Bugün işyerinden bir arkadaşım, haftaya İzmir’den kayınvalidemler gelecek “bir şey ister misin?” diye sorunca ilk aklıma boyoz geldi. Bir yıldan fazla oldu boyoz yemeyeli. Aslında yağlı yiyecekleri pek sevmem ama on yıl önce İzmir’de tanıştım bu tatla, tutkunu oldum. İzmir’de sabah boyozla başlar desem sanırım abartmış olmam. Sabah işe yetişme telaşlıyla alınır iki boyoz, taze demlenmiş çay ile bir güzel kahvaltı edilir. Haşlanmış yumurtayla yemeyi seveni de çoktur ama ben peynirle birlikte yemeye bayılırım. Hatta bayılırdım desem daha doğru, çünkü İzmir dışında pek bilinmez boyoz. Şuan yaşadığım şehirde ismini bile bilen çok az. Çünkü; Yahudi Böreği olarak da bilinen boyoz, Yahudi toplumunun İzmir mutfağına kazandırdığı en önemli tatlardandır.

Şöyleki: Kastilla prensesi İsabella ile Aragon Kralı Ferdinand’ın evlenip güç birliği yaparak kurdukları İspanya Krallığı’ndan, kısa sürede Yahudiler ve Müslüman Araplar da nasibini alır ve İspanya topraklarında istenmezler. Dönemin en güçlü devleti olan Osmanlı’dan yardım isterler, II. Beyazid Piri Reis eşliğinde yardım gönderir. Müslüman Araplar Kuzey Afrika’ya, Safarad Musevileri olarak da bilinen ikinci grup ise; İzmir, İstanbul, Selanik ve Edirne’ye yerleştirildiler. Beraberlerinde kültürlerini de getiren Safarad Musevileri, boyoz alışkanlıklarını İzmir’de de devam ettirdiler.Boyoz sözcüğü köken olarak da İspanyolca’dan gelmektedir. İspanyolca’da “bollos” olarak geçmektedir. Yan yana “L” harfi İspanyolca’da “Y” okunduğundan, bizim dilimize de boyoz olarak geçmiştir.Buyrun tarifiYiyecek ve içecek konulu yazılarda Nazokiraze’nin eline su dökemem herhalde ama boyoz da benden olsun dedim. İzmir’de bulunan arkadaşlar da yerimize yesinler bugün birer tane.