Bir kadınla bir erkek yaklaştıklarında, biribirlerini sevdiklerinde aralarında yeni bi canlı, ‘ilişki’ dedigimiz yeni bir varlık doguyordu,biribirini seven her kadın ve erkek kaçınılmaz olarak iki insandan üç ‘canlı’ çıkarıyorlardı, kendileri ve ilişkileri..Önce onları birbilerine yaklaştıran ‘ilişki’ büyüdükçe sanki onları iki yana doğru itiyor,mutlu anlardan çok mutsuz anlardan beslenerek irileşiyor, ikisinin arasında bir bag olmaktan çıkıp, onların arasında bi duvara dönüşüyordu…Aşılması güç bi duvara.İlişki dediğimiz iki insanın ortak hafızası.Hafıza, sahibini tehlikelerden korumak için iyiliklerden çok kötülükleri biriktiriyor, acıların, tehlikelerin, öfkelerin altını koyu koyu çiziyor, kuşkuları arttırıyor, kızgınlıkları körüklüyordu.Biz üç kişiydik.Ben,sevdiğim ve ilişkimiz.
BENİ SEVDİGİME BAGLAYAN İLİŞKİ, BİR ZAMAN SONRA BENİ SEVDİGİMDEN AYIRDI.
İliski olmadıgında, ben sevdigimin ruhuna ulaşamadım, onunla kaynaşıp tek bir varlık haline dönüşemedim, ilişki oldugunda, ortak hafızanın lekelerinden sevdigimi koruyamadim..Sevgimiz ilişkimizle lekelendi.Biz ilişkimizle birbirimizden koptuk..Bizi bağlayan bizi ayırdı….
(Ahmet Altan’ın İçimizde Bir Yer adlı kitabından……. )