atatürk ve anadolu ajansı isimli kitap
mustafa kemal atatürk’ün anadolu ajansı ile ilgili söylediği “Anadolu Ajansı Türkiye’nin sesini dünyaya duyuracaktır” sözünü meğer eski genel müdürlerinden Atilla Onuk uydurmuş.1994 yılında Anadolu Ajansı’nın genel müdürlüğüne getirilen Ekrem Ergin Karaismailoğlu anılarını topladığı “Sivri Kayalar Üzerinde Çıplak Ayakla Dolaşmak” isimli kitapta bu konuya şöyle açıklık getiriyor.işte genel müdürün itirafları:”Bir 10 Kasım öncesiydi. Zamanın genel müdür yardımcısı Turgay Üçöz, Yönetim Kurulu Başkanı Mithat Perin ve ben oturmuş, konuşuyorduk. 10 Kasım’da bir etkinlik yapma kararı aldık. Giriş kapısının solunda bir Atatürk köşesi yapacak ve 10 Kasım’da açacaktık. Derhal çalışmalara başlanıldı. Kısa bir süre sonra çalışmaları görmem için beni aşağı çağırdılar. Güzel bir köşe olmuştu ve güzel de bir büst yerleştirilmişti. Ancak arkadaşlar, Atatürk’ün ajansla ilişkisini ifade edebilecek bir söz veya slogan aradıklarını; fakat bulamadıklarını söylediler. O an aklıma birdenbire şimdi kullanılan slogan geldi: ‘Anadolu Ajansı Türkiye’nin sesini dünyaya duyuracaktır-Kemal Atatürk’ yazın ve büstün altına koyun.’ dedim. Ertesi gün geldiğimde meşhur slogan pirinç harflerle büstün altında gösterişli bir şekilde duruyordu. Ondan sonra da bu yakıştırma gerçekten tuttu ve bugüne kadar geldi.”Atatürk’ün daha böyle ne kadar birileri tarafından uydurulmuş sözü var Allah bilir. Benim hatırladığım taksi duraklarında yazan “Türk Şoförü en asil duygunun ifadesidir” sözü. bu sözün de uydurma olduğu söylenir ama hala duraklarda asılı durmaya devam etmektedir. her meslek grubu ile ilgili Atatürk’ün illa birşey söylemesi gerekmiyor ki…
yorumlar
annem bir kere bana dedi ki ;”atatürk bile söylemiş evladım, okula gitmeyen çocukları hiç sevmezmiş.”ben de gaza geldim tabii, 38 derece ateşle gittim okula.
“öğretmenler yeni nesil sizin eseriniz olacaktir” demiş ama diil mi yani ne bilim herhangibiri de demiş olabilir mi ki!
vaktinde türk şöförü mü ne “en asil duygunun insanıdır” özdeyişinin yaratıcısı ile tanışmıştım. şöförler dergisinin basıcısı, yayımcısı bir adamdı. böle ulvi bi şahsiyet görmemiştim.
Bir de Atatürk Kurtuluş Savaşı’ndaki mücadeleyi anlatırken “Küçük kıvılcımlardan büyük yangınlar doğar.” demiş. Sonrasında ise bu sözü itfaiyenin girişine pankart olarak asmışlar. 🙂
`Adalet mulkun temelidir` sozu de Mustafa Kemal`e ait degildir. Araplarin bir atasozu. (hz Omer`in sozu oldugunu soyleyenler var ama o kadarini bilmiyorum.)
“Küçük kıvılcımlardan büyük yangınlar doğar” sözünü itfaiyenin sahiplenmesine koptum 🙂
harbiye şehir tiyatrolarının girişine de başka bi MKA sözü asmışlar. “sizden herşey olabilir, ama asla sanatçı olamazsınız…” şeklinde bi şeydi galiba. sanki asmasaymışlar daha iyi olurmuş gibi geldi, bi tık yanlış anlaşılıyo…
Leke; Atatürkün o sözü biraz kırpılmış, değiştirilmiş. İstersen yazının tamamını oku, hem cümlenin tam halini öğrenirsin hem de konu hakkında bilgilenirsin.
türkiye jokey kulübünün internet sitesinde de atatürk’ün şu sözünü ilk defa gördüm: “at yarışları, modern toplumlar için sosyal bir ihtiyaçtır”umarım iddaa ve sayısal loto için de bir sözü bulunmaz. 🙂
diye de bir söz var duymuşsunuzdur ve bu sözünde Atatürk’e ait olduğu söyleniyor.
yatılı okul günlerimin yemekhane duvarı yazısıdır o “komünizm başı ezilmesi gereken yılandır – K. Atatürk”, yıllarca yemek yerken o yazıya baktım, 11-17 yaşındaki çocukların yemek yediği yer için bulunabilecek en anlamlı cümledir…
Temelden eğitim.
Ben de şöyle bir sözünü okumuştum;
🙂
Söz konusu sözlerin Atatürk’e mal edilmiş olmasının Atatürk’le ilgili bir durum olmadığının farkındasınız herhalde. Hepsi Atatürk’ün bilgisi ya da dünya üzerindeki somut varlığının dışındaki zamanlarda gerçekleşmiş olaylar.Ayrıca Mustafa Kemal ATATÜRK’ü “MKA” diye kısaltmak hangi amaca hizmet ediyor, çok merak ediyorum! Atatürk’e ‘hafif’ten saldırmanın dayanılmaz ‘hafif’liğini yaşayanlara sözüm: “Uyanın artık; eğer ölmediyseniz. Sizin dışınızda kocaman bir dünya var!” Anlayanlara..
“Beni Türk doktorlarına emanet edin!” de dememişgaliba, öyle bir söylenti vardı.
ahkamlari hafif tebessumle biraz da hayretle ne guzel kimse olayi ataturk dumanligina cekip okuz altinda buzagi aramamis diyerek okuyordum ki, mysticharmony’nin “somut varliginin disindaki ” seklinde devam eden ahkamina kadar,.. yanilmisim..mysticharmony kardesim ataturke saldiran falan yok onu istismar edenleri tiye almis ahkamcilar, ayrica bak ataturkun a’larini da kucuk yazdim, ha bi de bu ahkami yazarken agzimda sakiz var,.. simdi ben ataturke saldiriyo muyum?
bırakın bu işlerii en guzeli ” NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE ” olay bitmiştir =)
Şöförler konusundaki ya da komünizm konusundaki gibi (ve ya AA ile ilgili olan) bir çok uydurma söz olabilir ancak bunların varlığını referans alıp Atatürk ün gerçekten söylediği birçok güzel sözü de başkalarına mal etmek anlamsız oluyor. “adalet mülkün temelidir” sözü ise riayet olarak Hz.Ali den olduğu varsayılan bir vecizedir;ancak kesinliği yoktur. Kültürümüzde Osmanlı döneminden gelen bir deyiştir;ancak Atatürk ün dile getirmesine kadar ki yaygınlığı tartışma konusudur.
Öncelikle Atatürk’ün “Komünizm” hakkındaki düşüncesini Daniel Dumoulin’in “Atatürk’ten Düşünceler” adlı Atatürk Araştırma Merkezi tarafından 2000 yılında basılmış kitabından aktarmak istiyorum:“Komünizm toplumsal bir meseledir. Memleketimizin hali, memleketimizin toplumsal şartları, dinî ve millî ananelerinin kuvveti Rusya’daki komünizmin bizce takibine müsait olmadığı kanaatini doğrular bir mahiyettedir…” (06.02.1921, Hakimiyet-î Milliye.)Söz konusu yazi ile ilgili hiçbir problemim yok. Zira moroccom kendisi için haber değeri taşıyan bu yazıyı bizimle paylaşmak istemiş; saygı duyarım ve yazısının Atatürk’e saldırmak anlamına gelmediğini de belirtmek isterim.Benim anlatmak istediğim, söz konusu durumun Atatürk’le bir ilgisi olmadığıdır. Bugün din, milliyetçilik nasıl istismar ediliyorsa, bu konuda da Atatürk’ün adı istismar edilmiştir. Ancak Atatürk’ün tarihteki yerini almış veciz sözlerini bu bahisten uzak tutmak isterim.Mustafa Kemal ATATÜRK yazmaktansa “MKA” yazmayı tercih eden sahış, Recep Tayyip ERDOĞAN’ın adının “RTE” şeklinde yazılmasına öykünmüş olmalı ki böyle bir eylemde bulunmuş. Benim tepkim sadece ve sadece bu eyleme yönelikti.Ayrıca LeKe takma adlı insan Atatürk’ün şu veciz sözünü anlamamıştır ve yanlış aksettirmiştir. “Efendiler. Hepiniz mebus olabilirsiniz; vekil olabilirsiniz; hatta cumhurbaşkanı olabilirsiniz; fakat sanatkâr olamazsınız. Hayatlarını büyük bir sanata vakfeden çocukları sevelim.” (1927, Çankaya Köşkü’nde Şehir Tiyatrosu sanatkârlarının da çağrıldıkları ziyafette.)Bakınız Atatürk bu sözü cumhurbaşkanı olduğu dönemde büyük bir alçak gönüllülükle söylemiştir. Ayrıca bu sözü o an o resepsiyonda bulunan “Şehir Tiyatroları” sanakârlarını onore etmek için söylemiştir. Şimdi bu sözü bir mahkeme salonunun mu duvarlarına yazmalı yoksa “Harbiye Şehir Tiyatroları”nın girişine mi?”Sığ”lık çok rahattır. Hayatı ve dünyayı internetteki blog sitelerinden takip ederek iyiye ve doğruya ulaşacağını düşünenlere saygım var(!). Ancak aşılmaması gereken sınırlar da var. “MKA” şeklinde bir kullanım saygısızlıktır.Kimi insanların oksijen tüketiyor olması da oldukça üzücüdür.Iyi günler dilerim.
Sığlık çok rahattır evet, özellikle de ilkokulda öğretilen şeylerin hepsine inanıp kendini resmi tarihin gölgesinde serinlemeye bırakmak daha da rahattır.Hiç kafa yormadan bitkiler gibi oksijen üretmektense, insan olup oksijen tüketmek daha iyidir.
Akıl ve mantığın gölgesine bekliyorum hepinizi. Saldirarak degil, “sorgulayarak”.Yukarida yazdiklarimin tümünü tekzip edecek belge ya da bulgu varsa lütfen gösterin. Zira “ilkokulda öğretilen şeylerin hepsine inanıp kendini resmi tarihin gölgesinde serinlemeye bırakmayan”lardan biri olmak icin ilkokuldan sonra hangi kaynaklara basvurdugunuzu, varsa bu kaynaklari nereden temin edebilecegimi yazarsaniz cok sevinirim.Tarihin de çıkarlar uğruna istismar edildiğini yadsıyamayız. Ancak bugün Atatürk’e saldırmak bu kadar “hafif”se, bu sonucun sebeplerini Atatürk’te değil 12 Eylül ve 12 Mart cuntacılarında arayınız.Ben kimseden yana değilim, ben akıldan yanayım.Derinlikler diliyorum size; sığ dünyanızda.
🙂
Bunu sanırım ilk önce zaman gazetesi yazarlarından ahmet turan alkan, şu yazısında dile getirmişti.