Ogrencilik ve universite ne guzelmis, ya da benim yasadigim yer ve zaman idealmis.
Neden bilmem, aklima universite yillarim geldi birden. Ankara’da yasayanlar bilirler, 93 yili civarinda eryaman toplu konutlar tamamen ogrenci mekani olmustu. Ozgur bir yerlesim merkezi kurmustuk orada. Her binanin altinda iki ya da dort tane, kucucuk studyo daireler vardi, kimisi kotta, kimisi yerin altinda. Neredeyse bedavaya ogrencilere kiraya verilirdi. Zamanla bir iki derken, eryaman ogrenci kaynamaya basladi birden. Artik normal dairelerde de oturuyorduk. Fiyat da pek farkli degildi ustelik. Eryaman dagin basiydi, kim gelir otururdu zaten. Saatlerce Sihhiye’de, Ulus’ta otobus beklerdik, ama yine de cok eglenirdik. Cok degisikti ilk yillarinda eryaman; onbilmemkacli apartmanlarda her daire ogrenciydi. Ne gurultuden sikayet eden olurdu, ne besledigin evcil hayvandan ne de evine giren cikandan. Farkli bir hayat kurulmustu oraya, dokunamazdi, sizamazdi kesinlikle dis dunya. Otobus duraklarinin ozellikleri vardi, sofor de bilirdi. “Bu durakta binenlere satasilmaz, sosyal icerikli nutuk atarlar, tiyatro mu edebiyat mi ne okuyorlar.” Ya da: “Bunlar da pek cilgin, bulasma bunlara, madara ederler sonra” ve hatta: “Sinav zamani, dokunma onlara, ya cok streslidirler ya da uykusuz”. Duraklarda birbirimizi uyandirirdik: “Dil Tarih’e geldik, burada mi ineceksiniz?” Sokaklarda kesinlikle cop ya da kagit goremezdiniz. Hatta ben aylarca kagitlari felan ayirip copleri siniflandirdim. Bi gun kapici: “Abla, bosuna ayiriosun, ben onnarin hepsini birlestirip cope atiom.” dedi ve ben “amanin, ben bosuna mi?” diye kalakaldim. Yilmadim, gazeteleri yine ayirip, cop kutusunun yanina dizdim. Copculer n’apiordu bilmiyorum. Sonra zamanla hersey degisti. Politik ve ekonomik oyunlar oynanmaya basladi o ufacik eryaman cumhuriyetinde. Sokakta gitar calip sarki soyleyen ogrencilere “susun!” demeye basladilar, “bu bloklarda kopek beslenmez” dediler, “bekara ve ogrenciye ev vermeyiz” demeye baslayanlar da oldu elbet. Eryaman birden, yuz karasi, terbiyesizlik yuvasi, hemen kurtarilasi bir yere donustu. Ne sukur ki benim universite de bitti. Bilmiyorum simdi o kucuk cumhuriyet ne halde. Ama benim Ankara’ya dair en guzel anilarim eryamanda gecmistir. Zemin kattaki ogrencinin, siteye genel muzik yayini yaptigi, her sabah insanlarin birbirine gulumsedigi, otobus soforlerinin sahte pasolari bi bakista tanidigi, otostop duraklarinin oldugu eryamani ozledim. Kapilarimiz acik olurdu bazen, ya da mutlaka bi not: “15 numarali dairedeiz, sizi de bekleriz”
Ama herseye ragmen, simdiki hayatimdan da memnunum ben. (yok caniiiim, ne yaslanmasi :P)
yorumlar
baslik girmemisim, departman girmemisim. Cart submitmisim. E heh…
o kadar çok öğrenci popülasyonu olmamakla birlikte halen ankaraya uzak bir bölde olduğu söylnebilir.
var sanırım bööle mekanlar. izmitte de yahya kaptan vardır. bi dönem öyleydi orası da ne şans ki ben o dönemi yakaladım ucundan da olsa. ne olursa olsun öörencilik günleri unutulmaz. her dem anılır yaşatılmak istenir.
Benim kardeşim şimdi orada oturuyor, karısı ve 1 yaşındaki oğluyla birlikte, mutlular.
artik oraya metro da gidiyormus. Cim kokusunu ozledim simdi. Sokakta cirit atan cins cins sahipsiz kopekleri, kedileri. Bir de o kucucuk gol manzarali dairemi, deniz meniz yoktu ama, minnacik bi gol olan Susuzgol manzaraliydi oturdugum evlerden biri. Gol bi sabah kurumustu, yemin edebilirim yani. Sinava gidecektim, bi baktim gol yok. Kimse inanmadi, inanilasi da sayilmaz ya 🙂 Bence sorumlusu Marslilar ya da sinava giden bendenizin sulanmis beyni. 🙂
Zor tabi. Anlıyorum seni.
bak bakayım aynada bi yansımana. Kaç yaşındasın hem sen sonra? Sana Runawaybride’in çık dışarı yazısını önermek isterim. Nitekim sizi kuytu bi köşeye çağırmam gerekecekmiş gibi derin hislere sahibim. Bana yaşlı diyenler yaşlansın! (Ne beddua ya)
Yaşınıza dair bilgileri de gizli bir kaynaktan edinmiş bulunmaktayım, lütfen zatıalinizin sağlığına dikkat ediniz, zira pek bir çokmuş kalp krizi riskiniz. 🙂
Hahahaay Buyur her zaman her yerde :))
Daş kibinim vallaa. Sağlıkla ilgili hiçbir sorunum yok :))
Kendimi bildim bileli yaz-kış soğuk suyla duş alırım. Tavsiye ederim.
teyzeyim, sevgili kızkardeşime o kadar söylememe rağmen çocuk doğurdu ve ister istemez teyze oldum. Ancak şunu da belirteyim, yeğenim bana ismimle hitap eder. (Komplexlerim mi var? Yooo) Bendeniz de taş gibiyim, sizi bi sıkımda ezerim. Kışları sıcak ve buharlı, yazları serin ve bol şampuanlı duşları tercih ederim. Yakında, kışın soğuk duş alacağım derken, taş kesilebilirsiniz, aman dikkat ediniz.
Taş var mı taş 😛
(sayıyorum)
5 tam ve 2 yarım yeğenden dolayı dayı,
1 tam tosun gibi yeğenden dolayı da amcayım. başkalarının nüfus arttırım çabalarının gençliğime gölge düşürmesine izin vermeyeceğim. dimi plum teze 😀
siz yoksa melek misiniz? Yüreğime su serpmektesiniz… 🙂
Fakat, bir de söz var,
“yaşa taşa oturmayınız” diye. {°o°}
ama olsun.
bende 3 kez dayı bi kez amca oldum en büyük yeen odtude 2.sınıf en küçüü de ilköörenim 2.sınıf
🙂
dişlerim nerede benim? burada subaardandaydı az evvel..
HEPIMIZ OLUCEEEEZ!
Ben de dayıyım 3 adet aslanlar gibi erkek yeğenim var. Biri M.S.Ü. fotoğrafta, diğeri Eskişehir ney ya? (yaşlılık unutturuyo :P) Diğeri de lise de.
İsteseler Atom Mühendisi bile olurları ama dinlemediler :))
Benim dişlerim sağlam. Delil için bknz. foto :))
yaşlanacağız, öleceğiz, öğrenciliğimizi özleyeceğiz. Bir sürü eryamanlar olsun, insanlar hoşgörü dolsun. Yansıma itiraf ettikten sonra yaşlılığını, geriye söylenecek bişey kalmadı. 🙂