Bu gece, kedisi icin Kordon’da balik tutmaya karar veren bir arkadasimiza eslik ederken sanirim ufo gorduk; gormekle kalmadik, yaklasik 3 saat gozumuzu dikip bize sinyal gondermesini umduk. Gozu yorulan sira ile mola aldi, hatta yildizlara bakti ki kiyaslayabilsin. Bir turlu tanimlayamadigimiz ucan obje ve yahut isik kumesi saga sola salindi, yukari asagi dalgalandi, stop lambalarini yakti, guverte isiklarini kah acti kah kapatti, alcaldi yukseldi, yavru gemiler ustune inis yapti… Ancak tum o karizmatik manevralarina ragmen, gozetlenmekte oldugumuz hissi icindeki bizlere, bir sinyali cok gordu. Ilgisizligine cok gocunduk, bize sonradan katilan arkadaslarin ve kiz kardesimin alay konusu olduk. Onlari da sabaha karsi guldurmustuk ya(!) Civardaki balikcilari ve sahil sefasi yapan insanlari unutup ileri geri yorum yaptik; hatta abarttik, yere comelip savunma amacli tas aradik, yere comelen dunyaliya uzayli bile dokunmaz netekim. Sonra bir de baktik, saat sabahin 4:00u. Tanimlayamadigimiz ucan nesne de kuculdu, kuculdu; gozden kayboldu.Cesitli teoriler urettik elbet; mesela bu dunyanin disindan canlilara ait olan uzay aracinin pilotu, o salinimlari mekigi yorungeye oturmak icin gerceklestirdi, sonra sabitledi, bir sure yildiz numarasi yapti, sonunda da isiklari kapatti, ufonun ekibi gozlemlere daldi. Yaklastikca kuculdugune inanmak istedik, dikkat cekmesinler diye hani, ama maalesef gelen giden olmadi. Gorunumlerinin insana benzedigini dusunduk, belki kafalari bizden daha kocamandi, zira daha akillilardi. -H.G. Wells “The War of the Worlds”un etkisi de yadsinamaz bu tanimizda- “Burdayiz, gelin bizi alin,” dedik sesli sessiz, telepatik antipatik, davetimizi kaale alan bi uzayli cocugu da cikmadi.Biz inaniyoruz ufo gordugumuze, ne ictigimizi soran sayisi pek bi’ cok olsa bile. Ayriyeten sudan baska bir sey icmedigimizi de belirtmek isterim.