Bilmelisin ki; bugün yazmak için güzel bir gün, akşamı bekledim…
gökyüzüne bakıyorum, güneşin son demleri…bulutları delen o ışık, aldırmadan kol geziyor gri gökyüzündedüşmek üzere olan yağmur taneleri, bizi gözlüyorve tam da zamanında başlıyor.bir pencere camından gördüğüm dünya, duru
renkler albenisini kaybetmiş, yağmur yağınca hep böyle oluyorBilmelisin ki; yaprağı kımıldatan rüzgar bugün ne kadar eksik
hayatın kargaşası yok, insanlar bir bir kaçıyorgördüğüm ağaç, içinde bulunduğum kutudan daha çok büyüklük hissi uyandırıyor içimde
Yokluğunun farkındalığına daha yeni ulaşıyorumBilmelisin ki; yoksun…
aynı gibi gözüken ama birbirine benzemeyen günler, geliyor ve geçiyor…
daha 10 dakika önce neyin ne hissettirdiğini çözümleyemiyorumzamanın ivecenliği yoruyoranımı yakalayamıyorumBir adım gerisindeyim, geçmişe öykünüyorum belki
Dünden bugünüme gelen onca şey ve ışıkları yanan onca ev… Bir fotoğrafa bakıyor gibiyimve Bilmelisin ki; Baktığımda kendimi göremediğim bir kare içindeyim…