İnsana dair tek bir kuralı var hayatın: Eğer ölümlerden sonra rahat yaşamak istiyorsan çok sevmeyeceksin. Anneni bile.İnsan tükeniyor. Tükenmek çare olsa… O da olmuyor. Tükeniyor, tükeniyor. Toparladım derken kum gibi dağılıyor yine kalbin. Gittin gideli daha iyi anladım. Çok sevmek fena ödetiyor insana bedelini. Elimde mi? Değil. Bak gittin, ama gram eksilmedi duygularım. Baktığım her yerde sen, gördüğüm her yüzde sana dair hüzün.İstemezdin biliyorum. Gözlerini alıp gitmeyi istemezdin. Bize aitlerdi biliyordun. Sana kızamam zaten. Kimse kızamaz.Yanı başımdaymışsın meğer. Meğer gizli gizli sevmiş kalbim seni. Belki hissetmiştir böyle olacağını da o yüzden çaktırmamıştır bana. Umursatmayışı, izletmeyişi bu yüzden olabilir mi?Değişen çok birşey olmuyor yinede. Gizliden de olsa sevdi ya seni. Şimdi acı çekiyor ve yine bunu da gizli gizli yapıyor. En çokta şunu söyluyor: “Göremedim geçtiğini, göremedim her yanımdan” Meğer seni orada, burada tesadüfen gülerken görmek ve geçmek iyi geliyormuş bana. Şimdi yine gülüyorsun ama geçemiyorsun.Ben seni sevdiğimi bilmeden yerine ölmeyi isterdim. Bilmeseydim seni, görmeseydim gülüşünü ama sen ölmeseydin…Böyle cümleler acı veriyor şimdi. Hemde öyle böyle değil. Çok derin, çok keskin. Kanata kanata süzüyor kalbimi. Takvimlere, saatlere bakamıyorum. Geçmiş zaman senli, gelecek olansa bomboş.Hayat şimdi hepimize “boşluklardan boşluk beğenin” diyor pis pis sırıtarak. Haklı gibi. Basitti çünkü ona göre yaşamak. Çok kolay bir kuralı bile vardı: Fazla sevme, başlukların çoğalır.Ama yinede ona inat sabır var içimizde. Bu yüzden sevmekten, çok sevmekten korkmuyoruz. Korkmuyorum. Ölüm, Allah’ ın emri. Sabır, Allah’ın lutfu. Sevgi, Allah’ın kudreti. Çok şükür hepsi bizim için.Acı büyük, sonsuz. Ama ya sevgi? İkiye katlar hayatın acımasızlığını.Not: 14/07/2007 tarihinde “BARIŞ” için yazılmıştır. Amasra da olanınız varsa götürebili mi?