Kuran’a göre eşcinselliği anlattığımız ilk yazımızda; Müslüman dünyada yaşayan eşcinsellerin başına boyuna kakılan bir mevzuyu, Lut kavminin neden helak olduğunu irdelemicştik. Bu yazımızda ise Aynı coğrafyadaki eşcinsellerin maruz kaldığı bir başka dini baskı türünü ele alacağız. Lut kavminin helakının eşcinsellik yüzünden değil, Allah’a isyan yüzünden olduğunu savunan her eşcinsel ikinci bir baskı sorusuyla karşılaşır. Nikahsız cinsel ilişki zinadır, zina haramdır. Siz erkek erkeğe ya da kadın kadına nikah kıyamadığınıza göre zina yapıyorsunuz ve haram işliyorsunuz sorusuna birçok arkadaşımız sadece başını eğerek mukabele edebilmektedir.Oysa gerçek hakikaten böyle midir? Yani zina nikahsız cinsel ilişki ise; nikah kıyamayan aynı cins mensupları zina işler mi? Bu imkansızın varlığı değil midir? Yani nikah kıymak aynı cins arasında mümkün değilse, o halde teorik olarak zina yapmak da mümkün değildir. Çünkü nikah kıyma imkanı olmadığına göre- Hayreddin Karaman fetvasına göre- ortada bile isteye yapılmayan bir nikahsızlık durumu yoktur. Dolayısıyla iki eşcinselin sevişmesi zina olarak nitelendirilemez.Dini hep aynı kalıplarla öğrenen kişi bu sözlerimizi şaşkınlıkla karşılayacaktır. Oysaki İslam’ı ve Kuran’ı derinlemesine tahlil eden birisi şu sözlerimize hak verecektir. İslam’da cinsel ilişkinin meşruiyeti sadece nikahla kayıtlı değildir. KOnuyla ilgili ayet aynen şöyledir: ‘Yetimler hakkında Adaletsiz yapmaktan korkarsanız; kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikahlayın. Adaleti sağlayamamaktan korkarsanız, o zaman bir kadın. Ya da sağ ellerinizin sahip oldukları – ma meleket eymanukum-(Cariyeler olarak tefsir edilir genelde)’ (Kuran, Nisa- 3)Görüldüğü üzere cariyeler bu ayetle nikah zarureti olmadan cinsel ilişki kurulabilecek kadınlar olarak nitelendirilmiştir. Ayrıca ‘sağ elllerin sahip oldukları’ ifadesinden, evlenemeyenlerin mastürbasyon yapabilecekleri anlamı da pekala çıkabilir.Hatta son günlerin olay dizisi Muhteşem Yüzyıl filminin ileriki bölümlerinde görüleceği üzere, Hürrem bir cariye olmasına rağmen, Kabe’ye yardım göndermek için önce kendini Kanuni’ye azat ettirecek ardından da Ona kendisine nikahsız dokunamayacağını söyleyerek, Harem’de önce özgürlüğünü kazanıp sonra nikah kıydıran ilk cariye olacaktır. (http://tr.wikipedia.org/wiki/H%C3%BCrrem_Sultan). Tabiki Hürrem, Kanuni’yle daha önce defalarca sevişmiştir ama nikah kıydırma zorunluluğu cariye statüsünü kaybettikten sonra belirmiştir.Görüldüğü üzere, nikahlanmak İslam’da cinsellik için tek meşruiyet değildir. Teorik olarak nikahlanması mümkün olmayan kişilerin cinselliği İslam’da zina olarak algılanmamıştır. Hz. İsa’nın da belirttiği gibi; ‘Tanrı Sevgidir’ (Yuhanna, 4. Bab-9). Sevgi olan Tanrı, kainata en önemli unsur olarak da bu sıfatını yansıtmıştır. Birbirini seven iki insanın birbirine sevgi ile dokunmasını, Tanrı’nın katında bir günah olarak nitelemek için ancak ancak sünnetsiz bir kalbe sahip olmak gerektir. Bunu iddia eden kişi, penisindeki derinin alınması ile sünnet olduğunu sanmasın, kalbini sarıp sarmalayan ve artık onu karartan nefret derisini kalbinden almaya kalksın!Sonuç olarak, nasıl ki bir cariye ile ilişkiye girmek için nikah kıydırmak teorik olarak mümkün olmadığından -çünkü özgür olmak nikahın bir şartıdır- cariyeyle nikahsız ilişki zina sayılmıyorsa; iki eşcinselin de nikah akdi teorik olarak mümkün olmadığından -çünkü nikah farklı cinsiyetler arasında yapılabilir- iki eşcinselin sevişmesi de zina olarak sayılmamalıdır. Tabi ki, bu durum gönül rızası ve sevgiyle dokunmayı -para, çıkar vs. karşılığı değil- içermektedir.
yorumlar
Sayın endop, siz köle misiniz ki cariyeler ile ilgili hükmü kendinize yakıştırıyorsunuz. Zaten cariye diye kadın olan kölelere deniyor. Savunduğunuz olayın dinen günah olduğunu eminim ki siz de farkındasınızdır. Fakat bu durumdan kendinizce bir çıkış yolu arıyorsunuz. Siz ne derseniz deyin kuran hükümleri bu konuda açıktır. Yaptığınız günah bir iştir. Bu hüküm Allahın hükmüdür. Kendinizi homoseksüel olarak hissedebilirsiniz ama kendinizi bu şekilde hissettiğiniz için illada zina yapıpta günaha girmek zorunda değilsiniz. Bu duygularınızı bastırabilecek yollar bulabilirsiniz. Yok ben yolumdan memnunum diyorsanız da lütfen dini kendi çıkarlarınıza alet etmeyin. 2+2=4 eder. yaptığınız iş günahtır.
Endop, yazdıklarından sora insanın ibine olası geliyor yaf!Bak arkadaşım sana son kez bir alıntı ile yanıt veriyim, iyi oku,anlamaya çalış zırvalamayı bırak..İnancın var ise git iki rekat namaz kıl tevbe et..” Cariyelik yani savaşta erkeklerin büyük çoğunluğunun ölmesi neticesi ortada kalan kadın ve çocukları mülk edinme sonucu ortaya çıktığı hepimizin bildiği bir husustur ve konuyla alakası yoktur. Kaldı ki “sağellerinin sahip olduğu”ndan kasıt mülk edinmek, yine şahitler huzurunda ailesinin içine katmaktır. Azad edilen cariyenin de hür insan haline gelmesi dolayısıyla nikahsız beraber olunamayacağı açıktır.Anlaşıldığı kadarıyla bu kardeşimiz sadece bu durumunun yadırganmamasını, toplumsal kabul görmeyi istemektedir. Ancak bu durumu toplumsal kabul arenasına koyduğumuzda, doğuştan eşcinsel olmayanlara da bu özenti sıçrayacak ve kadınlar bırakılıp keyfin bir başka örneği olarak sağlıklı toplumu ve nesilleri batırabilecek bir uygulamaya onay verilmiş olacaktır. Üstelik sağlık açısından aids vb. gibi zührevi hastalıklar yönü de ayrıca devreye girmektedir. İşte Kur’an bu noktada toplumsallaşmaya sebebiyet verme hususunda devreye girmektedir:“Hani Lut da kavmine şöyle demişti: “Sizden önce alemlerden hiç kimsenin yapmadığı fuhşu (hayasız-çirkinliği) mi yapıyorsunuz? Gerçekten siz kadınları bırakıp şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz. Doğrusu siz, ölçüyü aşan (azgın) bir kavimsiniz.” Kavminin cevabı: “Yurdunuzdan sürüp çıkarın bunları, çünkü bunlar çokça temizlenen insanlarmış!” demekten başka olmadı. (Araf Suresi, 80-82)“Bu soru şekli, Kur’ân’ın diğer âyetlerinde de; “Göz göre göre hâlâ o hayâsızlığı ya¬pacak mısınız?” (Nemi 27/54); “Gerçekten siz, daha önce hiçbir milletin yapmadığı bir hayâsızlığı yapıyor¬sunuz” (Ankebût 29/28) şekillerinde yer almaktadır. Allah konuyu hayasızlık olarak nitelemiştir. Çünkü Lût kavminde söz konusu kötülük, bireysel bir olgu olmaktan çıkmış ve topluma taşmıştır. Bundan dolayı onlar, daha önce kimsenin yapmadığı bir kötülüğü yapmış olmakla nitelenmiş ve kınanmışlardır. Kısacası böyle bir kişi çetin bir sınavdadır. İçten gelen ve başka türlüsünün elinden gelmediği, gücünün yetmediği bu duygudan dolayı kişinin kendini suçlu hissetmesine gerek yoktur. Zira: “Allah, hiç kimseye güç yetireceğinden başkasını yüklemez.” (Bakara, 286). Yalnızca ayartıcı arzularına yenik düşmemesi ve düşüncelerini eyleme dökmemesi yeterlidir. Bu kişiye düşen, durumunu özenilecek bir şey gibi ortaya koymamak ve Allah kendisine bir çıkış yolu sunana dek dua ederek sabretmektir: “Ey iman edenler, sabırla ve namazla yardım dileyin. Gerçekten Allah, sabredenlerle beraberdir.” (Bakara, 153). Kendisinin bir sorunu varsa diğer insanların da onun gibi başka dertleri vardır.”
Genellikle boyle sacma yazilara yorum yazmam ama butun dinlerin yasakladigi, dunyanin en pis isini savunmaya calisiyorsun ve dogal olarak burada bir cok kisiden de azar isiteceksin, hadi escinselsin anladik, ayni zamanda mazohist misin, burada azarlanmak hosuna mi gidiyor?
din, her yöne çekilebilecek bir kavramdı. isteyen herkes, başkaları tarafından ne kadar sapkınca görülürse görülsün, kendi iç dünyasını rahatlatacak bir cevap bulabilirtoplumdaki sevap – günah algısı her çağda, o çağın o toplumu nasıl yoğurduğuna bağlı olarak değişir. her çağın kendi şartları içerisinde, belki günah, günah olmaktan çıkmaz ama en azından toplumsal hoşgörü artar veya azalır.böylece bir bakarsınız kölelik meşru olmuş, bir bakarsınız tu-kaka olmuş.Muhteşem Yüzyıl dizisinde değinmeye cesaret edeceklerini sanmam ama Osmanlı’da oğlancılığın ne kadar yaygın olduğunu bilmeyen var mı? günahsa o zaman da günahtı, ama toplumda kabul görüyordu.yani arkadaşım, burada birtakım dini tartışmalara girerek eşcinselliği aklamaya çalışman sadece zaman kaybı olur. dinin nasıl algılandığı sadece sonuçtur. insanların bı konudaki bakış açısını değiştirmekse maksadın, işe yanlış yerden başlamışsın.
Lut kavmi öyle çirkinlikler ortaya çıkardılar ki böyle bir kötülük başka hiç kimsenin daha önce aklının ucuna bile gelmeyecek derecede çirkindi. Onlar, kadınları bırakarak erkekler olarak birbirleriyle oluyorlardı. Ancak Lût onları Allah’a kulluk etmeye ve ona hiçbir şeyi ortak koşmamaya dâvet ediyor, kötülükleri terk etmelerini onlardan istiyordu. Ancak onlar yaptıkları kötülüklerden vazgeçmek yerine o kötülükleri işlemeye devam ettiler. Bunun üzerine Allah Teâla geri engellenmesi mümkün olmayan o şiddetli azabını onların üzerine gönderdi. Onları, akıl sahipleri için birer ibret haline getirdi. Allah Teâla Kur’an-ı Kerim’de Lût kıssasını birkaç yerde zikretmiştir:1. A’raf suresi (80–84 arası âyetler)2. Hud Suresi (69–83 arası âyetler)3. Hicr Suresi (51–71 arası âyetler)4. Şuara Suresi (160–175 arası âyetler)5. Neml Suresi (54–58 arası âyetler)6. Ankebût Suresi (28–35 arası âyetler)7. Saffât Suresi (133–137 arası âyetler)8. Kamer Suresi (33–40 arası âyetler)Bu metni kaleme alan arkadaş!Hz. Lut kıssasını, baştan sona adamakıllı okuyup düşünmeni dilerim.Erkeklerin kadınları bırakıp birbirleriyle kötü diye nitelendirilen ilşkiden dolayı helak olan bir kavimdir Lut kavmi . Ve sen hala ( sende onlar gibi oldugun için ) onları savunmakla kendini aklamak istiyorsun gönül. rahat olsun toplum bu gibi sapık davranışları hoş görmelerini istiyorsun… CENABI ALLAH ISLAH ETSİN
ben son derece dinibütün bir insanım ama oruç tutmam. akademik kariyerim bana orucun son derece sağlıksız bir ibadet olduğunu gösteriyor. zaten oruç tutma deneyimlerim genelde sağlık sorunlarım nedeniyle fiyaskoyla sonuçlanmıştır. ancak oruç tutmadığım için günaha girdiğimi biliyorum. çünkü sadece sağlığım elvermediği için değil eğer hasta olmasaydım da oruç tutmama ihtimalim olduğunu biliyorum, kendime zarar vereceğini düşündüğüm için.işim olduğunda namaz kaçırmışsam günaha girdiğimi biliyorum. çünkü namaz ibadeti aksatılmamalıdır. mümkün olduğu sürece. ve cep telefonu ile konuşmak için lavaboya gitmek için işe ara verebiliyorsam namaz için de ara verebilirim ama gündelik hayatın telaşesi ile es geçebiliyorum. noluyor günaha giriyorum.kıssadan hisse; eşcinsel ilişki dinen açık bir şekilde yasaklanmış. evli olmak da bu gerçeği değiştirmez. sağlıklı bir insanın sex yapmadan yaşamasını anormal ve eksik bulurum. o yüzden eşcinsel kalın ama sex yapmayın diyemem. sadece aynı anda hem eçcinsel hem dinibütün olmak bence korkunç zor ve travmatik olmalı. bu noktada çözüm üretecek bir önerim de yok.
Nikah dini bir anlaşma ya da akit değildir.Nikah kamuyu ilgilendirir.o yüzden eşcinseller arasında nikah olup olmamasını din değil yasalar belirler.günahı sevabı ayrı..
Sayısız SAPIK hoca İslami bilgileri tahrif ederek insanları yanlış yönlendiriyor. Gazetelerde, TV ekranlarında, internette meşhur olan bu hormonlu hocalar zaten müslümanları yeterince şaşırtıyor.Bir de bu “eşcinselliği İslam’a uydurma” trendi nereden çıktı? İnancınız varsa inancınızı yaşayın. Kendinizi ezik hissettirmenize de gerek yok. Medya, hiçbir niteliği olmayan eşcinsel tiplemeleri hem gözümüze sokuyor, hem de meşhur edip para kazandırıyor. Bugün iki – üç eşcinsel cinayetinden şikayet ediliyor ama otoyol kenarlarında, Beyoğlu’nda kaç eşcinsel dolaşıyor, bunların fuhuş ve zina sayısı kaçtır, bulaştıkları gasp – uyuşturucu vb suçlar ne oranda hiç hesaba katan yok!
Yazılarınızdaki üslup ve içerik hak arama haddini aşmış, alay etme, bilgiçlik taslama, mazur göstereme ve İslama uydurma mecralarına doğru yol almıştır. Bu kadar engin bir kapsama alanı içerisinde maddi kazanç beklentisinin lafı bile olmaz. Eşcinsellerin örgütlenme ve eylem yapma eğilimlerinin arttığı bir dönemdeyiz. Avrupadan çokça destek göreceğinize eminim. Zaten Hıristiyan misyonerliği aldı başını gidiyor. Bir de eşcinsel furyası çıksın ne fark eder?Azınlık hakları, cinsel tercihe saygı ayakları ile toplumda kamuoyu oluşturup etkin bir rol de üstlenebilirsiniz. Zaten dernekler, vakıflar vs ile ülkenin içi kabak gibi oyulmuş…Geothe vakfı dil öğretip kültür kaynaşması mı yapıyor sanki?