Sabah hiç bir şey yoktu, öğlen yemeğine çıktığımda, tavuk dönerciye yürüyene kadar ağzımdan burnumdan gözümden kulağımdan giren sineklerle doydum. Her taraftalar, minik yeşil hayvancıklar bunlar. Fakat o kadar çoklar ki insanın nefes almadan yürümesi gerekiyor. Garson ve müşterinin diyaloglarından anladığım kadarıyla, mevsim sinekleri olup, yağmurun akabinde piyasaya çıkıyorlarmış. Müşterinin verdiği bilgiye göre Adalarda daha beter çoğalıyorlarmış. Yağmur yağınca bir süreliğine yok olup hava durulunca tekrar hortluyorlar diyor kendisi. Hava da esinti olmayınca daha uzun kalıyorlar anladığım kadarıyla. Eh işte kaderin cilvesine bak elin amerikasını dana kadar ağustos böcekleriistila eder caanım türkiyemi de minicik sinekler. Büyük memleket ne de olsa amerika dediğin, sorunu da büyük oluyor. Sorunlarına bile gıpta ettiriyor(!). 🙂