Hep albeniyle sunuldu “Aşk” bizlere. Şaşalı cilatinlerle sardılar onu, kırmızının tonlarında. En güzel motifler işlendi onun için, en çarpıcı sözler sarf edildi uğrunda ve en yüce anlamlar yüklendi sırtına. Milyonlar farklı yorumladı onu. Doyasıya tadanlar “Çenet şarabı” dedi, elde edemeyenler “Çin işkencesi”, kimisi “yok” dedi “yok”…Oysa ki, Aşk; iki kişinin arasına kurulan köprünün tam ortasındaydı ve binlerce basamaktan sonra ulaşılabiliyordu.
Her basamakta kendimizi düşündüğümüz için “ÇIKAR MERDİVENLERİ” koymuştum adını. Sevdiğime dokunmaya kıyamadığım zamanlar olmuştu, hani sizin deyiminizle Aşkın en saf haliyle. Şimdi düşünüyorum da hiç öyle değildi. Ben kölesi olduğum o yüzün ve kişiliğin, yapacağım yanlış hareketten dolayı yok olmasını istemiyordum. Görünen o ki aslında ben her zaman ki gibi kendimi düşünüyordum. Onun yanında oluşum beni mutlu ediyordu ve onun için yaptığım her şeyi sadece kendim için yapıyordum. Aldığım bir gül onu ne kadar mutlu ediyorsa, onunda beni mutlu edeceğini biliyordum. Şimdi hangimiz o saf aşktan bahsedebiliriz ki. Gün geldi sevdiğimden daha çok sevildim. Bu kez sevilmenin verdiği hazza aşık oldum. İnsanın kendisini dev aynasında gördüğü o müthiş duygunun yitirilmesinden korktum ve bir kez daha aşık oldum. Ama nedense bu hiçbir zaman karşımdakine değil bana verdiklerineydi.Yoksa yanlış mı düşünüyorum dedim intihar edenleri hatırlayınca. Düşününce çok basit bir felsefesi olduğunu kavradım. Seni canımdan çok seviyorum demenin en iyi yoluydu. Bunun içinde nasıl bir çıkar olabilirdi. Ulaşamadığı o kalbe etkili bir mesaj bırakacaktı ve çektiği acıyı anlayıp kendine üzülmesini sağlayacaktı. Ölüm riskini bile göze almıştı ve ölse, olacakları tahmin edebiliyordu. Şöyle diyordu içten içe “ne güzel ki beni her zaman hatırlayacak ve buna sebep olduğu düşüncesiyle kavrulacak”. Anlaşılan ince bir çizgiydi Aşk ve hemen ardından kin ve intikam duygularıyla bezenmişti. İntihar edenler bu yüzden bir not bırakır bir mesaj atar. Sessiz bir gidiş hiç düşünülmez.Aşkın olduğuna inanıyorum ama yüce kavramlar ihtiva etmediğinin de farkındayım. Sanmayın ki aşkı hiç tatmadım. Kalbinizin deli gibi kan pompaladığını, kıskandığınızda midenize giren krampların ne beter şeyler olduğunu bilirim. Ama bunlar gerçekleri değiştirmez.İnsanın doğasında var çıkarları uğrunda yol sürmek. Bunun için bizi en iyi tanıyan Cennet vaadinde bulunmadı mı? Filozof ne güzel demişti “cehalet mutluluktur” diye. Ne kadar da haklıymış, bazen kusasım geliyor düşündükçe…
yorumlar
Nietzsche’nin dediği gibi “ İnsanlar sadece kişisel tatminleri için sevilmeyi beklerler.Gerçekte saf bir sevgi yoktur yüreklerinde.Sevginin temelinde çıkarcılık vardır.Sevgi, sadece avuntudur.Kişisel gelişime engeldir.”
AŞK ‘ I hiç tatmamışım kendimi kandırmışım yıllarca…Artık AŞK’ a İNANMIYORUM…(İlk görüşte olana hiç …(hoşlanmak mı tabiri bilemem ama o kadar basit değil ilk görüşte hissettiklerim)sevgiye dönüşürse değerlidir benim için yoksa geçicidir AŞK…)AŞK sadece…(benim için)AŞKR_____RA_________AK_____________KI_________________IR_____________________RÇIKARLARIMIZ uyuşsun güzel bir tabir…( cnm tşk ederim herşey için…)
aman dikkat! aşkı, sex bitirir. sonra yeni aşk aranır.
AŞK = ÇIKAR
he yaa.
Aşk ebedidirAşk sebebindirAşk dönmemektirAşk sahiplenmektirAşk pişmanlık değildirAşk korkmadan sevmektirAşk hiç yalan söylememektirAşk geride bırakılanı üzmemektirAşk giderken kendisini götürmemektirAşk kör gözlere bir nuru çok görmemektirAşk ikirciklikten uzak değerlerini gizlemektirAşk her şeye rağmen affedip sevileni özlemektirAşk emektir.
Aşk .Aşk ..Aşk …Aşk ….Aşk …..Aşk ……Aşk …….Aşk ……..Aşk ………Aşk ……….Aşk ………..Aşk …………Aşk ………….Aşk …………..Aşk ……………Aşk …………….Aşk ……………..Aşk ………………Aşk ……………….Aşk ………………..Aşk …………………Aşk ………………….Aşk …………………..Aşk ……………………Aşk …………………….Aşk ……………………..Aşk ………………………Aşk ……………………….Aşk ………………………..Aşk …………………………Aşk ………………………….Aşk …………………………..Aşk ……………………………Aşk …………………………….Aşk ……………………………..Aşk ………………………………Aşk ……………………………….Aşk ………………………………..Aşk …………………………………Aşk ………………………………….Aşk …………………………………..Aşk ……………………………………Aşk …………………………………….Aşk ……………………………………..Aşk ………………………………………Aşk ……………………………………….Aşk ………………………………………..Aşk …………………………………………Aşk ………………………………………….Aşk …………………………………………..Aşk ……………………………………………Aşk …………………………………………….Aşk ……………………………………………..Aşk ………………………………………………Aşk ……………………………………………….Aşk ………………………………………………..Aşk …………………………………………………Boşlukları doldurunuz 🙂
evet aşkı kimse @avalianch gibi anlatmamıştı!
cevap veriyorum :)katıksız aşk yoktur,bknz: ………………………………boşluğu siz doldurun :DAaaa ama buna bi satır boşluk yetmez ki 🙂
ey minel aşk!aşık olmak harika bir duygu. insan hayatında en az bir defa aşık olmadır.
recete mi bu ömürde 1 kez aşk 😀
Uyluklarımızda saklanan telaşı, uçurumları ölçebilen bakışlar yakalayabilecektir sadece! Bu, belki de ömür denilen sefil ve acımasız zamanlardan, aşkın ve anıların öç alması demektir…
Git…Benden uzak bir yere git…Acı veremeyeceğin , acı çekemeyeceğim bir yere…Git…Git ki bitsin bu işkence…Biteceğini de sanmıyorum ya neyse…Ben mi gitmeliyim yoksa…Senden az , sensizlikten çok alıp yanıma…Bir başka şehire mesela…Var mıdır senin olmadığın bir şehir…Var mıdır seni hatırlatmayacak bir an…Sanmam…Sen içimde oldukça sensizlik olsa her yanım neye yarar bu çabam…Gönül istemezse nasıl unutur insan?…Önce yüreğimden çıkarmalıyım seni…Yok olmuyor… Gitmiyorsun işte…İçime işleyip damarlarımda dolaşmaya başlamışsın bile…Nefesim olmuşsun kaybedemem ki seni göz göre göre…Beynim git dedikçe yüreğime yerleşiyorsun sanki…Çözülmüyor ki şu beyin-yürek bilmecesi…Dinmiyor yüreğimin yüreğine hasreti…Ahhh Sevgili…Gelip alsana bende ki seni…
içinde hiç gönderme isteği bulunmayan bir “git” lazımsa eğer, işte orada duruyor, ağzımın bir yerinde!
🙂
“Denemeseniz de, bilirsinizHiç yakın olmamışsınızdır intihara bu kadar…”
İntihar mı, aşk için mi , delirmiş olmalısın..Aşk bir oyun, insanın kendiyle oynadığı, oyun bitince gülersin kendine, o kadar..
Mantığını anlamış olmanın dayanılmaz hafifliği içerisindeyim desem daha doğru olur.”Neden yaparlarki bunu,çok saçma yahu.” şeklindeki düşüncelerimin sona erdiğini farkettim.Kimseyi suçlayamam artık.Ayrıca aşka hala inanmıyorum,oyun oynamak içinde yaşım çok geçti artık.Yani mantıken her türlü saçma geliyor.Neyseki mantıklı birşey değilde açıklama bulamıyorum.
Aşk= istediğini kazanma hırsı, kaybettiğini anladığında bile hala onunla birlikteysen mutlusundur ama kaybettiğini bilmek seni her daim üzer..Buna aşk denilebilir mi?
“Acı çekmek güzeldir,acılarla yaşamak bana daha hoş geliyor…””Batmışlık,umutsuzluk,yalnızlık…Sözlükten yalnızlık nedir diye baktım şimdi açıklaması çok güzel,örneği çok feci :Yalnızlık :Yalnız olma durumu, kimsesizlik: “Dostlarla da yollar ayrılalı bir bir / Gittikçe artıyor yalnızlığımız.” -C. S. Tarancı.”Daha çok yazarım ama olmaz,benim gizli blogdan,daha kendisi bile görmedi,görmeyecekte,görmemeli.Yani boş işler bunlar be,salla gitsin.
Akonicim, bu sabah bu yorumunla uyandım, gidip herşeye aşık olasım var bu gün..Teşekkürler..
Sen, hergün köşe başlarındaYırtık urbanla kirli ellerinleAvuç açan, sefil insan.İnan yok farkımız birbirimizden.Sen belki tüm yaşamınca dilenecek;Beklediğin beş kuruşu biri vermezse,Ötekinden isteyeceksin.Ama ben, tüm yaşamım boyuncaTek bir kez dilendim,Bir acımasız kalbin sevdası ile alevlendim.Öylesine boş öylesine açık kaldıki elim,Yemin ettim bir daha dilenmeyeceğim.Victor Hugo
@pbk, ne güzel de mi? insanın aşık olması, ayaklarının yerden kesilmesi..Ama sadece erkekleri değil herşeyi sevelim… Doğaya, denize, akan suya, gökyüzüne herşeye aşık olabiliriz:)))
Kesinlikle aşk sadece ERKEK değildir…ERKEK & KIZ = ÇIKAR (uyuşsun)Bir kuşun kanat çırpışı,dalgaların sesi,kumsalın sıcaklığı,yakamozların ışıltısı,bebeğin tebessümü,yıldızlar,ay,doğa herşey yaratılan herşey aşık olunacak kadar güzel ve özel yeterki”KALBİMİZ DURMASIN…”
AŞK…
Yar,deyince kalem elden düşüyorGözlerim görmüyor aklım şaşıyorLambada titreyen alev üşüyorAşk kağıda yazılmıyor mihriban
:))) Şuan bir asker olarak yorumlarınızı okumak kadar güzel birşey yoktur heralde. İştimaların arasında aşk hatta umumi insani davranışları kafamdan çıkarttım, şimdi şimdi insan oldugumu hatırlar gibiyim
Havanın ve suyun tadı yoktur. Aşk, bunları kimi zaman acıtır, kimi zaman da tatlandırır.Aşk kendisini aramaktır bazen karşıdakinde. Ondan beklediklerimiz kendi özelliklerimizdir aslında. Bunu için kendimiz gibi olana meylederiz.
Fuzuli aşık!Ama öyle böyle aşk değil onun ki feryad figan eden bir aşk duyduğu: İlahi Aşk!Öyle ki Yüce yaradanın kendisini farke etmesi için ulu orta ağlamakta, ağıtlar yakmakta acısından ve nefsini terbiye etmesinden vücunda yaralar çıkmakta yaralarının üzerine pamuk yapıştırmakta ki giysisi kefeni andırmakta ki ölümü istemekte ilahi aşka ulaşacağı günü çabuklaştımak için adeta yalvarmakta…neden mi herkesin dikkatini çekmek istemekte çünkü kulları onu fark ederse eğer ilahi yaradan da onu fark edecektir düşüncesinde..Fuzuli’nin (ismi Fuzuli çünkü kendini değersiz işe yarmaz olarak inandırmak maksatında) duyduğu aşk da çıkar mı taşıyor kulların dikkatini çekerken bence tam da öyle…söyle hadi, bana söyle! bir keşkeye daha yer yok kalbimde!
Sade ve sadece AŞK….
Aşk bir ilizyondur göz boyayan. Kimisi halen ön sıralarda bilet peşinde.
Hiçbir efsane bu kadar gerçekçi olmamıştı.
Mihriban
Baştan aşk olduğunu sandığımız şeyin bi zaman sonra yerini sevgiye bıraktığını görüyorsak eğer,işte o zaman şu an içinde bulunduğumuz şeyin adını tam olarak sevgi ve geçmişte de tam olarak içinde bulunduğumuz şeyin adını da AŞK koyabiliriz…Ya da yo yoo,yanlış oldu,yerini sevgiye bırakmasa bırakamasa da aşk,yaşanılan tutku,kalp çarpıntıları ve buna benzer her türlü fiziksel reaksiyon sayılabilir.Tüm bunların durulması ile sevgi ortaya çıkar ama çıkmadığı zamanlar da olabilir…Ama işte aşk,beynin tamamen saf dışı kalarak vüsutsal reaksiyonların bütünüdür.Sevgi ise mantıklıdır,herşeyin bilincinde olarak birşeylere hayranlık duymaktır,olgunca…Aşk çocukluktur,tahammülsüzlüktür,kelebekliktir;çok kısa ömrünün farkında olurcasına bir gününü geçirmeye çalışan…
güzel açıklama ILMARE