Bizim buralarda bir deli var. Kimbilir ne yaşamışta aklını yitirmiş. Kim bilebilir ki?Onunla hep otobüste karşılaşıyorum. Bir keresinde yanıma oturmuştu. Bir temizlik hastalığı var belli ki. Ayağında ayakkabıları yok ve ayaklarının altı simsiyah. Ayaklarının altını temizliyor hep elleriyle. Sonra parmaklarını otobüsün camına dokunduruyor, diğer elinin parmaklarıyla etrafında gezdiriyor. Bir şekil çiziyor, bilmiyorum ne.Gökyüzüne bakıyor camdan. Çizgifilmlerden çıkmış gibi.. Haline üzülmenin yanında aslında bu doğallığı ve ne yaptığını bilmemezliği hoşuma bile gidiyor. Onu izlemeden yapamıyorum. Sonra onun çaprazında ve oldukça uzağında oturan genç kadının yerinden huzursuz huzursuz kalkıp başka koltuğa oturuşunu izliyorum. Sanki ‘e, baksana deli. Ne yapacağı belli olmaz,bitlidir mitlidir belki’ diyen düşüncelerini gözlerinden okuyorum kadının. Sanki kendini haklı çıkarmak ister gibi gözlerimin içine bakıyor. Gülüyorum haline.. Biraz da acıyorum bizim zararsızdan korktuğu için..Bizimkisi ise o sıralar küfür savuruyor camdan dışarı bakarken. Bir şeylere hep kızgın.. Hep dargın. Kimbilir canını ne yaktı ve bu duruma düştü. O küfrederken kızamıyorum bile çünkü toplumumun içinde okuyan-okumayan yüzlerce gencin sadece takımlarını desteklemek adına bile sokağın ortasında, halkın arasında ana avrat küfrettiklerini düşündüğüm zaman, bu kadınınki o kadar masum kalıyor ki.. Çünkü bilinçsizce yapıyor..Böyle işte, ben bizim deliye sempati duyuyorum çünkü felaketin nereden geleceği belli olmaz diyor bana aklım hep.. Ya bir gün biz de o hale düşersek diyor…
yorumlar
darjeeling, Her şey biz insanlar için.Deliye sempatin varsa tavsiye ederim oku için biraz cızzz edebilir.
okudum,hallerine çok üzüldüm.. sıkıldım.. çok sıkıldım
Ya çok çok hoşuma gitti yazdıkların ve düşündüklerin.Herkes keşke çok değil biraz senin gibi düşünse,onları topluma kazandırabiliriz.
belkide hep iyimser bir yapım olduğu için böyleyim. bir de şunu düşünürüm hep, toplumda o kadar çok korkulacak tip varken bu insanlardan korkar çekinirler.. bu bana yanlış geliyor..
Çok haklısın ya.Baya potansiyel tehlikeli serbest deliler var,sağı solu çarpıyorlar sonra serbest.Dediğin tipler bunlardan ibaret olsa gerek!!!
Toplumumzun en önemli konularından birine deginmişsin.Ne güzel.İşte bizim çocunluğumuzun olaya bakışı ve değer yargılarımız işte bu kadar.
butun deliler boyle tehlikesiz, masum degil ne yazikki
evet hepsi böyle zararsız olmayabılır ama genel dşüncem şudur ki normal diye nitelendirdiğimiz insanların arasından bundan çok daha vahim olanları var. hem zaten başlıkta ‘ bizim deliye’demişim. herkesin bir delisi vardır mahallesinde vs
bu konu benim çok hassas olduğum bir konu. Söylediklerine katılıyorum.
bu kadar hassas çizgilerde dolaşmak çok tehlikeli aklıma Zekı ve Metın alasyanın kurdukları Devekuşu kabare geldi.Bir zamanlar orda’ kim akıllı kım delı bunu herkes bilmeli ‘derlerdi aynen..kim akıllı kim deli bunu kimler bilmeli
bizim de bir tane var. yasli bir kadin. yalnizliktan delirdigini düsünüyorum. bir gün ilac almis eve geliyordum. tramvayda karsima oturdu. elimden cekti aldi ilaci. bu ne icin filan dedi. korkarim acikcasi öyle durumlarda. ayakkabilarini kesmis üstü acik ayakkabi yapmis. allah kimseyi akildan yoksun etmesin
Akıllıyım diye geçinen bir sürü akıldan yoksun insan var bu dünyada!!!
Darjeeling, çok haklısın, burada da var bir kaç deli.Dikkat ediyorum, özellikle kızdırmaya çalışıyorlar, kah vuruyorlar, kah ağlatıyorlar.Bunu yapanların kendilerine eğlence arayan koca koca yetişkinler olduğunu görünce, bir kat daha isyan ediyorum.Gülüyorlar sataşmaları bir marifetmiş gibi sanki birer sirk hayvanıymış gibi geçip karşısına gülüyorlar.Ümit Yaşar’ın Delilerinden bir buket sana.Ben her okuduğumda duygulanırım…
Delileri severim…
🙂
sempatiden ziyade empati ile yaklaşmak lazım delilere.. çünkü emin olun ne yaptıklarını bilmez halde falan değiller.. onlar sizin gördüğünüz algıladığınız dünyaya ait değiller.. hiç olmadılar.. ve biz, kendimizden farklı olan bu ademleri “deli” yaftası ile tımarhanelere kapattık, taşladık, aşağıladık, toplumdan sürgün ettik vesaire.. tek suçları bizim gördüğümüzü görmemeleri, duyduğumuzu duymamaları idi.. söylediklerimizi anlamadıklarından dert yandık.. ama onları hiç anlamayan biziz aslında.. onları hasta ilan edip, hastalıklarına deva tıp bilimi ürettik.. sinir hastalıkları.. çünkü bizim gibi olmayan hasta olabilirdi ancak…..onların gerçekleri farklı.. yaşadıkları ortam bambaşka.. deliliğin sınırlarında gezinen ve çoğu zaman sıcak takiple sınır ötesi harekat ile içerilerinde dolaşan anlar bunu.. o kırmızı çizgi çok mühim.. ama “amman dikkat et kayışı koparırsın sonra” lafızlarına itimat etmeyin.. bu gerçeklikten çıkıp başka bir gerçekliğe giriyorsunuz.. olan bu.. gerçek nedir ki..? beynin yarattığı sinyallerden ibaret değil mi..? neyin var neyin yok olduğunu söylemeye muktedir değil kimse.. o yüzden cama dokunduğunda orada cam görmüyor muhtemelen o.. orada belki annesini izlemekte.. belki kardeşine uzanıyor elleri.. yada hiç tanımadığı ve sizin göremediğiniz bir yolcu ile hasbıhal etmekte.. sizin anlamadığınız ve asla anlayamayacağınız bir lisan ile..delilere iyi davranınız.. çünkü ola ki asıl akıllılar onlardır ve biz mecnunlara, gariplere yol göstermeleri umulur..
@sahlanankoc, son soylediğin cümlenin her zaman doğru olduğunu düşünmüşümdür: ‘asıl akıllılar onlardır ve biz mecnunlara, gariplere yol göstermeleri umulur’
her türlü delinin hastasıyım. seviyorum. pis-pasaklı, tehlikeli-sakin fark etmez…
”Alem deliye, biz akıllıya hasretiz..” Diye bir atasözümüz vardır..
evet var:) kim kime niye hasret?