Ege Üniversitesi Kampüs Kültür Merkezinde düzenlenen kitap günlerinin ilk üçünü kaçırmışım. 4.sünün düzenlendiğini duyunca bu sefer kaçırmaya niyetin yok, dedim ve etkinliklere katılmaya karar verdim. Ilk etkinlik Gizem Altın Nance ile söyleşiydi. Bilenler bilir Gizem işten çıkarıldığında bunu gezmek, yeni yerler görmek, yeni insanlar tanımak için bir fırsat olarak görür ve “Bir Bilet Alır”. Gezmekle görmekle kalmaz yaşadıklarını anlatan Türkiye’nin ilk interrail gezi kitabını yazar. Ama hikayesi burada bitmez. Green card piyangosu çıkınca Amerika’ya gider. Ilk günler zorluk çekse de imdadına Pasifik yetişir. Sabahın erken saatlerinde Pasifik’in hiç de pasif olmayan dalgalarında sörf yaparken kendisine eşlik eden yunus ailesi ona evrenin bir parçası olduğunu, o anda Pasifikle, yunuslarla, denizdeki her bir damlayla bir olduğunu anlatır. Amerika deneyimlerinden oluşan “Dostum Pasifik” adlı ikinci kitabını yazar.

gizem altın nance kitapları
gizem altın nance kitapları

Hikaye burada da bitmez. Bisikletle dünya turu yapan bir çiftin yazdıkları kitabı okur ve yine yollara düşer. Bu sefer yalnız değildir, eşiyle beraber tüm eşyalarını satarak bu yolculuk için hazırlık yapar ve bisikletle dünyayı dolaşmaya Hollanda’dan başlar. Işte bu bisiklet seyahatlerini anlatmak için gelmişti İzmir’e Gizem Altın Nance. Böylesine bir hayat deneyimini ilk ağızdan dinleyeceğim için heyecanlanmıştım. Her şeyi geride bırakıp gidebilmek büyük cesaret gerektir. Kimbilir nasıl güzeldir özgür olabilmek. “Gitmeye karar verdiğimizde ev eşyalarını satmaya başladık. Sanki kum torbalarından kurtulmuş bir balon gibi yükseldiğimi, özgürleştiğimi hissettim. Gitme günü yaklaştıkça endişeleneceğimi sanırdım aksine her geçen gün daha mutlu ve heyecanlıydım” bunlar Gizem’in sözleri, daha güzel anlatılabilir mi bilmiyorum. Hayatın yüklerini taşıyoruz hepimiz. Aldığımız her şeyle kendimizi daha bağımlı hale getiriyoruz ve gidemeyeceğimize inandırıyoruz. Gidilebileceğin en güzel kanıtıydı Gizem.

gizem altın nance & bryan nance
gizem altın nance & bryan nance

Bisikletle Avrupa’da 10 ülke gezmişler, kah çiçek tarlalarının kenarından geçmişler kah Alpler’e tırmanmışlar. Hollanda’da bisiklete ne kadar önem verildiğini, bisiklet kullananlar için özel yollar olduğunu, insanların işlerine, okullarına bisikletle gittiklerini, katlı bisiklet otoparkları bulunduğunu, havanın daha temiz olduğunu, bisiklet kullanan insanların hem sağlıklı hem de küresel ısınmaya karşı duyarlı olduklarını ve üzerlerine düşeni yaptıklarını anlattı. Ama beni en çok etkileyen yol kenarında anne kuzu ve yavrularını sevdiği fotoğraf oldu. “Otomobille geçiyor olsaydık bu kuzuları görme şansımız olmayacaktı. Yanlarından hızla geçecektik. Ne yeni kesilmiş çimlerin kokusunu, ne yüzümüzdeki güneşi, ne de saçımızdaki rüzgarı fark edecek, teneke bir kutunun içinde yanlarından geçip gidecektik. Çiçek tarlaları bisiklet yollarının üzerindedir, ekzoz dumanından etkilenmemeleri için arabayla gidiyor olsaydık belki de bu güzelliklerin hiçbirini görmeyecektik” sözleri oldu.Çift, Türkiye’ye geldiklerinde TEMA Vakfı’yla ortaklaşa hazırladıkları “BisikleTEMA” projesi çerçevesinde İstanbul’da Türkiye’nin ilk bisikletsempozyumunu düzenlemiş. Gittikleri her şehirde ilgiyle karşılanmışlar, Kazakistan’a kadar olan yolculuklarında gittikleri ülkelerde basın toplantıları düzenleyerek yerel basını, çevre örgütlerini ve Birleşmiş Milletler temsilcilerini motorlu araçların küresel ısınmaya etkileri konusunda bilgilendirmişler.2 saatin nasıl geçtiğini anlamadım. Güzel, eğlenceli ve bilgilendirici bir sunum izlemiştim. Bisikletle de gezilebileceğini hatta arabayla gezmekten çok daha keyifli olabileceğini anlamıştım. Ben yaptım siz de yapabilirsiniz diyen ve bir bilet alınarak hayatınızda ne kadar çok şeyin değişebileceğini anlatan Gizem’in hikayesi hiç bitmesin. Bisiklet gezilerini anlatan yeni kitabını yazıyor sonra, sonra yollar onu nereye çağırırsa….Etkinlik çok güzeldi ama katılımın azlığına inanamadım. Söyleşi sonrası dışarı çıktım hava serin ama güneşliydi. Hemen kültür merkezinin arkasında iki tane büyük kafe vardı. Ikisi de doluydu. Öğrenciler ya sohbete dalmış ya da tavla kağıt oynuyorlardı. Etkinlikten haberleri mi yoktu? Okulun her yerine afişler asılmış, etkinliği gün gün saat saat anlatan kitapçıklar dağıtılmıştı. Haberleri vardı. Ben Karşıyak’dan sırf bu etkinlik için kampüse gelmiştim öğrenci bile değildim. Öğrencilerin hemen yanı başlarında onlar için yapılmış bir etkinliğe kayıtsız kalmalarını aklım almıyordu. Nasıl olur da interrail, green card ve bisikletle avrupa seyahati anlatılırken onlar burada çay, kahve, sigara içip oturuyorlardı? Kaçırdıklarını düşündükçe onlar adına çok üzüldüm.

bisiklet bir ulaşım aracıdır
bisiklet bir ulaşım aracıdır