Avrat sofraya bir tabak daha koy.Bana avrat deme diye sana kaç kez söyledim.
Sende bana herif diyorsun.
Ben sana şaka olsun diye diyorum. Ne oldu ne tabağı?Yemeğe misafir var.Kim?Bir fakir.Nazlı hanım gelen kişinin kim olduğuna bakmak için yavaşça kapıya doğru yürüdü. Kapıda üstü başı yırtık, kir pis içinde yaşlı bir adam oturuyordu. Tekrar içeri dönüp, len aliş o adamı nasıl içeriye alacağız, tepsiye hazırlayalım dışarıda yesin.Avrat kapının önünde köpek mi besliyorsun.
Mutfağa hazırlayalım orada yesin.O fakire bir lokma ekmeği kim olsa verir, önemli olan bir aile sofrasında yemek yiyip önem verildiğini hissetmesi.Nazlı sultan sofraya bir tabak daha koydu. Tüm aile sofraya oturdu birlikte yemek yenirken aliş bey çok mutlu, nazlı sultan da huzursuz yemek boyunca kâh oturdu kâh kalktı.Aliş beyin en büyük övünç duyduğu en önemli şey çocuklarının kursağından bir lokma haram geçmemesiydi. Yine bir gün bu sözünü tekrarlarken!Geçirmedin de ne oldu? Yanına çırak girenler mal sahibi oldular seni çırağa çıkardılar.Adamlar üçkâğıtçı dolandırıcı çıktı ne yapayım?Gözünü aç gözünü.Aliş bey annesiz babasız akraba yanında zor şartlarda büyümüş sekiz on yaşlarında iken otobüslerde, kamyonlarda muavinlik yaparak yılların birikimi ve de borç harç bir akaryakıt tankeri (arabası)sahibi olmuştu ama hiç maddi yönden yüzü gülmemişti. Günlerce tek başına uzun yola gitmekten yorulduğu için yedek şoför tutmak zorunda kalmıştı. Ama şoför maaşın yanı sıra birkaç kat maaşını da yollarda akaryakıtı sata sata gittiğinden çıkarmaktaydıAliş bey adamı çıkarıyor, bir hafta on gün kendisi idare ediyor ama dayanamıyordu.Avrat bir şey diye cem ama kızma.Bak gene avrat diyor.Bu iş şoförle olmayacak yanıma ortak alacağım. Adam hiç olmazsa kendi malım der sahip çıkar. Bir gün birimiz bir gün diğerimiz idare ederiz.Aman ne yaparsan yap yine çırağa çıkmada.Birkaç ay sonra aliş bey yine çırak, üstelik borçlu çırak.Ailesini kimseye muhtaç etmemek için başkalarının yanında şoförlüğe başladı. Aaaa bu seferde maaşını alamadı. Aybaşında nazlı sultan kira elektrik su parası istediğinde.Daha alamadım.Nee niye?Mal sahibinin durumu kötü arabaya bu ay çok masraf etti.EeeeeLastikleri falan değişti.EeeeHaftaya verecek.Aradan bir hafta geçer alişşşş ne oldu aldın mı, yarın, yarın olur, Alişşş tamam ya patlama alacağız Bir kaç gün sonra. Maaşının bir kısmıyla çıkagelir.Bu ne?Geri kalanını üç gün sonra verecek.İlahi aliş başına karlar yağsın, yok yok taşlar yağsın emii
Birkaç yıl sonra Arabistan’a yüksek bir maaşla gitti, aradan bir ay geçmeden elinde valiziyle döndü.Hoş geldin gelmesine de ne oldu?Ben çocuklarımı, ailemi çok özledim. Burada iş bulurum. Bana iş mi yok?Doğru sana iş mi yok? Çalıştırır, çalıştırır paranın yarısını verirler, yarısını sonra derler sen arayıp ta bulunamayacak bir adamsın.Öyle veya böyle çocuklarını hiç kimseye muhtaç etmedi. Büyük kızıyla bir gün kayın pederinin üzüm bağına gitti. Çok büyük bir bağ her türlü üzüm cinsi mevcut ama öyle bir üzüm var ki pembe ve sadece iki omaca o iki omacanın yerini anneannesi torununa gizlice öğretmişti. Üzümler sepete toplandı üç dört salkım özel üzüm sepetin üstüne konup yapraklarla örtüldü. Eve gelinip sepet açıldı.Babaaaaaaa benim üzüm yok nerede?Kızım gelirken yolda birisine ikram ettim.Koca sepette başka verecek üzüm bulamadın mı?Üzümü ikram etmek için sepeti açtığımda, o üzümleri gördü onları geri çekip diğerinden vermek ayıp olur dedim.Kız ciyaklayarak odasına giderken, nazlı sultan odadan mırıldanıyorduAyranı yok içmeye kürkle gider …maya Allahım bu adama akıl fikir ihsan eyle,ayıp olurmuş he.
Sokakta aç bir hayvan görse eve getirir nazlı sultanın korkusundan eve sokmadan dışarıda besler. Nazlı sultandan yüz bulursa içeriye kadar sokar. Sokakta gördüğü kirli pis çocukları bile sever onları öptükça nazlı sultan kriz geçirir, çok kirliler sümükleri akmış nasıl seviyorsun diye.O da bazı erkekler gibi şeytana uydu bir kez sultanını çok üzdü ama o günden ölümüne kadar kendini affettirmeye çalıştı. Zaten en büyük cezayı da çekti. O ceza ne miydi utanç. Hiç bir şekilde hak yememiş haksızlık yapmamış, başkasının malına el uzatmamış, kendinden daha yoksul olana yardım etmişti. Ömrünün son zamanlarında ben artık gitmek istiyorum, çocuklarım okudu iş sahibi oldu. Torunlarımı sevdim, onları evlendirdim. Arkadaşlarımın çoğu gitti artık bir beklentim kalmadı unumu eledim eleğimi astım artık demesinin üzerinden bir yıl geçmedi. Akşam yattığı hastaneden sabah onu diğer yaşantısına uğurladık. Bu uğurlama esnasında beni biraz olsun rahatlatan şey morg un kapısında yazılı olan yazıydı. CENNETE GİDEN YOL.
Aradan yıllar geçti, büyük kızı sokaktan geçen bir köpeği kucağına alıp sevmeye başlayınca nazlı sultan, o ne öyle mıcık mıcık köpeği seviyorsun pis mi? temiz mi? aynen babana benziyorsun diyince kız anneye döndü keşke babama benzeyebilsem. Onun gibi olmaktan gurur duyarım onur duyarım dedi.Aliş beyin tek gurur kaynağı çocuklarının boğazından haram lokma geçirmemekti. Kızınınki ise öyle bir babaya sahip olmaktı. Kızın kim olduğunu merak ediyorsanız söyleyeyim. Ben!