Bir kadınla bir erkek yaklaştıklarında, biribirlerini sevdiklerinde aralarında yeni bi canlı, ‘ilişki’ dedigimiz yeni bir varlık doguyordu,biribirini seven her kadın ve erkek kaçınılmaz olarak iki insandan üç ‘canlı’ çıkarıyorlardı, kendileri ve ilişkileri..Önce onları birbilerine yaklaştıran ‘ilişki’ büyüdükçe sanki onları iki yana doğru itiyor,mutlu anlardan çok mutsuz anlardan beslenerek irileşiyor, ikisinin arasında bir bag olmaktan çıkıp, onların arasında bi duvara dönüşüyordu…Aşılması güç bi duvara.İlişki dediğimiz iki insanın ortak hafızası.Hafıza, sahibini tehlikelerden korumak için iyiliklerden çok kötülükleri biriktiriyor, acıların, tehlikelerin, öfkelerin altını koyu koyu çiziyor, kuşkuları arttırıyor, kızgınlıkları körüklüyordu.Biz üç kişiydik.Ben,sevdiğim ve ilişkimiz.
BENİ SEVDİGİME BAGLAYAN İLİŞKİ, BİR ZAMAN SONRA BENİ SEVDİGİMDEN AYIRDI.
İliski olmadıgında, ben sevdigimin ruhuna ulaşamadım, onunla kaynaşıp tek bir varlık haline dönüşemedim, ilişki oldugunda, ortak hafızanın lekelerinden sevdigimi koruyamadim..Sevgimiz ilişkimizle lekelendi.Biz ilişkimizle birbirimizden koptuk..Bizi bağlayan bizi ayırdı….
(Ahmet Altan’ın İçimizde Bir Yer adlı kitabından……. )
yorumlar
ahmet bey iliskiler konusunda master doktora yapmis, ekspertiz alaninda vurusu bilmem kactan kazilar yapip duruyor. gidiniz tolstoy falan okuyunuz, ucuz romanlara itibar etmeyiniz. inaniniz bizler bu adamin soyledigi ucuzluklara anlam yukleyenleriz. sizi sasirtiyor mu yukarida yazilanlar, kesinlikle hayir. insan ruhunun derinliklerine nufuz ediyor mu ? yok daha neler. nedir ahmet beyin sirri, siirsel cumleler kurmasi, iz birakmayan siirsel cumleler. cabuk tuketilen iz birakmayan siirsel cumleler. (ben edebiyattan pek anlamam ama gorus gorustur)
şimdi birileri ilişkisini anlatıyor diye cont atlar, sonrasından ee ahmet altan da varsa lavuk mutlaka bi şey yazarbizi bağlayan ilişki bizi ayırdı ben… zaten anlamam ilişkilerden ve kitaplardan bunu hiç anlamadım
bahadir boysal’i gectiniz komprador bey. yani siz de aynen elestirdiginiz kisiler gibi atliyorsunuz demek istiyorum 🙂 syglrml, zararsizimdir. zaten buyuk kara hayvanlarinin tamami vejetaryen.
Kadın metabolizmasını, sonsuzluğun dibini çözmüşçesine saf bir beceriksizlikle, silik ama ahenkli cümlelerle anlatan bu adamı da, tamamen ticari amaçlarla, ıkına ıkına yazdığı saçma kelimelerini sapan cümlelerini de, “ayh çok etkilendim ya” modundaki günlük sahibini de bütün acımasızlığımla kutsuyorum.Ayrıca ‘biribiri’ değil, ‘birbiri’dir o.
ben de hep ‘biribiri’ sanar dururdum mtlda…. ne iyi oldu da, düzelttin!ahmet altan’ı şu şekilde eleştiricek ahkamların geleceğini çok iyi biliyordum ben zaten. Sanki buraya günlüğe adamın yazısını koydum diye, adama tapar, ona ibadet eder bi konuma sokulcağımı da biliyordum.. Ne derseniz diyin, evet, adam tamamen ticari çalışsa da bazen kanımıza dokunan şeyler yazıyor işte, bunu inkar etmek çok kolay, ama biraz da takdir etmeyi ögrenmemiz gerekiyor sanırım.. ay yoksa çok mu şey istedim?
Akılda kalmayan şiirsel cümleler ya da anlamsız şiirsel cümleler.
Açıkçası, evet, ahmet altan’ın kanıma dokunan bir çok özelliği var ancak tahammül sınırlarımı zorladığı gerekçesiyle yalnızca “eylül” isimli denemesiyle (geceyarısı şarkıları, can yayınları, syf 46) hatırlamayı tercih ediyorum. İlk okuduğumda da hayatının birkaç satırını gudik bir kitaba sığdırdığı için de kızmıştım zaten. Takdir konusunda söylediklerinizi üzerime alınmıyorum ama ‘biribiri’ konusu üzerine eğilmenizi ısrarla öneriyorum.
İnsanlar gerçekten böyle saçma sapan şeyler hissedip, bunları kelimelere döküp, üzerinde düşünmek için zaman mı harcıyorlar? Bi hıyarlık var ama heralde bende ne diyim…
takdir etmeyi öğrenmemiz gerekiyormuş. arkadaşlar ben ahmet altanı takdir ediyorum ee napiim ben daha yenisiyim de bu okulun. ya ne diyorsun ya takdir etmeyi öğrenmek için ahmet altanın yazdıklarını beğenmem gerekmiyor. ayrıca buraya ahmet altandan bir şeyler yazdın diye ona tapar onu yolda görse kapar birisi olduğunu kimse söylemedi yani moana bir dişi bir nick gibi geliyor nickine tıklayıp uğraşmak istemiyorum sorunum o diil benim anlamak istyediğim şey bu ahmet altan kadınlar için mi yazıyor ulen bi biz erkekler bunları okuduğumuzda saçma geliyor ve kadınlar anlıyo mu yoksa diye paranoya yapmaya başladım. ve gerçekten yazdıklarının benim kanıma dokunabilmek ile alakası yok bunu inkar etmek çok kolay çünkü zaten inkar edilesi bir şey. ahmet altan kanına dokunuyormuş. ayrıca kana dokunmak sanırım burada yanlış kullanılmış kana dokunmak kesinlikle kabullenemeyeceğin ve karşı olunacak bir şey anlamında kullanılır. sen simdi dişi dallamalığınlaaaa gerçeeek mii ? diye sorarsın şimdiden söyleyeyim evet gerçekahmet altanın kitabını yayınlama politikasını kutluyorum darısı diğer yazarların başına zaten ne yazarsan yaz geri dönüşümünü para olarak almak istiyorsan artık bu yolu izlemek zorunda olacaklarını yakında kabul edecekler sanırım
Hafif.org teşkilatı esasiye kanunu Madde 85:Bu tür vergiler ancak kanun ile tarh ve cibayet olunabilir. Contravener, günlük idare-i hususiyeleri ve nuktedanlarca teamülen cibayet edilmekte olan rüsum ve tekalifin kanunları tanzim edilinceye kadar kemakan cibayete devam olabilir.Görüyorsun haybeye hareket etmiyoruz teori kompostosu kardeşim.
bu kadarını görmemiştim salaklıklarına anlam kazandırabilmek için oturup bunları bir yerlerden copy paste edebilecek kadar salak olmak cok zordur ama sizin gibi çok kişilikli gibi görünmeye çalışıp tek salak olmamaya uğraşan bünyenizden oturup bunu yazmanız bile beklenebilir.haybeye kelimesi de çok güzel haybeye haybeye haybeye haybeye haybeye ama komplo daha eğlenceli oluyor komplokomplokomplo q klavye kullaniyorsanız komlo yazmayı tek elle deneyin daha da eğlenceli oluyorcont pardon ya tek elle olmuyor aslında bir de beyin gerekiyor buraya yazamazsın başka bir pencere falan aç buradan olmaz diyorum aaaaa
Sizli bizli konuşmaya başladığına göre ..tünü attırmış olmalıyım.
salaKsaniZZ, (nasilda doya doya diyesim var bu kelimeyi. shoyle bassstiRa basstiRa)) 30 yasini asmis bi akilsiz kadinsaniz, yada yaninizdaki kadin bunu okuyosa. lezbiyenlik, biseksulellik gibi konular size “tu kaka” geliyosa. ahmet altan okursunuz. salakliginiza salaklik katarsiniz. bende kusarim ustunuze. birinin kusmasi igrenc geliyodur nasil olsa size .igernclik taniminiz bu kadar dardir herhalde. dar beyinlilerim benim. okuyun efendim okuyun altan da okuyun televole de okuyun.. baskalari tanimlar nasil olsa sizin dar sevginizi. birileri sizin yerinize sinirlandirir nasil olsa hayal gucunuzu.. yalayin yutun onlari… love for dummieesssssps: hedefim yok efendim.sui; anne bitttiiiiee
gerçekten kutlarım sui. biraz bişey eklemek istiyorum sadece. bu daracık kurallar ve olması gerekenlere esir edilmiş kadınımsılar evlenmeden önce olmaz triplerinin üstüne bir de elalem ne der şeklinde konu komşu mahalle kasabı ve berberinin denetlediği hayatlarında bi bok yaşayamadıkları için ancak liseli aşk ilişkilerine benzer biçimleri tecrübe edebiliyorlar o yüzden bu sakallı amcamızın yazdıkları onlara çok renkli geliyordur heralde. bir de üstüne anlaşılması zor ve hatta anlaşılmasa da olur anlaşılması için çabalamaya değmeyecek yazıları arka arkaya koyduğu zaman oluyor sana bir kitap .high school lovers guide for a life time of poor dummies olarak da isimlendirebiliriz .tabiiki aslında biseksüellik lesbienlik falan bunlardan herkezin zevk alması gerekmez yani bunlar ulaşılması gereken bilinç için herhangi bir yaptırım olamaz ama sanırım benim anladığım ve senin de anlatmaya çalıştığın at gözlükleri. eklemek isterim ki ben çook gördüm biseksüellikten dem vurup hala bi bok olamayan insan. cinsel seçimlerle varoluş kalitelerinin aslında fazla bir alaka yok. insan olmak bunların öncesinde geliyor. idare etmenin önüne geçip bir şeyleri tutuyor olup fidandan ağaç olmaya doğru gelişmelerini sürdürebilenler ve ahmet altan okumayanlar makbuldur.fidanlar ağaca ağaçlar ormana lay lay yurduuumdaa. yani bu şarkıdakileri biraz insanlara yorumlarsak her zaman bu şarkıdaki gibi olmuyor keşke olsa.erkek midesinin kaldıramayacağından biseksüellikten başka şansı olmayan veya klasik mahalle çakkalından daha önce abi ve baba kavramları tarafından dikte edilen namus diye adlandırılan zavallı kuralların altında ezilip erkek cinsel organından ne kadar uzak dururlarsa o kadar namuslu olunur mantığı ile hemcinsleriyle bir şeyler yaşayıp ileride başka hiç bir alternatifi denemeden bu yolun yolcusu olan çok kadınımsı var ki sakın yanlış anlaşılmasın bu bir seçimdir ve seçimler baskıların sonucunda ortaya çıkıyorsa bu zorunluluk olur. yani herkez seçsin efenim istediğini. özgürlük kendi kendini kısıtlayabilme hakkıdır.zati evde futbol maçı olmadığı zamanlarda teleköle gibi programlarla sekillenen bir bünyeden söz ediyoruz. evet çok seviyorlar ahmet altanı kanına dokunuyor deliriyorlar ayy keşke benim erkeğim de bu adam gibi olsaa diye içlerinden geçiriyorlardır.herkeze olabildiğince tatminkar bir yaşam diliyorum. aslında bu ve bunun gibilerin fazla bir eksiklik hissettiğini de sanmıyorum zaten hissetselerdi biraz daha farklı olurdu herşey.30 yaşını aşmış bütün kadınları da aynı keseye koymayalım. bence süper bir yaş dilimidir. suyu bol ve güneşli bir yerde özenle yetiştirilmişleri tadından yenmez. artık öğrenme ve gelişme periodunu kendi tecrübeleriyle geçirmiş olanlar çok acaiplerdir yaa öyle demeyin valla süperlerdir tavsiye edilir
Varoluşçu bir tat almaya başladım bu dallamadan. Sartre görse sorumluluk hissiyle kahrederdi kendisini o ayrı.Camus şu makalesinde “Life has no validity unless it can project itself toward the future, can ripen and progress. Living against a wall is a dog’s life.True – and the men of my generation, those who are going into the factories and the colleges, have lived and are living more and more like dogs.” diyor.Anlaşılan köpek olmaktan sakınanlar ya derya arbaş’ın yolunu yada be_goofie’nin yolunu seçip duvara sırtlarını dönmeyi tercih ediyorlar.Aslında yok bir farkımız ama biz Osmanlı Bankasıyız.
Birak sunlari; mutemadiyen hayal aleminde yasayan adamlarin, bittabi hayal gucleri de, sevgi vs. anlayislari da pek genis olacak. Ellesme, genis kalsinlar.