Hangi konuda olduğunu hatırlamıyorum. Google‘da yaptığım bir arama sonucu bu siteyi ilk kez ziyaret ettiğimde yapısal olarak çok garipsediğimi hatırlıyorum. Sağı solu bomboş ve tamamı küçük harflerle dolu bir sayfaya sahip bu site ne sitesiydi acaba?Ne tepe var ne taban, ne de “buradayım” diye bağıran bir menü. Birkaç ufak anlamsız resim ve minicik yazılar dışında bir şey görünmüyor. İlk izlenim sonucu, forumların değişik bir versiyonu gibi bir şey olduğunu düşünüp google üzerinden gelmeme vesile olan cümleleri ve yorumları okuyup çıkmıştım siteden. Sonra zaman zaman bloglardan ve bazı yerlerden adını duyduğum bu sitenin yazarlarına para kazandırdığını da öğrendim. Acaba sahte mi gerçek mi düşüncesiyle pilli.com adresinde geçen açıklamaları, para kazandırma sistemini falan hep okudum. İşsiz olduğum o dönemlerde boş vakitlerimi değerlendirebileceğim, hem faydalı hem de zevk verecek bir site arayışındaydım zaten. Banka hesabım olmamasına rağmen üye oldum. Artık sistemi tanımam gerekti. Günlerimi harcadım ve sadece okuyucu oldum. Belki karman çorman bir site değil ama aslında anlamaya çalıştığım şey, sitenin genel içeriği, üye olan insanların neler yaptığı, neyi nasıl konuştuğu ve paranın nasıl kazanıldığı. Ama beni daha çok cezbeden, sitenin içeriği ve yayınlanan yazılarla yorumların kalitesiydi. Buradan kazanılan paranın, bir insanı normal bir işten alıkoyabilecek kadar büyük bir miktar olmadığını tabii ki tahmin ediyordum.Toplam (bu hariç) 21 yazım yayınlanmış. Evet pek çok üyeye göre çok az sayıda bildiriye sahibim. Ne yapalım uzun zamandır işsiz değilim. Bildiri yazmaktan çok daha kolay olan ve onay gerekmeyen yorumlardan sadece 621 tanesi bana ait. Çok mu gevezeyim acaba? (Yorumlarımızı neden göremiyoruzki?) 89 adet yazı tutmuşum. Ciddi anlamda işime yarayabilme potansiyeli olan yazıları tercih ediyorum. Dikkatimi çekiyor, bazılarımız neredeyse her bildiriyi tutuyor. Bu durumda tuttuklarım sayfasıyla, Bildirgeç ana sayfasında, sayfalanmış bildiriler arasında ne fark kalıyor? :)Üye olduğum 5 Mayıs 2007’den bu güne tam 1 yıl geçti. Kavgalarımız oldu, harareti yüksek tartışmalarımız oldu, güzel diyaloglarımız da oldu elbette. Herkesin kendine has fikrinin olduğu bir dünyada bu saydıklarımın yaşanmaması çok zordu zaten.Son olarak, sarf ettiğim sözler yüzünden kırılan, incinen, sinirlenen veya üzülenler olduysa hepsinden tek tek özür diliyorum. O an kanımız, zihnimizin taşmalarına güvenip hızlıca akarken, farkında olmadan birilerini kıracak sözcükler dökebiliyoruz parmaklarımızın ucundan. Ama inanın çoğunlukla pişman olduğumla kalıyorum. Dargınlık olmaması dileğiyle.Buraya kadar sabredip okuduysanız müteşekkirim. Hep birlikte daha nice yıllara…