Asaletin, özgürlüğün, dostluğun, sadakatin simgesi..
Asaletin, özgürlüğün, dostluğun, sadakatin simgesi..

Yazıma ilham veren dosta teşekkürler…Hepimizin çocukluğundan kalma replikler, imgeler vardır hafızalarımızın bir köşesinde. En zayıf anlarda kanayan düşler gibi sızıverir bilincimizin kapalı kapılarının altından gözlerimizin arkasına doğru usul usul. Benim aklıma gele gele atlara olan düşkünlüğüm geliyor. Nasıl da sağdan soldan fotoğraflarını toplardım ve et ürünlerine fon ayıramadığımız zamanlarda tavuğu bile yeni yeni tanırkene “baba çiftliğimiz olsun ve atlarla dolu olsun” gibi sözlerle babamın içinde derinlere bir sızı iliştirirdim o zamanlar farkında olmadan. Gün batımına doğru atımla yol aldığımı hayal ederdim, saçlarımı arkaya savurup. Geniş arazilerde çiftliklerde özgürlüğe başkaldırışlarını, hırçınlıklarını tüm asaletleriyle harmanlayıp koşuşlarını seyrederdim hayran hayran. Atların size düşündürdüklerini sıralar mısınız diye sorsam eminim çoğunuzun aklına ilk o büyülü sözcük gelecektir. Özgürlük… İnekler önde atlar arkada diye bir söz söylemişti biri kimdi o, neyse o konu başka karışmasın.

çayırda atlar
beyaz at
beyaz at
beyaz at

Atlar candır, yoldaştır, sırdaştır, seninle konuşur, seninle güler, seninle ağlar. Gözlerindeki burukluğu ve güvenilirliği “sana sadığım” nidalarıyla fısıldayışları görmemek mümkün mü acaba? Atlar ihanet etmez, sahibi ile dosttur. Yorulsada zaman zaman asla sahibini yarı yolda bırakmaz.Zihnimdeki birbirinden bağımsız koşturmacayı onların dörtnala gözlerini diktikleri hedefe doğru koşmalarına benzetirim çoğu zaman. Ya da bazen ruhumuzun derinlerindeki ayaklanma, hırçınlık, pes etme ve masaya vurma arzuları.. atlarla insanlar arasında özel bir bağ kuruyor . Yalnızlığımızı paylaşıyorlar, sizinle konuşuyorlar ve sizi dinliyorlar. Sevginizi hissediyorlar ve bu çerçevede size asla zarar vermiyorlar. Malum, birilerini üstlerinden düşürmelerinin sebebi sevgi ve samimiyet beklentilerine karşılık bulamamaktan kaynaklanıyor, neyse. Hem nitelik hem de tanımlanamayacak kadar sıradışı duygusallıklarıyla insanların hayatında özel bir yere sahiptir duyarlılıkları ve vefalı oluşlarıyla gerçeküstü yalnızlığımıza bir nebze gerçeklik katabilen özel dostlarımız.

midilli
midilli

Az yiyecekle yetinirler ve tüm iklim şartlarına karşı dirençlidirler. Atların yaşları kesici dişlerin aşınıp yıpranmasına göre belli olur. Atların tüyleri vücut ısılarının ayarlanması yani termostat görevi görür. Ayakta uyurlar ve dizlerindeki kilitlenebilme özelliğinden dolayı uyurken yere düşmezler. Köprücük kemikleri yoktur bu sayede daha hızlı koşabilirler. Yani bu detaylara girmemdeki amaç hem duygusal manada hem yaratılış bütünlüğü itibariyle özel hayvanlar olduklarını vurgulamaktır.Yarışırken sakatlanan atların vurulması beklenene kadar can acısıyla kıvrandığı o anları birkaç defa izleme gafletinde bulunmuştum. Belki onlardan çok benim canım yanmıştı.Velhasıl kelam bu güzel ve özel dosta dair bazı enstantaneler sunmak gayesiyle başlattığım bu yazıyı sevgili dostlarımızın gözlerindeki anlamlara duyduğum hayranlık mahiyetinde sürdürmek maksadıyla birkaç fotoğraf paylaşarak noktalamak istiyorum. Efenim yutubun kapandığı bu sıkıntılı ve olanaksızlıklarla dolu dönemde dilerdim ki videolar, daha fazla şarkılar paylaşayım lakin kısmet böyleymiş..

karda atlar
karda atlar