Aşırı mı geldi? Abarttım diye mi düşündünüz? Hayır, aynen öyle, hatta fazlası. Neden diyorsanız buyrun size bir gerçek hikaye:Bir tanıdığım var, ismi lazım değil. İki yıl öncesine kadar iyi ücretlerle özel sektörde çalışırken, malum, iktidar partisi çok başarılı! ya, (hani ülke dev bir şantiyeye dönüştü breh breh breh), işsiz kaldı…
“E, ne olacak? Çoğumuz bu durumdayız , ya da hepimizin bu durumda yakınları, tanıdıkları var” diyorsunuz duyuyorum. Durun durun, işte ben de onların halini ya da gelecekteki hallerini anlatmaya çalışıyorum size.
Evet işsiz kaldı. Olağanüstü çaba göstermekle birlikte tam iki yıl boyunca iş bulamadı. Peki ölsün mü? Tabii yaşasın, ama nasıl?Devam eden hayat demek, harcama demek… Yani kira, evin-mutfağın günlük masrafı, çocukların, eşin (çalışıyor ama memur maaşları malum) harcamaları. Eh, gelsin borçlanma… Bankalar bol keseden kredi dağıtıyor, hatta “sıfır faizli ihtiyaç kredisi” açıyor ya… Evet, borçlar kar topu gibi büyümeye başladı, aradan bir kaç ay geçti, aradı aradı hala iş yok, başvurular, doldurulan formlar, araya sokulan hatırlı dostlar, mülakatlar, biz sizi ararızlar vs vs iş yok… Önce araba satıldı. Biraz rahatlayacağını sandı ama ne gezer? Meğer o sıfır faizli diye sunulan krediler anasının nikahı değil miymiş… Gelen para kızgın tavaya su damlamışcasına uçtu gitti. İş aramaya devam… Yer demir, gökbakır… İş yok…
Dur bakalım dedi şu bankanın kredi koşulları daha uygun diyorlar. Oradan alıp şurayı kapatmalı bari… İş hala yok… Babadan kalan küçük bir arsa vardı onu satışa çıkarmalı... Eh, kızgın tavaya bir damla su daha… İş yok…
Efendim uzatmayalım. O bankadan bu bankaya… Satılan arsanınkini ona, şunu buna derken bıçak geldi kemiğe dayandı. Yapılan şey şu oldu… Beraberlik dağıtıldı, yakınım o yaştan sonra bekar bir akrabasının yanına taşındı, hayat arkadaşı da annesinin yanına gitti. Çocuklar yetişkindi, onlar da kendi yağları ile kavrulmak üzere arkadaşlarının yanına yerleştiler (bir yandan günlük işlerde çalışıyorlar.)Evet, bıçak kemiğe dayandı demiştik değil mi? Ne oldu sonra peki? Yakınım kardeşi ile olan evinin yarı hissesini sattı, onunla da borçlarını kapama maratonua girişti… Kan emici bankaların kapılarını tek tek çalmaya başladı. Ona şu kadar, buna bu kadar… Ama mübarekler geciken borçlara öyle faizler tahakkuk etiriyorlar ki… Of of of… Ne siz sorun ne ben söyleyeyim. Üstelik telefonda (borç takip bölümleri şubelerden bağımsız, ancak telefonla ulaşılabiliyor!) söylenenlelerle, bankada karşılaşılan rakamlar birbirini tutmuyor. Hele hele kan emicilerin şu otomatik santralleri yok mu? Dakikalarca süren konuşmalar, onu tuşla bunu tuşla, tekrar başa dön, şu menüye git, sizinle müşteri temsilcimiz birazdan ilgilenecekler, şu anda hatta bekleyen dördüncü kişisiniz, olmadı baştan… Resmen çıldırtıyor adamı.Eveeet bütün parası bitti, üstündeki mal varlığı sıfıra sıfır oldu… Hala iş yok…Sonuç mu? Sonuçta yakınım bu koşullarda yuvarlanıp gidiyor, pardon yaşamayı sürdürüyor, tabii buna yaşamak denirse.Bilin bakalım bu rezaletin yaşandığı ve de insanların hala yöneticilerine biat ettikleri ülke neresi? Bir ipucu, T harfiyle başlıyor ülkenin adı… Trinidad, Tobago… Hadi canım söyleyiverin neresi burası?
yorumlar
doğruuuuuuu. imdaaaaaaaaaaaat diye haykıranları biliyorum aynı sebepten.zaten şerefiyle yaşamak, borcuna sadık kalmak trinidad’da en büyük suçtur. çalacaksın çırpacaksın, üstüne yatacaksın olması gereken budur.ellerine sağlık hayaliçinde geçti.o faizler kan emicilere haram olsun
Bütün vampirleri tenzih ederim. Onlara caizdir..
Bi de uc sifirli kredi varmis simdi fi yapImiymis neymis onu duydunuz mu?
bir de onu alsa tamam olurmuş!!!
yazdıklarınızdan anladığım kadarıyla yakınınızın üstüne kayıtlı bir kısım gayrimenkul varmış. eğer olmasa, acizlik belgesi alır borçlarından kurtulurdu. bu yamyam bankalara zaten böylesi lazım.
YORUMSUZ:Fermani Altun`a acizlik belgesiDünya Ehlibeyt Vakfı Onursal Başkanı, Demokrat Sanayiciler ve İşadamları Derneği`nin, Başkanı Fermanİ Altun, borcunu ödememek için mahkemeden `acizlik belgesi` aldı.
ohoooo, onu da duydum… kimler almamış ki acizlik belgesin . aynen yeşil kart gibi olmuş.fakat yanlış anlaşılmasın benim yakınımın derdi borcunu ödememek değildi. insaf sınırları içinde bir ödeme yapmaktı. nitekim bunu üzerindeki mal varlığını sıfırlayarak yaptı.
YAKININIZ BUNU DA DUYMUŞ MUYDU?Salatı Tefriciye Duasıİmamı Kurtubî Hazretleri şöyle buyurmuş: “Bir kimse, çok önemli bir işinin veya önemli bir dileğinin gerçekleşmesini, ya da üzerinde devam edip duran büyük bir belanın üzerinden çekilip gitmesi (kalkması) için “Salât-i Tefriciye”yi (4444) defa okuyup, bu mübarek Salâtü Selâm ile Yüce Peygamberimizi vesile edinse, hiç şüphe ve tereddüt yoktur ki, Yüce Allah, o kulunun istek ve muradının olması için hayırlı bir sebeb yaratır ve ona muradını verir.”Okunuşu:“Allâhumme salli salâten kâmileten ve sellim selâmen tâmmen alâ Seyyidinâ Muhammedinillezî tenhallü bihil ukadü ve tenfericu bihil-kürebü ve tukdâ bihil-havâicu ve tünâlü bihir-reğâibü ve hüsnül-havâtimi ve yustaskal ğamâmu bivechihil Kerîm ve alâ âlihî ve sahbihi fî külli lemhatin ve nefesin bi adedi külli ma’lûmin lek.”
O duanın Trinidad‘da geçerli olacağından emin misiniz?
Trinidad‘ı bilmem de Tobag ‘da geçer gibi geliyo bana
DEMİŞSİNİZ Kİ:“Salât-i Tefriciye”yi (4444) defa okuyup, bu mübarek Salâtü Selâm ile Yüce Peygamberimizi vesile edinse, hiç şüphe ve tereddüt yoktur ki, Yüce Allah, o kulunun istek ve muradının olması için hayırlı bir sebeb yaratır ve ona muradını verir.”Okunuşu:“Allâhumme salli salâten kâmileten ve sellim selâmen tâmmen alâ Seyyidinâ Muhammedinillezî tenhallü bihil ukadü ve tenfericu bihil-kürebü ve tukdâ bihil-havâicu ve tünâlü bihir-reğâibü ve hüsnül-havâtimi ve yustaskal ğamâmu bivechihil Kerîm ve alâ âlihî ve sahbihi fî külli lemhatin ve nefesin bi adedi külli ma’lûmin lek.”4444 KERE OKUNUNCA BORÇ KENDİLİĞİNDEN Mİ KAPANIYORMUŞ?bi de türkçesini lutfetseniz de anlasaydık içeriğini bari
bi de hacıbayram da şeker dağıtmak ya da aya yorgi’ye çıkarken makaradan iplik açmakla da borç sıfırlanıyormuş… bilginize…
pardon eklemeyi unuttum bunlar trinidad ve tobago da değil bizim memlekette işe yarıyormuş. bir de şu site var:http://www.borc.info/
avrupa da türkiye ile karşılaştırılınca en az rastlanan şey eczane, banka şubesi ve simit tezgahı
valla türkiye öyle bir tüketim toplumu oldu ki… bu anormal borçlanma dürtüsünün gerisinde sadece bu yatıyor bence. üstelik avrupa biriğine dönük gümrük birliği olayı da burada bir numaralı fail…
aciz vesikası ile borçlu borcundan kurtulmaz, alacaklının alacak hakları zamanaşımı süresi içinde saklıdır.
aciz vesikası, borcunu ödememek için borçluya verilen bir belge değildir. öyle kolay değil. al belgeyi kurtul borçtan.hoş hileli iflas söz konusu olsa bile ortaklar müflistir. yaşam daiminde yaptırıma tabidir.uyanıklığa özendirme girişiminde uyuyarak rol kesmenin manası nedir?burada yazan her üyenin genel anlamda eğitimli olduğunu varsayarak bu mazlum ayakları tiksindiriyor beni.
Enee süper lan. 4444 defa oku borç morç kalmasın, alayı silinsin. Hemen kredi çekmee gidiyorum..
bankaları çok seviyorum.
zaten sormak gerekir o fermani altun beyefendi nasıl almış acizlik belgesini?
bu devirde bu gibi hurafelere inanan çooooook
Aman haaaa ekmek kuran carpar sonra seni karism bak…