http://makale.matraknet.com/images/res/haberler/basagrisi.jpg
…Üniversite de aşık olduğu, her konuda iyi anlaştığı hatta bir çok kez kendilerini çimenlere atıp, gökyüzündeki bulutları seyrettiği Akın ı Amerika ya yolcu ettikten sonra, eve gitmeme konusunda kararlıydı..Onlar ayrılmışlardı. Ayrılığın kuru soğuk hüznü.. (Manevi dünyasındaki ilk kaybedişi)Zeynep, günün sonunda genel müdürlük koltuğundaki yerini almış, kendisine gönderilen tebrik çiçeklerini seyrediyordu. Hepsi pırıl pırıl, renkleri bir diğerini aratmayacak kadar güzeldi.(Maddi dünyasındaki ilk kazanışı)Eve döndüğünde sorular hazır kendini bekliyordu.-Ben, en başından sana, zamanında evde olunacak kararıyla, bu görev istenecek demedim mi..- Ama mecburum iş bu, toplantım uzun sürdü ve yemek yendi, saat altı deyince evde olamam ki, madem öyle işi gücü olmayan biriyle evlenseydin.Ertesi gün Zeynep sol gözünün üzeri morarmış şekilde iş yerine gitti. Makyaj yapıp kapatmaya bile çalışmadı. (Manevi dünyasındaki 2.kaybedişi)-Zeynep Hanım, geçmiş olsun, kaza falan mı ?Aslında ”eşim vurdu” demeyi öyle çok istedi ki, hatta daha basit görevde olduğu bir zamanda söyleyivermişti bir gün..Bu küçük bir çocuğun kendisine vuran birisini şikayet edip rahatlaması gibiydi..Zeynep, oldukça agresif, herkese sebepsiz sinirlenen biri olmuştu artık..Çevresinde birbirlerine sarılmış, saygı ve sevgi dolu çiftleri gördüğünde burnunun ucu sızlıyordu..Onu, ne okul başarısı ne de işinde gösterdiği ani yükselişler mutlu ediyordu, hiçbirşeye sahip olmadan, her gün toprağa ektiği fasulyelerin gelişimini izleyen bir kadın kadar bile mutlu olmayı beceremedi.Gerçekleştirilmesi en zor proje ve anlaşmaların içinden başarıyla çıkan kadın, maddi ve manevi dünyası arasında hiçbir zaman dengeyi kuramadı.Beyin hesabını iyi yapan bir kişinin yürek hesapları neden hep iflas ederdi ki..Başarı ne idi ?
yorumlar
@pbk, yürek farklı kulvarda koşuyor. İnsanın başı bedenine ağır gelir mi? geliyor işte bazen. Yürekten kaynaklanıyor
genel müdür olup da evde gözünün üstüne yiyen bi kadın reelde görmedim ama hikayede olabilir,
ben gördüm iyi bakmamışsın demek ki ya da çevrende hiç yok..Akoni, ah şu yürekler yok mu, bütün formülleri yerle bir ediyor..
görmedim,
bende görmedim..
yemin de edebilirim
bu mübarek günde hem de..
Szin gördükleriniz ve görmediklerini ben görmüş ya da görmemiş olabilirim.Oturup kim ne gördü diye düşünemem değil mi ama..
Di mi yani..
görseldeki kızın saf ve temiz bir yüzü var
Şimdi de yazıya geçmeden ona takıldınız sanırım..:)
beynini okşuyor galiba..
aslında buna da ”.(Maddi dünyasındaki dünyasındaki ilk kazanışı)” takıldım ama gene haşlamayasın diye bişey demedim 🙂
Onun için haşlanmaz ki ama..Söyle düzelteyim ama zaman alıyor..
bence sorun yok, zaten parantez içinde
yok yok başını okşuyormuş, beyni içerideymiş başının..
Bazılarının parmak uçlarında enerji vardır..İçe kadar gider Onnupro..
benim bildiğim birisi var 10 yaşında sorunlu bir kızı var ve eşinden ayrı.yani bu hikayenin sonu oraya gidebilir..
hımmm
ADIEU MON PAYSJ’ai quitté mon pays, j’ai quitté ma maisonMa vie, ma triste vie se traîne sans raisonJ’ai quitté mon soleil, j’ai quitté ma mer bleueLeurs souvenirs se reveillent bien après mon adieuSoleil, soleil de mon pays perduDes villes blanches que j’aimais,Des filles que j’ai jadis connuJ’ai quitté une amie, je vois encore ses yeuxSes yeux mouillés de pluie, de la pluie de l’adieuJe revois son sourire si près de mon visageIl faisait resplendir les soirs de mon villageMais du bord du bateau qui m’éloignait du quaiUne chaîne dans l’eau a claqué comme un fouJ’ai longtemps regardé ses yeux bleus qui fuillaientLa mer les a noyé dans le flot du regretE.M
yani diyor ki,ben evimi, ülkemi terkettimo güneşimi o kumsallarımı o mavi denizimi terkettimbok varmış gibi kalktım geldim fransaya
Nicox, gibi konuştun şimdi..
kulakları çınlasın kimse
🙂
gerçekten, xnicox yeni nick i ne acaba?
mascalzone olsa, olsa fındık kurdu olabilir:)
ben biliyom ama söylemem
kulağıma söyle kimse duymaz:)
Kop gel yalanlarından..
gerçek ne
sen kimsin?
o kim
kop emekliliğinin tadını çıkarıyormuş
kop kim
Ne Kop u ben şarkı söyledim..
sen mi dedin
kop mu demiş biri..kop candır.. :)gelelim şu genel müdüre, bunun kadınla alakası yok, karşısındaki Hıyarla alakalı.
Morfikcim, kocasının gölgesinde bırakılmak istenen çok kadın var..Sanki gelmiş, burnuma sürekli deniz kokusu geliyor son zamanlarda..:)
genel müdürler dayak yemez. patroniçeler, kraliçeler. öyle şey mi olur Pilli bebek kulede allahsen?rüyanda mı gördün bu yazıyı?
Birşey gördük ki yazdık, hem de 2 şey gördüm, esinlendim, Wong Usta..
pbk, ikincisi ne
ikisi de ayri ama ayni durumu yasayan kadin tanidim, Akoni..Biri hastaliktan gitti digeri isini bIrakti..
pbk, basari son kum tanesi dusdugunde hayata gulumsemektir.
Issız ada, Günün birinde bir çölde iki kum tanesi karşılaşmış ve birbirlerini çok sevmişler uzun bir süre çok yakın olmuşlar. Birbirlerini yanlarında, canlarında olarak sevmeyi öğrenmişler. Derken fırtına çıkmış, günlerce sürmüş kum taneleri de oradan oraya savrulup durmuşlar. Ikisini de bir sabırsızlık sarmış. Fırtına durmuyor aksine artıyormuş. Yıllar geçmiş ama sevgileri hiç geçmemiş.Birbirlerinden hep umutlu olarak yaşamışlar..Sevmeyi bildikten sonra mesafeler, acılar, yıllar, aylar…asla sevdayı söndürmez ama sevmeyi bilmedikten sonra yanı başındaki sevdiğini bile yıllarca göremeyebilir insan…Bir yerde okumuştum..
bunalımdayım,
şamşırmış vaziyetteyim ayrıca
bilemiyorum var bişeyler ama, du bakalım gün içinde belli olur
Latino, Süper..
sabah sabah bunalıma soktu beni
beyaz gömlek..
kızlar
Gitar ve Ateş..
mekân ve ortam
Yaz Aşkları..
ince firil firil 2 gramlık elbiseler
Uslanmayan ruhlar a gitsin..
ruhun uslandığı nerde görülmüş
Sous le ciel..
ıslanmayan ruhlara girsin okudum..Töbe töbe..
edit piafı andırıyor ses
Lady..
oh lady, uh, yah, yah, yah, oh, ehehehBu satıra bayıldım..
Onnupro bu sabah duygusalım çok, şurada bir şiirini görmeden seni asla ciddiye almam, edebi anlamda..
bunula diskoda çok slow çektiydik, hey gidi günler
Gerçekten mi Latino, görüşür müydünüz, burada herkes birbirinin akrabası sanırım..
Ben seni iki kerelik sevdimHani birle biri toplarsın yaBir çorap alabilir miyim dediğindeBirbirine zımbalı iki tane uzatırlarYa da İstanbul’un iki yakası gibiHerkes sıcak bir sevgi ararkenBen seni iki kerelik sevdim…Geceyle gündüz gibi nöbetleşe değilYaralanmış uçamayan kuşun iki kanadıBazen de iki canlı anne gibiİki ayağı bir pabuça sığdırıp yürümekVe ikilemler içinde dünyayı taşıma çabasıylaBen seni iki kerelik sevdim…Kesişemeyen paralel yolların üstündeTers yönlere giden iki araçHasret taşırken iki farklı kenteNasip değilmiş diyen bir çift dudak varHadi o zaman sen git,ben yalnızlığa alışığımAma ben seni iki kerelik sevdim…
Puahhh:))
En sevdiğim şiirdir..Neden güldün ki ?
Gülmek değil o, istem dışı tik..Teşekkür ederim şiirin için..”Ters yönlere giden iki araçHasret taşırken iki farklı kente”çok etkileyici, trafikte arkadaşını görüyorsun bazen ters yönlerde, o geldi aklıma..
pbk, gene ne dediğini anlamadım ama olsun vardır bi bildiğin
Hangisini anlamadın Latino..
ehehe ben şiirden nefret ederim..
pillibebekkuyuda DİYOR Kİ, (22 Ağustos 2009 11:29)Gerçekten mi Latino, görüşür müydünüz, burada herkes birbirinin akrabası sanırım..
Yazıda sözü edilen o kadınlardan gördüm evet. Başarılı kadın, zeki kadın; her kadın gibi sevgiye ve okşanmaya ihtiyacı olan kadınlardan.Erkek erkektir ve kendini erkek gibi hissetmek ister. Ön planda ve başarılı kadını sevmez fazlaca. Hem öyle kadınlar erkekte rekabet uyandırırlar. Şefkat hissini celbetmezler.’Erkek erkek gibi hissetmek ister’ demiştim. Erkeği biliyoruz da ‘erkekliği’ biliyor muyuz?Biçilmiş rol üzere erkeklik, çalışmak, başarmak, güçlü olmak, savaşmak, dişinin peşinden koşmak, kocalık ve babalık yapmak, kavga etmek, beden gücüne sahip olmak vs vs… demektir.Bu da görecedir. Sıradan bir erkeğin beden gücü olabilir ama sıradan bir kadına kıyaslanırsa. Bir halterci hatuna göre değil.Çalışmak ve başarmak sathına gelirsek… Evet bu da görecedir ve sıradan bir hatuna kıyasla. Genel müdür olmuş bir hatuna kıyasla değil.Dişinin peşinden koşmak, demiştim. Peşinde koşulmayan dişinin (örneğin evdeki karısı) değerinden ne çabuk yitirdiğini, eski günlerin nasıl mumla arandığını anlatmaya gerek yoktur. Evlilerin en aşağı yarısı bunu bilir.Örnekler sürer gider böyle. Foucault, savaşın temelinin iktidar savaşı olduğunu, bunun da kadın ve erkeğin savaşı olduğunu; gerçekte bir cinsiyet savaşının olduğunu, hemen her manada ve alanda bunun tezahürünün görüleceğini söylemiş.Yani hatun taifesine söyleyeceğim şudur: Sade, mazlum, mahdut, mazbut, sakin ve geri planda kalmaları istenir.Bazen bu da yetmez. Çünkü azıcık rekabet olmazsa beyefendilerin canı sıkılabilir; bu bile şiddete bir sebep olabilir. Osmanlı feministlerinden Sebahat Sertel demiş ki kadınlara -kinaye yapmış elbette, erkek jargonu ile- :’Konuşun, ama kısık sesle!…’
mascalzone latino DİYOR Kİ, (22 Ağustos 2009 11:26)bunula diskoda çok slow çektiydik, hey gidi günlerBu cümleni, Unnu yla çok diskoya gittik algıladım da ondan, sorryyy..Kuduz Maymun, nihayet bilen birisi çıktı bu tür halleri..
Zeynep,hala neden boşan mıyorsun ki?
pbk alemsin 🙂
Zeynepler ölmesin :)) Başka bir niyetim yok ki..
Zeyneplerden bir tanesi yıllarca uğraşıp boşanmayı becerdi.Becerdi ama tam aşkı buldum derken kanserden öldü..Diğer Zeynep İstifa etti, işi bırakarak şiddetten kurtuldu..Hoşgeldin Keremx bu arada..
:)Teşekkür ederim…Döndüğümde yine sizleri burda bulmak ne güzel!