Bugün az önce arabada tek başıma, Etilerden Cihangir’e geliyordum… Bugün, az önce…

Bugün, az önce, kafamda gitmek istediğim şehirleri bir bir aklımdan geçiriyor, yarını bile planlamamayı kendine düstur edinmiş bir adam olan bana, on yıllık hayaller kurduruyordum… Bugün az önce…

Radyo Eksen açıktı arabada, düşlerimi rahatsız etmeyecek bir volumde sırayla geçiyordu parçalar. Üç hafta önce farkına varılan ve o günlerden beri hayatımın kabusu haline gelen “boyun fıtığım” sabah saatlerinde azmıştı, ağrılardan kurtulmak için artık zaman zaman takmayı tercih ettiğim boyunluk boynumdaydı ve tek huzursuzluğum da buydu galiba, bugün takmıyordum hayatımın diğer olağan aksiliklerini… Birden radyoda eski ve çok sevdiğim bir parça başladı; Metallica-One.. Bugün, az önce, sonuna kadar açtım radyonun sesini, gümbür gümbürdü işte ölüm döşeğindeki askerin hikayesi, Düşlerim, sancılı boynum, gümbür gümbür ölen asker, arabadaydık hep birlikte işte, bir de sigara yaktım …

Ortaköy’de, soluma bir polis otosu yanaştı, sağda oturan polis eliyle camı açmamı işaret etti, elim önce pencerenin butonuna gitti, camın açılmasıyla da ben kısana kadar gümbür gümbür çalan Metallica polislerin kulağına. Polis bana şöyle bir baktı, sırıttı ve dedi ki “Arkadan deminden beri plakanı okuyoruz tabii duymazsın, açmışın gümbür gümbür metalik müziğini… Kafa sallamaktan boynunu da harap etmişsin ama akıllanmamışsın…”
… Bugün, az önce…