Arkadaşım olur musun? Bak ikimiz de bir başına oturuyoruz bu masalarda. Diğerleri nasıl gülüyorlar, duymuyor musun?.. Nasıl da içlerinden taşan o coşkuyu çağıldatıp duruyorlar o kahkahalarında?..Biz ikimiz o çağlayanın yanıbaşında sessiz, telaşsız seyrediyoruz onları.Hadi ne dersin, biz de onlar gibi yaklaşalım mı birbirimize? Mesela kalkıp geleyim mi masana? Hiç değilse kendi sesimizi duyarız yeniden. Sonra diğerimizinkini… O zaman bu kadar sessiz kalmaz masamız. Onların kahkahaları şimdiki kadar canımızı acıtmaz.Nasıl da içlerindeki her şeyi hiç korkmadan döküyorlar ortalığa?! Yoksa bu yüzden mi bu kadar kalabalık masaları?.. Bizse bir başına, yapayalnız… İçlerimizi sıkı sıkı kapamış, çevremiz insan dolsun istiyoruz. Oysa bomboş masalarımız…Biz başkalarını uzaklaştırdıkça içimizden… onlar da teker teker uzaklaşıyorlar bizden… Ve bu yüzden bomboş kalıyor masalarımız.
yorumlar
Mavilikler, yalnız olmak o kadar kötü bir şey değil, yalnızlığı bir eksiklik gibi, kurtulunması gerekli bir illet gibi algılamak bana göre değil, ha arkadaşlar arasında olmuşum, ha kalabalıklar arasında yalnız, hiç farketmez
Haklısın Suiza. Yalnızlık çok da korkulacak birşey değil. Hatta kimi zaman çok güzel birşeye de dönüşebilir. Kendinle başbaşa kalır, içini dinlersin. Ama yine de bence kendi seçimimizle olursa yalnızlık güzel… Çevremizde insanlar olmasını istesek de tek bir kişi yoksa, o kötü işte! Bundan daha kötü olanıysa, kalabalıklar arasında bile yalnız hissetmek…
:)) ah mavilikler ah, yine aynı noktaya dönmüş olmuyor muyuz? insanlar, insanlar… yanimizda olursa olur, olmazsa olmaz, insanların bize ne faydası olur??kalabaliklar, seninle, benimle konuşsa ne olur, konuşmasa ne olur? bunda hiç de üzülünecek, dertlenecek bir şey göremiyorum, benimle konuşmadikları için kalabalıklar üzülsün:))
suiza’nın ahkamına katılıyorum. yalnız bir masa, okunacak bir kitap ya da dergi ya da yeşillikler içinde bir kır kahvesi…amaaaaan olmasın yanımızda kimse ne yazar:)
sanırım bu durum zamana göre değişiyor.bu aralar bende de bir yalnızlıktan sıkılma söz konusu.hatta kanlı bıçaklı düşman olduk kendisiyle.arkadaşsızlıktan dondurma yiyemedim daha.hafif ahalisi partisi mi düzenlesem napsam.apartmanda boş hazır kiracılar da çıktı.apartman partisi bile düzenleyebiliriz yani.terasa da koltukları attık mı tamamdır.ben bunu bir düşüneyim:)
Galiba ben gerçekten de fazla umursuyorum insanları. Suiza da Lavinya da haklı. Bu kadar başkalarına bağlı olmamalı duygularımız. Kendimizle dost olduktan sonra varsın başka tek bir dostumuz olmasın, ne çıkar?! Yeter ki biz terk etmeyelim kendimizi.
gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar….
yanlızlık güzel bir şey değil ben kalabalıktanda yalnızlıktanda korkarım
Aslında yalnızlıktan şikayet etmekten çok, kahramanın kendisiyle yaptığı bir hesaplaşmayı anlatmaya çalıştım. Ama çok da iyi başaramadım bunu.Kahramanımız, yalnız olmasından hiç hoşnut olmasa da bu durumu yüzünden kimseyi suçlamıyor aslında. Kendisi dışında tabii… O masanın bomboş kalmasının tek sorumlusu olarak, kendi yanlış yaklaşımlarını görüyor çünkü. İç dünyasını kimseye tam olarak açamamasından, çünkü bunu yapabilecek kadar kimseye güven duymamasından yakınıyor aslında.
ne kadar memnun herkes yalnzılıktan.partiye iştirak göremedim hiç.iyi fikir değilmiş galiba.
Güzel davetin için çok teşekkürler Witamin. Ama yalnızlık insanın içine bir kez işlemeye görsün. Kolay kolay iflah olamıyor insan. Aslında ben de şaşırdım bu ince davet karşısındaki sessizliğe? Yaz rehavetinden olsa gerek. Bütün yıl başkalarıyla o kadar haşır neşir oluyoruz ki, hiç değilse bu sıcakların etkisiyle mayışmış bir haldeyken, kimsenin hakkımızda ne düşündüğünü, ne söylediğini kafaya takmak istemiyoruz. Diyelim, geldik davetine, en azından ne giyeceğimize takacağız kafayı. En iyisi, gözlerden uzak, rahat rahat kendibaşına takılmak.
Fatih ürek ve ajdar gelirse bence mümkün.
Onlar gelirse ben de gelmeyi düşünebilirim. Kimse kimsenin ne giydiğine, ne yaptığına karışmaz o zaman. O ikisinin bulunduğu bir yerde başka herhangi birinin dikkatleri üzerine çekmesinin mümkünatı yok çünkü. Kimse onlar kadar ilginç ve renkli olamaz.
benim bu ara en güzel dostum Füsusul Hikem hiç yalnız hissetmiyorum.İnsan okudukça alemi saran kudreti hissediyor ve yalnız olmadıgını anlıyor.İnsan yalnız değildir,Allah hep bizimle.Kimsesizler kimsesi, “Allah bize yeter. O ne güzel vekildir!”
Haklısın Sinjob. Allah her zaman bizimle. Zaten öyle olmasa, yalnız ve güçsüz anlarımızda ayakta kalabilecek gücü bulamaz, en küçük bir darbede hemen yıkılırdık.
çok yaşa sinjop!
Ben Füsusul Hikem’i okudukça çok başka düşünmeye başladım. Herkese tavsiye ederim,aslında bununla ilgili bir yazı mı yazsam? ama çok geniş bir konu iyi hazırlanmak gerek.
Yalnızlık (-+sonsuzluk)