Yazarlık, doğuştan gelen bir yetenek olacak ki bana doğuşumla bu yeti verilmemiş bu yüzden de kendimi basit yazar kategorisine koyarak iyice hafiflemiş olan hafif.org yazarlarına uzunca bir aradan sonra merhaba demek istiyorum.Siteye şöyle bir göz attım. Yeni rumuzların yanında birkaç eski rumuzlu arkadaşları da gördüm. Daha yazıları bile okumadan birkaç kelime karalamak geldi içimden. Hafif.org açılınca, sanki evimden ayrılmış birkaç aylığına başka diyarlara gitmiş ve tekrar dönmüşüm gibi geldi.Neyse. Yazın kavurucu sıcaklarından bunalan insanların sığındığı deniz kenarlarından daha güzel ve serinletici olan yerlerden geliyorum. Öyle entel-dantel işleri değil bizimkisi, bilmem Avrupa ülkelerini tek bildiğim; varsa yoksa Türkiye’dir. Tokat Niksar’dan başladı yolculuğum oradan Ünye geç biraz daha ileri de Fatsa dön oradan Samsun, ne muhteşem yerler hele birde yayla bulupta çıktınsa değme keyfine. Haa denize sığındığımı zannetmeyin benim işim yeşilliklerle kaplı alanda. Tabi ki denizi hor gördüğümden değil. Bu yaz değişiklik yapayım istedim ve ayağımı denize sokmadım. İyi de etmişim.Vücudumda elektrik adına birşey kalmadı.Evet dönelim geziye, Sinop. Vay bee saklı cennet, cezaevinden tutun sık ormanlıklara varıncaya kadar gördüm. Oradan Bolu, çık Abanta hele Yedi Göller. Yeterli. İşte hayat bu be. Gitmeyenlere tavsiye ederim.Belki yazım biraz basit oldu ama anlatmak istediğimi anladınız heralde.Teşekkürler.