5. ay dış dünyaBacakların arasında bir hafta oturma egzersizi yetti ve desteksiz de oturabiliyor ancak güvenip bıkamadığımızdan yerdeki yorgana 5 adet yastık ilave oldu.Şimdiki merakı oturmaktan çok dönerek yorganı geçip hatta kapı eşiğini de aşmak.Yorganın üzerinde bir bakmışız oyuncağın birini eline geçirmiş kemirirken, bir bakmışız uçaktan serbest düşüş yapan sporcular gibi açmış kolu bacağı yere ha çakıldı, ha çakılacak bir heyecan bir heyecan.El ayak sürekli koşu halinde .” Koş koş anca yetişirsin”Yorganın üstündeki serbestlik bazen işime gelmiyor odadan ayrılınca ne yapacağını kestiremediğimde yatağına koyup birkaç sevdiği oyuncağı da yatağa serpiyorum. Her zaman hedef gidemese de hiç bıraktığım gibi bulmuyorum tuhaf sesler çıkararak gayretine gayret katıyor.Egzersizlere hem emir hem de ben devam ediyoruz. Benim egzersizime sabah yürüyüşleri ilave oldu. Emir’inkine de sabah gezileri. Artık kanguruya sığmadı için bebek arabasıyla geziyoruz. Yürüyüş de emiri çevre ile tanıştırıyorum, bu güneş, bu rüzgâr, bu korna sesi, bu çiçek vb.Odadaki dolap aynasında bir birimize dil çıkarmaya başladık. Bir yerde okumuştum 5 aylık bebeğin aynalı oyuncağı olmalı diye.Aldık bir tane renkli, kolunda bacağında değişik ses çıkaranlardan. İlgi süper ancak her başım sıkıştığında onu önerdiğim için sinir oldu. Artık oynamıyor. Biz yine dolap aynasında çeşitli maymunluklar yapıyoruz.Oyuncu bebek günleri oluştu. Bazı sabahlar dikkatimi üzerinde tutmak için değişik sesler, mimikler yapıyor ve birden ayağını birden ağzına alıyor. Gel de dayan gidip yiyorum onu.Oyunların en yaratıcıları tanıştırma seansların da artıyor. Tükürmeler, kaşığı yakalamalar.Bir de önlük işi var. Salyalar maksimum seviyeye geldiği için farklı farklı önlükler alıyorum. En sonun da tişört gibi giyilen penye yakası olanlarla rahat ediyor çekiştirmekten vazgeçiyor.Yorganın etrafında ki 60 cm yükseklikte her şeyi süngerliyoruz. Başını korumak için köşeleri yumuşatıyoruz. Fakat bu yaptıklarımız yeni merak kaynağı oluyor. Küçük parmaklar bunları oralardan ayırmak için çabalıyor.Karakter göstergeleri başlıyor.” Ben döne döne yer şeyi yaparım”Arabada 10 dakikadan fazla kalmam, asansöre binemem, kucaklanıp mıncıklanmaya, kalabalığa gelemem.Her gün arabaya binip 10 dk sabrını geliştirmeye çalışıyoruz. Yürüyüşten dönerken eve girmeden önce arabanın içinde oturup çalıştırıyor motor sesini dinliyoruz.Bu arda Ayşe Armanın bir yazısını okuyorum. Arabada ki videoların ne çok işe yardığı ve hangi cd setini tavsiye ettiği ile ilgili. Hemen uygulamaya koyuyorum arabayı arkada çığlık atan bebekle sürmek imkansız.Biraz daha iyi en azından sabrı 30-45 dk arası oldu. Bu sürede gidilebilecek yerleri tercih ederek günlerimizi geçirmeye başlıyoruz. Asansöre binmek gerekirse bebek arabasından çıkarıp kucağımda sıkı sıkı tutarak çıkıyoruz. Yanımızda başkaları olacaksa onların önce çıkması istiyorum , biz ikimiz biniyoruz.Anne sütü haricindeki besinlerle tanıştırma işlemlerine devam ediyoruz. Bazı besinler için 3 günlük tanıştırma yapamıyoruz. Çünkü fark ediyoruz ki genel olarak alerjen diye tanımlanan besinler ve ortamlar Emir’ e de alerji yapıyor. Bu nedenle domates, yumurta, bal, deniz ürünleri (buğulama suyu gibi) vb. gıdaları vermiyoruz. Doktorumuzun tavsiye ettiği şurubu kullanarak boyun altı, göğüs ve eklemlerdeki kızarıklıklar gidene kadar ben de bu tip besinlerden uzak kalıyorum.6. ay besinlerle tanışmaAile içinde kategoriler oluşuyor, Emir’in en sevdikleri, beğendikleri, hoşlandıkları, hoşlanmadıkları,Abisinin ona öğrettiği oyuncağı yere fırlatma en sevdiklerindeAnneyle yürüyüş beğendikleriBanyo yapmak her daim hoşlandığı,Odada yalnız kalmak hoşlanmadığı hele de her birimizin sesi bir yerden geliyor ve o bizi göremiyorsa.Misafirler ve onu sıkıştırıp sevmek istiyorsa hiç hoşlanmıyor. Biraz zaman veriyorlarsa daha iyi iletişim kuruyor. Yuvarlanarak ayaklarını dibine geliyor ve sohbete başlıyor. Mümkünse fiziksel temas olmasın.Destekli oturmaya başladığımız nokta hep aynı kalıyor 5 sn. Sonra yan yastıklara oradan yuvarlanarak, alçak sürünerek hiç durmadan oda turu içinde. Başını korumaya alıştı. Ya da bu işi yapan melekler sürekli mesaideler. Arada bir dizlerinin üstünde ileri geri esnediği görüp korkuyoruz. Lütfen erkenden yürümesin. Bizim bu hareketliliğe alışmaya ihtiyacımız var.Mama sandalyesine yerleşti. Önce sandalyenin altına naylon örtü seriyoruz. Sonra dik olmayan kademe ile yerleştirip kilitliyoruz. Sofra ile ilgili bebek olacağa benziyor. Kim ne yiyor, nasıl yiyor. Biz de onun önüne de mıncıklayabileceği tadından hoşlandığı sebze haşlamaları, meyveler koyuyoruz. Yiyeceklere ilgi zaman zaman değişiyor. Bu manzarayı görenler ortamdaki kirliliğe dehşetle bakıyor. Yemek sonrası doğru banyoya, ortalık da toplandığında dehşete düşecek bir şey kalmıyor. Başka türlü ailecek sofraya oturmanın imkânı yok.Ellerimle Emir’in gözlerini kapatıp ce e. Oynamaya başladık. Her zaman bu oyunu sevmediğini anlıyorum Ne öyle kaybol geri gel. Parmak oyunları şarkılar söylüyoruz. Fış fış kayıkçı oynuyoruz elinden tutmadığımızda da şarkıyı duyduğunda kendi kendine sallanıyor.Hep onunla kalır ve ihtiyaç doğmadan karşılarsam süper vakit geçiriyor. Ancak başka bir şeyle uğraşırken atlamışsam emzirmeyi, oynamayı inanılmaz biçimde bağırmalar çağırmalar çok sabırsız.Çok şanslıyım sütüm hala Emir’i doyuruyor. Bu nedenle mutfakta bebek menüleri başlamadıGün geçtikçe evdeki güvenlik önlemleri artıyor.Prizlere koruyucu takılıyor, çiçek saksıları balkona kaldırılıyor, mutfak alt dolapları ve alt çekmeceleri boşaltılıyor, tüm sivri köşeler yumuşatılıyor, çekmeçe ve dolap kapakları kilit altına alınıyor. Sadece salonla kısıtlı düzen değişikliği tüm evi sarıyor.Ev sakinleri bebeğin yarattığı düzen değişikliğine alışsalar da benimle geçirdikleri zaman konusunda ki azalmadan rahatsızlar. Aslında bende. Bu konuyu düşünmeye başlıyoruz.Bir abla bulmayı istiyorum. Önceleri hayatımızın içine 2-3 saat beraber olalım düzenimizi öğrensin, Emir’i tanısın sonrada biz dışarıda bir şeyler yapacak kadar zaman kazanalım.Sadece Emir’in yaşadıklarını paylaşmaktan başka konularımız da olsun. Gerçekten şöyle düşünüyoruz “biz eskiden ne konuşuyormuşuz.”Cuma akşamlarını eşime, cumartesi öğleden sonralarımı büyük oğluma ayırmayı planlıyorum.Nasıl ki uçaklar da “önce anne gaz maskesini takmalı sonra bebeklerinin kini “diye uyarıyorlar. Hayatta da böyle bence önce anne keyifli mutlu olmalı ki diğer fertlere pozitif etkisi olsun. Yorgun argın eve geldiğin de kim ister ki bitmiş tükenmiş eş manzarası görmeyi.. Hem de kim ister her günü aynı telaşla geçirip hayata dair tüm beklentileri küçücük bebeğe yüklemeyi.7. ay pütürBazı yerler çok önem kazandı. Kapı, koltuk, prizler, çekmeceler, kapı eşiği, ağabeyinin odasının kapısı.Kenarlarına tutunduğu koltuğun sonu kapıya yakın değil ise hemen yere inip sürünerek diğerine geçiyor. Sonuçta tüm çaba kapıyı tutunarak geçmek için. O zaman ellerinden tutup biz gezdiriyoruz. Fakat bu çok tehlikeli boyuta geldi. Önümüze gelip kolları kaldırıyor. Tabi ki en emniyetli turlama şekli fakat bel ağrısı yapıyor.Acaba yürüteç alsak da bu eziyetten kurtulsak mı diye düşünüyoruz karar vermeden önce doktorumuza soruyoruz.”Olmaz “ cevabı aldığımız da “o zaman günde iki saat gezdirme işi için bize uğramasını” rica ediyoruz. Bu daha da emniyetli olabilir.İyi ki prizleri koruma altına almışız. Ediyor eğliyor soluğu duvar dibine yerleşerek prizlere ulaşma yolları arıyor.Şöyle bir yanlış anlaşılma oldu.”Annem bakmazken bu delikle oynayabilirim o bakarken oynayamam” Çok net şekilde beni anladığının farkındayım önce tüm hayırların tonu gittikçe sertleşiyor.Artık haykırma biçimine gelince vazgeçiyor fakat odada olmadığım zaman yine orada.Alt çekmece nasıl çekilir keşif etti ona tutunup ikinciye ulaşıyor. Macera büyük… Parmaklar sıkışmasın diye kapatıldığından beri ara ara deniyor çekmece belki açık kalmıştır.Hayır sözünün Emir’i çok tetiklediğini fark ediyorum Hayır yerine dikkatini o noktadan uzaklaştırmaya çalışıyorum. Oyuncakları dışında mutfak gereçleri ile yerini, halini değiştirmeye çalışıyorum. Bunu okadar otamatik yapmaya başladım ki elimin uzanabileceği yerlerde plastik sürahi, kaplı plastikler, tahta malzemeler bulunduruyorum.Bir gün “Emir bana tahta kaşığı uzatıyor sen bununla oyna ben şu sandalyenin altında olacağım” ona göstermeden çok güldüm. Taktiği çözmüş adam.Renkli yumuşak oyuncakları önce gösterip sonra arkama sakladığımda artık aramaya başlıyor. Küçük küçük sesler çıkararak sürünerek arkama ulaşmaya çalışıyor. Bende yolu tamamlayana kadar bekliyorum süre uzayınca bir bakıyorum aramaya çıktığını unutmuş yolda başka şeylere takılmış oyun birden onun istediğine dönmüş.Dışarı çıktığımızda kolay beslemek için kavanoz maması alıyorum. O kadar iştahla yiyor ki tadını merak edip tadıyorum natürel sebze tadı ancak sırrı pütürsüz oluşu. Gerçekten o kadar pütürsüz ki adam rahatça yiyor.Beslenme programını şöyle ayarladım. Öğle uykusundan önce sebze, akşamüstü meyve püresi toplam iki çay bardağı kadar. Gerisi anneden karşılanıyor. Bu püreleri de yutma egzersizi olsun diye veriyorum hiç vermesem de sütüm hala yetiyor. Sırrı hala günde 3 lt kadar su içiyorum. Sütün salgı olduğunu unutmayıp kendimi psikolojik olarak çıkmazlara sokmamaya çalışıyorum.Bazen sadece akşam yemeği yapabildiğim günler oluyor. Bu gün bu kadar değip geçiyorum. Alış verişlerin hafif olan kısmını sabah yürüyüşünden dönerken yapıyorum. Taşıması zor olan her şeyi internet ile alıyorum Alış verişlerin akşama kadar kapının önün de kaldığı da olabiliyor.Bir yandan kilo alıp(10 kg )bir yandan( 6 ) diş çıkarmış olması ne kadar iyi yaptığımı kanıtlıyor.bebeğimin ilk yılı diğer yazılar 12