzüne bakan, tek gözdüm..Muhtemelen başka arkadaşları da gelebilirdi sonradan..Kuytu otoparkın içine gizlenmiş, gecenin en karanlık saatinde bekleyen bu adam, azılı bir katil de olabilirdi..Çığlık atıp kaçırabilirdim ama kaçar mıydı, arkadaşlarımı uyandırabilirdim ama hepsi sarhoştu, ben hariç..Evet, tam kaportaya dayanmış, ön camıma yapışmıştı adeta..Hain bir çift göz, çalma ve yaralama potansiyeli çok büyüktü, bunu her daim hissetmişimdir..Her konuda rakibimin zarar verebilme potansiyelini iyi hesab ederim.. ..Gözlerini kırpmadan bakıyordu, gözlerime..Zaman, nasıl hareket edeceğime karar verip, derhal uygulamaya geçme, zamanıydı..Filmlerdeki gibi arabayı geri vitese takıp, hızla gaza basabilirdim, ama arkada çok mesafe yoktu, çarpabilirdim yere düşebilirdi sonra tekrar hızla öne gelip duvara sıkıştırabilirdim, onu..Ama erken davranıp arabanın üzerinden atlayıp, camı kırıp birimize zarar verebilirdi…. Bir sürü deyim ve atasözleri geçiyordu aklımdan; Acıma, acınacak duruma düşersin, bin in yarısı beş yüz , valla o da ben de var, bela aramak, başına feleğin tokadı inmek, gafil baş düşmana eş, ham ervah, papaz pilavı yemez, üç buçuk atmak, yusuf yusuff…Issızlık ürkütücü, gece rahat bir şekilde yoğunluğunu hissettiriyordu..Şu anda, tatilde kavunlu frozen ımı içiyor, hamakta sallanıyor olabilirdim..Hııııım perfect..Kaç kez mutlu olmuştum hayatta, kız kardeşim doğduğunda, ilk arabamı kendi gücümle aldığımda, ilk kez yatılı okulumdan kaçıp tam istediğim gibi bir gün yaşadığımda, güzellik yarışmasına katıldığımda..Kaç kez mutsuz olmuştum hayatta, toplantıda patrona, kendimi kaybedip bağırdığımda ilk kez ’’defol’’ dendiğinde çantamı toplarken, güzellik yarışmasında ilk elemede gittiğimde, sevgilimden ilk neşteri, tam kalbime yediğimde..Hayatı seviyordum, her şeye rağmen mücadeleye değerdi ve şu an deliksiz uyuyan beş kız arkadaşımın hayatlarından da sorumluydum..Hırsıza, elimi öne doğru uzatıp beş parmağımla bekle işareti yaptım..Garip bir şekilde iletişim kurmuştum, kaş göz yapıyordum tanımadığım ama haksız bulduğum bu adama, kafasını salladı gözleriyle okey ledi….O anda haklı olmamın bir önemi yoktu, düşünmeye ise gerek hiç yoktu..Önce kolumdaki bilekliği çıkardım, sonra küpelerimi, sonra cüzdanımdaki 500 yüz doları gösterdim..Hepsini çantamın içine koyup, motoru hala çalışıyor olan arabamın araladığım ön camından fırlattım, şimdi vakit çıldırma vaktiydi…İlk patronumun bana bağırdığı gibi küstahça, ilk sevgilimin beni mahvettiği halimdeki nefretimle, yarışmayı ilk elemede terkedişimdeki hırsımla ‘’Defooooooooooool diye bağırıp kornaya sonuna kadar asılıp, bin bir manevra yapmaya başladım olduğum yerde ve Gitti..Arkadaşlarımdan biri, geldik mi dedi, ağırdan bir sesle..Hayat akışı hiç ummadığınız bir anda, aniden değişebilir, zamanın kilitlendiği o dakikalarda düşünce gücünün daima kuvvetli olması için gittiğiniz yerlerden, kontrolü kaybetmeden eve dönün, bulunduğunuz ortamlar sahte ya da gerçek olabilir, bunun bir önemi yok..Kontrol sizde..
yorumlar
çok güzel anlatmışsın pbk! özellikle hayatının film şeridi gibi gözünün önünden geçmesini…Bu arada; kızlar hangi arada uyuyakalmışlar öyle ?
Pbk çok fazla film izliyorsun galiba ? Yanlış anlama ama korkmak da haklısın ayrıca güzel yazmışsın ellerine sağlık…
evet hangi arada :))
Kızlar, mekandan eve gelinen süre içerisinde alkolün etkisiyle deliksiz uyuyorlardı..Zaten uyanmış olsalardı, sadece işimi zorlaştıracaklardı..Beğenmenize sevindim arkadaşlar, teşekkürler..
korku ;))
Her ne kadar paniğe kapılsan bile, soğukkanlı oluşunun pozitif etkisinden faydalanmışsın sevgili Pbk. Bu arada alkolün insana verdiği olumsuz etkileri de göz ardı etmemek gerektiğine dair bir vurgu olmuş. Her şeyde bir hayır vardır. Geçmiş olsun…
bebek, çok gerçekçi anlatmışsın, pürüzsüz..ellerine sağlık.
bu yazı harika bir şey olmuş ya
pbk bir daha başına gelse ne yaparsın??
büyük deneyim. kontrolü kaybetmemen süper.
Necro link, etkileyici sağ ol arkadaşım ama ben yeterince korkmuştum..:)Pelitas biraz sizlere örnek olsun diye anlattım..Ne kadar etkileyici bir ortam da olsa kontrol tamamen kaybedilmemeli ..Abs, beğenmene sevindim..Eminim sen daha hızlı düşünürdün..Majorian, teşekkürler bela geliyorum demez….Best, bir daha başıma gelse, daha donanımlıyım şu an..:)Mahirgül, herşeyde soğukkanlı olmanın,lehine bir durum olduğunu düşünüyorum..Teşekkürler..
Kesinlikle haklısın. Ancak bazı insanlar böyle durumlarda fazla adrenalin salgılanmasından dolayı ne yapacaklarını şaşırabilirler. Bu vücudun adrenaline ne kadar alışkın olduğuyla ilgili bir durumdur.” Doğada bu hormonun görevi, organizmayı acil harekete hazırlamaktır ve etkisini, nabzın atışı, kanın iç organlar ve deriden kaslara sevk edilmesi, karaciğerdeki glikojenin glikoza değişmesi ve böylelikle acil bir enerji kaynağı sağlanması şeklinde gösterir. Heyecan ve korku durumunda adrenalin salgılanması artar. Bu durumda noradrenalin salgılanarak sakinleşmeyi sağlar. Kan damarlarını genişletir.Adrenalinin salgılanması sırasında: 1.Damarlar genişler. 2.Kan basıncı artar. 3.Kalp atış hızı artar. 4.Göz bebekleri büyür. 5.Kan şekeri yükselir.” tr.wikipedia.org sitesinden alıntıdır.Eğer sen böyle bir durumda sağlıklı düşünme yeteneğini kaybetmediysen seni tebrik etmek gerekir.
akıllıca bir kurtuluş yöntemi, farklı davransaydın belki de çok daha buyuk zarar görecektin..kıssadan hisse; bugünden itibaren yanımda taşıyacağım, içinde sahte takıların olduğu küçük bir çanta..eh biraz da hırsız efendi şaşkınlık yaşasın demi:))
hikayenin küçük bir bölümünü değiştirmek istesem izninle ?
oomaaygaad!
Mahirgül, söylediklerin ya da yazdıklarının her normal insan için geçerli durumlar olduğunu düşünüyorum..Daha çok macera daha çok adrenalin böylelikle insan vücudu olaylara bağışıklık kazanıyor.Vücudun, beyin tarafından yönlendirilen bir robot olduğunu düşünüyorum..Yönlendirme ile hareketlere hakim olunursa istenilen elde edilebilir gibi..Kelebek hikaye senindir..İstediğin gibi değiştir, evir çevir, hayal gücünü görelim..Kop:))
ppk sakın beni yanlış anlama niyetim seni korkutmak değil di sadece örnek teşkil etsin diye. Seni soğukkanlı davranışından dolayı tebrik ederim. Ama hayat öyle bir çizgide ilerliyor ki inan bazen yapmaman gerekeni yaparsın o doğru olur. Bu tip olaylar ve sonuçları maalesef çevremiz de yaşıyor hatta görüyoruz. Huzurun ve refahın en bol olduğu günlere temenlisi ediyorum tekrar teşekkürlerimi sunarım.
Demek istediğini anladım Necro, öncelikle karşındaki kötü niyetli kişiyi etkisiz duruma getirmek zorundasın bazen yaşamak için, yoksa işin biter..Umarım bu tür bir durum yaşamayız..Sağ olasın..
Mekandan çıktığımızda kızlardan üç tanesinin sallanır adımlarla yürümeye çalıştığını gördüm, diğer iki tanesi ise dillerini zorlukla çevirerek anlayamadığım bişeyler konuşuyorlardıaraba kullanacak olmamdan dolayı gece boyunca sadece 1 kadeh alkol almış, diğer kadehlerde meyve kokteyl ile yetinmiştim..koltuğa yerleşirken arkadaki kızların gözlerini kapatmış olduklarını gördüm..yan koltuk sahibesinin de onlardan kalır yanı yoktu.bir kaç km gittikten sonra “lanet olsun neden çıkmadan wc’ye gitmedim ya” diye kendi kendime söylendim bir cevap beklercesine..arabadaki düzenli soluk alıp verişlerden bu cümlemi “kendin söyle kendin işit” tanımına en uygun cümle seçtim.bir kaç km daha ilerledim ancak, durumum oldukça vahimdi,sımsıkı direksiyona yapışmış,iki büklüm halde idrar kesem patlayacak şekilde ilerliyordum sakin yolda..etraf karanlığa gömülü, başımı sağ sola çevirerek rahatlayacağım bir mekan aramaktaydım..derken biraz ilerde cılız bir ışık gördüm…son bir gayretle tüm gücümle frene basıp,kendimi dışarı attım.görünürde kimsecikler yoktu wc tabelasını görüp koşar adımlarla içeri girdim.1 dakikalık sürede ciğerlerim nefes almamaktan patlayacak hale gelmiş, görüp görebileceğim en berbat manzara gözbebeklerime yapışmıştı adeta..kendimi dışarı attığım an, nefesimi tuttuğum zamanın acısını çıkarırcasına havayı hızlı hızlı soluyarak arabaya yöneldim..kapıyı hızla çarparak kapatmama rağmen, içerdekilerden çıt çıkmadığına bakılırsa oldukça derin uykuda olmalıydılar…işte o an, o kısacık anda olup bitti herşey…kontağı çevirdim,başığımı kaldırdığım o an, gözlerim yuvalarından fırlamış gibi oldu…….pazartesi yoğunluğundan dolayı şimdilik hayal gücümün ufak bir kısmını kullanabileceğim pbk..idare edersin artık :))
orjinal olanı tercih ederim
orjinal olanı beğenmediğimden değil, yazının bu bölümüne benim gözümle biraz heyecan katmak istedim sadece…
ok ozaman kontağı açamasın mesela anahtarları wcde unutmuş olsun. yada araca binmeden hırsızla karşılaşsın. yada şu wc olayından vazgeçelim “idrar kesesi” falan hoş durmadı. 🙂
hayalgücünün geri kalan kısımını da sana bıraktım o halde, benimki ile devam edecek olursak idrar kesesi çok masum kalacak çünkü :))
5 i bir yerde, Alfred Hickok Alacakaranlık kuşağına hoşgeldiniz.Kelebek, korku ve çiş alakalı, ama gerisi yok..
pbk, ” gerisi yok” kısmını anlayamadım şimdi ben ?????
”kontağı çevirdim,başığımı kaldırdığım o an, gözlerim yuvalarından fırlamış gibi oldu”…….Devamı, ne yaparsın?
geri kalan kısım hikayenin tarafından yazılmış orjinal hali ile devam ediyor, ben sadece bir bölümünü evirip çevirdim..kalan anlatımda senin kadar başarılı olacağımı sanmıyorum çünkü…
Peki gözlerin neden yuvalarından fırlamıştı? Maskeli bir şehir eşkiyası mı gördün, yoksa hayallerindeki beyaz atlı prensi mi?
Gecenin rengi gibi, siyah atlı bir süvari belirdi..Yüzünü göremiyordum, kimdi bu beni kurtaran meçhul adam..Günlerce düşündümm..Bir gece ansızın pencereme bir gül bıraktı, Bana ”sevmek güvenmektir” dedi ve gece de tekrar kayboldu…
ön cama yaslanan maskeli hırsızın yüzüne bakan, tek gözdüm..Muhtemelen başka arkadaşları da gelebilirdi sonradan.gecenin en karanlık saatinde bekleyen bu adam, azılı bir katil de olabilirdi..
Hmm
Pilli, gercekten kontrol sendeymis. Hirsizin rica etmesine bile firsat vermeden centilmence istediklerini vermissin, hirsiz bu buyuk kontrollu gucu gorunce kontrolunu kaybetmis agzini bile acamamis o kadar hizli ve kontrollu davranmissinki adam kacmayi bile akil edememis, hirsiz mesleginin en igrenc gununu yasamis evine gittiginde nerede hata yaptigini kontrolunu nerede kaybettiigini falan sorgulayacaktir ama daha bir kontrollu davranabilirdin sende, mesela; gel sana arkadaslarimdan birini ayarliyayim,500 dolari da catir catir yiyelim diyebilirdin, hirsiz memnun olurdu 14 subata bir sevgiliyle girerdi, eglenceli bir gun yasardi, size mesleginin inceliklerini gosterirdi, basina gelen kontrolsuz durumlari anlatirdi, kupeler falan da gitmezdi.Neyse… saka bir yana gecmis olsun. Arkadaslarini koruma icgudun kuvvetliymis.
ser-hus DİYOR Kİ, (2 saat önce)14 subat sevgililer gunu16 subat sevgilinin dogum gunu20 subat odemem gereken borcumun son gunuask mi para mi?Bu gibi dertlerimi anlatsam, belki bize bişey göstermesine gerek kalmadan direk kaçardı Ser-hus kardeş..:)
:))
Geçmiş olsun pilliciğim en kısa zamanda arabana bir adet elektrikli şok cihazı, bir adet göz yaşartıcı sprey edinmeni öneriyorum…
pbk, çoçukluğumdan bir anıyı hatırlattı bu olay bana..bakkala, ekmek yoğurt ..vs gibi gıdaları almak için evin en küçük çoçuğu olarak yine ben gidiyordum.binbir nazla gittiğim için hemen hemen her seferinde kendime birşeyler alabilmem içinde, fazladan birkaç kuruş veriyorlardı bana..bir elimde poşet,diğerinde cips ile sallana sallana gelirken, birden nasıl olduğunu anlamadan bir köpek çıktı karşıma..yavaş yavaş geri çekilmeye başladım, köpek üzerime geliyordu..poşetin içindekileri yere devirip, hızlı hızlı geri çekildim, karşı yoldan eve gittim..eve gittiğimde babam hemen pes etmemeliydin derken, annem pratik zekasını kullanmış diyordu..aralarında gülüştüler..beni tekrar bakkala yolladılar, o köpeği yen ve gel diyerekten:)..ama babamın arkamdan takip ettiğini bilerek kendimden emin adımlarla gitmiştim bakkala..sanki köpeği görsem midesinden alacaktım benim olanları, öyle bir cesaret yani…
Linet, hepsi var artık..Teşekkürler..Abs, annenle babanı takdir ettim..Bu suda boğulma tehlikesi atlatan bir çocuğu hemen suya sokmak gibi birşey olmuş..:) Sanırım, güvenin oradan geliyor.
pbk, teşekkür ederim..(sana birşey söyleyeceğim, ama aramızda kalsın: ben şimdi yine elimle poşetle köpek görsem, poşeti bırakır arkama bakmadan kaçarım:)
Poşetsiz görsen:)) Faydası olur mu acaba..
kelebekler ozgurdur güzel yazmışşsın ellerine saglık ben begendim fakat finali daha fena olabilir di
tşk ederim necronamber…hikayeyi yeniden yazmak hem yazana karşı ayıp olur, hem gereksiz polemikler yaratırdı göze alamadım..(bkn: mahirgül’ün ” idrar kesesi ” kısmını dahi hoş bulmamış olması:))bir erotik hikaye kaleme almak istememe rağmen,gelecek yorumların beni bin pişman edeceğini hissederek uygulama kısmını sürekli erteliyorum…hemde öyle fena bir finalle ki anlatamam :)))
Kelebek, korkulu yaşanan dakikaların, sen de erotik bir izlenim yaratmasına şaştım, ben arkadaşlarımı pis bir hırsızdan tek başıma korurken, senin erotik hikayenin, kahramanlarının yine onlar olmasını istemem, kompleks im yok, yanlış anlama..Kahramanlarını kendin seç, kendi hikayende..
poşetsiz görsem daha kötü olur sanırım..bu kez köpeğe bırakacak bir şey olmaz, bir parça baldırdan ziyade:)
Abs, sen beni öldüreceksin..Ama gülmekten..:)
:):)..epitaph olarak bu gülen yüzlerden koysunlar, mezar taşımıza.(allah gecinden versin!)
Mezarlıklar daha sevimli olurdu, bence de:))
bu arada baldırın, dizden ayağa kadar olan kısma dendiğini öğrenince çok şaşırmıştım..hep diz ile kalça arası kısmı baldır sanardım..(bu da aklıma gelmişken)
zaten dünyanın birçok yerinde mezarlıklar son derece sevimli mekanlar..insanlar ölüme iyi koşullansın diye yapılıyor..londrada gördüğüm birkaç mezarlığın, botanik bahçesinden farkı yoktu desem abartmış sayılmam.
Mezarlık, gül bahçesi olsa, farketmez..Biz bu dünyaya bakalım en iyisi..
geçmiş olsun! yalnız konunun mezarlık konusuna dönüşmesi biraz ilginç. dur, yorumları tekrar okuyayım.
biri erotik hikayemi yazacağım dedi.
Valla burada konunun nereye geleceği hiç belli olmuyor..Dikkatli olmak lazım..
pbk,”idrar kesesi” tabirinin bile hoş düşünülmediğine bakılırsa, yazmayı düşündüğüm erotik bir hikayenin tepkilerini kestiremediğimden bahsettim sadece..yazının ve kahramanlarının; yazacağım farklı tarzda bir hikaye için, feyz olabileceğini düşünmüş olup onlarla bağdaştırmana şaşmadım desem yalan olur..kahramanlar da hikaye de hazır, endişelenme…mahirgül,birinin “erotik hikaye yazmak istiyorum” demesininsakıncası nedir?…sitede benzer yazılardan yüzlerce olmasına rağmen,(kadınlar tarafından yazılanlara rastlamak da mümkünken üstelik) bu isteğimi dile getirmem seni neden şaşırtmış olabilir ki bu kadar ?????ya yazımı okumazsın, ya yorum yapmazsın, yada olumsuz eleştiri yaparsın olur biter.laf mı yani…
kelebekler özgürdür nedense kadınların böyle hikayeler yazmaları mutlaka onların bunları yaşadığı anlamına gelir ki bu tehlikeli bir durum yaratır. Hemen kafalarda vay kaşar vay nelerde yaşamış nelerde biliyormuş denir. Türk kadın yazarların pek çoğunun romanlarında erotizm den eser yoktur. Elif Şafak son kitabı Siyah Süt de bu duruma değinmiştir. Aynı Türk filmlerindeki gibi tam öpüşecekken sahnenin değişmesi gibi kadın yazarlarda sadece öpüşmeyi tasvir edip, duyguları anlatmaya başlarlar..BU konu beni de geriyor, erkek yazarlar istediği gibi özgürce yazarken kadınlar bu konulardan uzak duruyorlar.. Yaz lütfen…Kadınların hayal gücünü kullanıp böyle şeyler yazabilmesi gerekli, nasıl erkekler en basit cümlelerle nerdeyse her hikayede bu durumu dile getirebiliyorlarsa bizlerde yazabilmeliyiz..Yazdıkların senin yaşadıkların anlamına gelmez, hem yaşamışda olabiliriz insanız sonuçta.. Kendimi ne kadar ifade edebildim bilmiyorum ama kısaca yazılar özgürlük diyorum, kimin yazdığı, yaşayıp yaşamadığı önemli değil, hayal gücünün zenginliğini paylaşması önemli olan…
Haklısın, isteyen istediğini yazsın..Yazarın yazdıklarıyla kişiliği farklı olabilir..Hayalgücü denen bir olay var..Önyargı, gereksiz bir saçmalık..
linet,satırlarının altına ilave edeceğim tek şey imzam olabilir, o kadar doğru yazmışsın ki…insanlar ironi denen bir şey olduğunu anlamak istemiyorlar…düşüncelerin ve desteğin içimi ısıttı…pbk,tabiki hayalgücümüzün sınırları yok, cinayet hikayesi yazsam insanlar birini delik deşik ettiğimi mi düşünecekler bu durumda.. değil tabiki,tarz farklı olursa kıyamet o zaman kopuyor işte..
Önyargılar kırılmak içindir..Değişik denemeler le insan kendini keşfeder..Kelebek, belki sen de bir başka Almudena Grandes in LULU sunu yazabilirsin..Neden olmasın..
pbk araban ne tarafta bende camından içeri baksam bana da aynı tarifeyi uygulayabilirmisin? bu kadar parayı bu kadar kolay nasıl kazanabiliyorsun.. kolay kazanmıyorsan eğer bu kadar paradan bu kadar kolay nasıl wazgeçebiliyorsun… yoksa bunların hepsi kurgu mu? merak ettim doğrusu
koza mı? kozalak nerde yahu? kendi boklu kıçından korkup başka nicklerle mi doğuyor.yaraşır.
ama ilk sorumu yanıtlamadın bende arabanın camından bakmak istiorum hem o kadar aç gözlü değilim bi yirmiliğe işim tamam:D:D:D
Seko,Git yazılarını yaz, tozlanan kitapların arasından bakan kadın ,sana öğrettikleri kadar zavallı değil..Önyargılarından kurtul sonra gelir yaparsın espirini..Ben de cevap veririm..
zavallı veya değil her ikisinden de korkuyorum zaten.. belki karşına çıkan korkuodur ama sen geniş hayat tecrübenle korkup korkmadığından bir anda emin oldun. Nyse belkide haklısın işini sağlama almak en iyisi ben sadece kaybolan giden mikatara üzüldüm bir de o maskeli hırsızın ben olmadığıma…. ayrıca espiri değildi gerçekten meraktı Ayrıca önyargılarımı seviyorum en azından riski yok:D:D
O diğil de, niye bütün parayı, ziynet eşyasını felan veriyosun ki, ben onu anlamadım. Adam yanında ne var ne yok bilmiyo ya. At sadece bilekliği en azından camdan uzağa doğru. Angut mal bulmuş mağribi gibi onun üzerine atlamışken sen de arabayı viyaklatarak uç olay mahallinden. Yanlış mıyım?
Anthro; tabii ki yanlış değilsin..Dün gece Taksim de, 3 adamın, otoparkta, sıkıştırdıkları kızın yüzünü camla nasıl çizdiklerini duymadın sanırım..Ben sadece gözünün doymasını istemiştim..Bazen anlık düşünmek gerekir..Yapacağın bir hata geri dönülmez izler bırakabilir..Ben saldırgan psikolojisinin avına yaklaşırken çok rahat olduğunu sanmıyorum..O da anlık düşünmek zorunda..
Bu anlattığın hikaye bir senaryo değil yani? Ben yorumlardan bunun senin yazdığın bir hikaye olduğu izlenimi almıştım, ondan mantık aradım. Ama gerçek olaysa dediğin gibi anlık refleks ile her durum olasıdır. Allah korusun bu hikayeyi yazamama durumu da dahil yada senin olayını haberlerde duymamız olayı. Neyse geçmiş olsun ve sen en kısa zamanda bir kuru sıkı silah alıver. Sonra onu kuru sıkıdan bozucular felam varmış, bozdur ve bir sonraki hırsız, sapık vs üzerinde bu kez bu yöntemi dene bence.Deneme ha. Şaka yapıyorum.
Denemeye fırsat bulabilirim o kadar çok potansiyel var ki artık caddelerde..Donanımlıyım anlayacağın..Quentin Tarantino sağ olsun..:)
birden bir filmin içinde hissettm kendimi. garip bir şekilde de sonda giden paraya, pulaüzüldüm. cana gelceğine mala gelsin evet biliyorum. arkadaşlar süper ama uyumaya devam:) çok güzel yazı.. ellerine sağlık
Daha yazacağım, Doxa, sabah bir dergi geçti elime”Selma Lagerlöf” ün hayatını okudum benimkine benziyor biraz, şaşırdım..Tabii o felç olmuş, Allah göstermesin..Kendisi tam bir masal kahramanı, yazmak için yaşamak lazım, heyecan duymak, üzülmek, mutlu olmak lazım..
”Uçan Kaz” ve ”Nills” i o yazmış..Süper..