Günün yorgunluğunu atmak için akşamları ve geceleri vuruyoruz kendimizi sokaklara… Saatin 10 u 11 i bulması hiç mühim değil benden genç ahali için… Sanki düşman çatlatmak istercesine kızlı erkekli salına salına geziyorlar havai heves , kafalarda dert tasa yok , oooohhh var mı bizden kralı bu dünyada dercesine… Kıskanıyorum size ne yalan söyleyeyim… Çoluk çocuğa karışmanın hiddeti midir , nedir bilmem , çekemiyorum benden genç , benden tutkulu ve benden aşık taze insanları…

Üniversitedeki yıllarımızı konuştuk eşimle az önceki gece turlamamızda… Biraz hüzün vardı sesimizde… Hemen yanımızda uyuyan bebeğimize bakıp , başımızı olsun misali salladık ,olgun bir kabulleniş içinde… Ama bu teslimiyet içimden çağlayan aşk hezeyanlarını durdurmuyor ki…

Geçenlerde köyümüze ziyarete gittiğimizde giydiği gelinliğinin estirdiği nikah tazeleme rüzgarlarının havai hevesi tepemde hala esmekte.. Anlık gençleşmeler yaşıyorum şu sıra… Kim bilir , belki de hafiften eskimenin met cezirleridir başımdan geçenler…

Bedenimle ruhumun yaşadığı bir uyuşmazlık var gibi… Maddi varlığım , yani o zavallı bedenim , hani her tarafı hep ağrıyan , oturdu mu kalkmayan , kalktımı bir daha otursa yemin billah koşturmaya tövbekar kalan bedenimden bahsediyorum , sınırlar koymaya , elimi kolumu bağlamaya, yapabileceğime inandığım her tür aşk dolu işleri baltalamaya çalışırken ; ruhum onu takmaz bir havada 5-6 yaşındaki bir çocuğun yaramazlığı içinde koşturup kırıp döküyor , 12-13 yaşındaki bir teenage in ataklığı ve ateşliliği etkisinde en çılgın zevklere sırnaşıyor… İşin en kötü ve en baştan çıkarı olan yanı ise , o iflah olmaz ruhum , hala 18 indeki delikanlı ne yapacağı belli olmaz edepsizliği ile , zilli hayatın iç gıcıklatıcı mahrem lezzetlerine göz kırpıp duruyor…

Aklından kötü kötü şeyler geçirenler hemen bıraksın yazımı okumayı , çünkü sonunda size ekmek yok… Ben içimdeki çocuğu öldürmemenin telaşındayım… Aşk olsun , teneşir paklar bizi bu halden sonra , lütfen ayıp etmeyin… Aslında yaramazlık her kesin ruhunda hep var… 7 sinde de 70 inde de … Sadece hamuru bayatlatmamak ve gençlik mayasını kokutmamak gerekiyor…

Ahhh bir de mahcup edilmeyecek kadar para da kazansaydım , kim ne derdi o zaman yaramaz oğlu yaramaz , hiç büyümeyecek o ruhu taptaze çocuğuma… O zaman kimse görür müydü o haşarılıkları , kıyıda köşede oynaşırken ben , kıkırdamalarımdan rahatsız olmayı aklına getirir miydi hiç…

Bu arada , unuttum sormayı , kusuruma bakmayın… Aşık olmak ne zamandır suç yada ayıp… Tutkun olduğun o ballı dudakları delikanlı ruhunla defalarca hiç durmadan ve yasaklanmadan yüzlerce ,binlerce kez her türlü şekilde edepsizce öpmek ne zaman RTÜK lük yada sopalık kütüklük oldu… Sahi , az daha aklımdan çıkıyordu , en sormam gereken elzem soruyu unutuyordum… Aşık olmak hala sadece liselilere ve üniversitelilere mi mahsus???