Bu içimdeki garip çelişkiler..Bir yanım tutkudan kavrulup, görmezsem ölürüm dokunamazsam çıldırırım derken diğer yanım hayatın çok başka yerlerinde mutlu mesut yaşayıp gidiyor.Bazen deli gibi yangın,bazen kül gibi donuk,sakin..Şeytanla meleğin bitmek bilmez tangosu.İçimdeki acıyla beslenen acımasızlığı, kötülüğü bir zaptedebilsem.Başıboş ama tutsak,zincirli ama doludizgin.Hep olduğum yerde ama her yerde.Çaresizliğin en dibinde ama çareler zaten bende.Peki arayan kim, bulmak isteyen kim..Ne zaman ne oldu da acı bu kadar samimi davranmaya başladı bana ve dostum oldu en olmadık zamanda.Sever özler oldum en hasretim gibi.Her ateş ayrı beslerken beni,ne lüzum var yeni bir yanışın açlığına .Bu acıya olan doymak bilmez zaafım değil mi içimdeki fırtınaları koparan.Ya diğer tarafım?O en hassas, en kırılgan,yorgun, şefkata muhtaç ama sevgi dolu çocuk,nasıl dayanıyor bu acımasızlığa, nasıl savaşıyor hala bu pervasızlıkla.Bazen düşünüyorum da hangi tarafım daha çok seviyor acıyı, beni kandıran ben miyim yine yoksa…