4 Nisan 1932 tarihinde Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği üyesi Beyaz Rusya’da dünyaya gelen Andrey Tarkovskiy, başta tekniki açıdan olmak üzere gerek kurgusal gerekse yaklaşım olarak sinema sanatının önemli yönetmenlerinden biridir. Tarkovskiy, filmografisinde az film olmasına rağmen onlarca yönetmene ilham kaynaklığı etmiştir.
Şair ve çevirmen olan Arseny Alexandrovich Tarkovsky ile Maria Ivanova Vishnyakova’nın oğlu olan Tarkovskiy‘nin çocukluğu doğduğu sınırlarda, Yuryevets’de geçti. Beş yaşına gelince babasının orduya girmesi üzerine annesi ve ablasıyla Moskova’ya göç eden yönetmen, Moskova Lisesi’nde okumaya başladı. 15 yaşında gelince tüberküloz teşhisi konulan Tarkovsky, yaklaşık bir sene kadar hastahanede tedavi gördü. Bu zaman dilimi içerisinde yaşadıklarının etkilerini “Zerkalo” (The Mirror) adlı yapımda anlattığını da not olarak ekleyelim. Üniversite öğrenimini Arapça Bölümü’nde tamamlayan Tarkovskiy, ilk filmi için çalışmalara 23 yaşında başladı. “Ubiytsy” adında 19 dakikalık bir kısa film çeken yönetmen, Ernest Hemingway’ın kısa hikayesinden uyarladığı bu eseri Marika Beiku ve Aleksandr Gordon ile tamamladı. 1959 senesinde 45 dakikalık “Segodnya uvolneniya ne budet“i çeken Tarkovskiy, bu eserini de yine Aleksandr Gordon ile birlikte tamamladı. Okul ödevi olduğu için çektiği bu iki kısa filmden sonra 1960 senesinde Irma Raush ile dünyaevine giren usta yönetmen, bir sene sonra ilk önemli eserini, “Katok i skripka“yı çekti. Senaryosu Andrey Konchalovskiy ve S. Bakhmetyeva tarafından yazılan filmde Igor Fomchenko, Vladimir Zamansky, Marina Adzhubei ve Yuri Brusser rol aldı.
1962 senesine geldiğimizde ikinci önemli yapıtını tamamlayan yönetmen, 95 dakikalık “Ivanovo detstvo“, Venedik Film Festivali ve San Fransisco Uluslararası Film Festivali’nde ödül kazandı. Senaryosu Vladimir Bogomolov’un “Ivan” adlı hikayesinden uyarlanan filmde ‘Ivan’ karakterini Nikolay Burlyaev oynadı. 1963 senesinde bir çocuğunun annesi olan eşi Irma Raush’tan boşanan Tarkovskiy, 1964 senesinde Larisa Tarkovskya ile dünyaevine girdi. Daha sonra, 1966 senesinde “Andrey Rublyov“u çekti. Senaryosu yine Tarkovskiy ve Andrey Konchalovskiy tarafından yazılan filmde Anatoli Solonitsyn, Ivan Lapikov, Nikolai Grinko ve Irma Raush rol aldı. Cannes Film Festivali’nde FIPRESCI Ödülü kazanan bu eser, Jussi Ödülleri’nde Özel Jussi Ödülü’nün de sahibi oldu.1968 senesinde 90 dakikalık “Sergey Lazo“yu çeken yönetmen, 1972 senesinde başyapıtı kabul edilen “Solyaris“i çekti. Stanislaw Lem’in romanından uyarlanan bu eser, Satürn Ödülleri’ne aday gösterilirken, Cannes Film Festivali’nde FIPRESCI Ödülü ve Jüri Büyük Ödülü’nün sahibi oldu. 167 dakikalık bu filmde Natalya Bondarchuk ve Donatas Banionis rol aldı.
1973 senesinde 145 dakikalık “Konets atamana“yı çeken üstad, 1974 senesinde 76 dakikalık “Hndzan“ı çekti. Aynı sene 97 dakikalık “Lyutyy”ı çeken Tarkovskiy, 1975 senesinde en önemli yapıtlarından biri olan “Zerkalo“yu çekti. Senaryosu Aleksandr Misharin ile Arseni Tarkovsky tarafından yazılan filmde Margarita Terekhova, Oleg Yankovskiy, Filipp Yankovsky, Alla Demidova, Ignat Daniltsev ve Larisa Tarkovskaya rol aldı. 1979 senesinde yine önemli bir eseri olan “Stalker“i yöneten Tarkovskiy, Cannes Film Festivali’nde ödül kazandı. Aleksandr Kaidanovsky, Alisa Frejndlikh ve Anatoli Solonitsyn’in rol aldığı bu yapım, yönetmenin ölümünden sonra en çok tartışılan eseri oldu.
1982 senesine geldiğimizde “Beregis, zmey!” adlı bir yapımın senaristi olarak karşımıza çıkan yönetmen, 1983 senesinde Tonino Guerra ile birlikte “Tempo di viaggio” adında bir TV belgeseli çekti.1983 senesinde “Nostalghia” ile yine tartışmalara yol açan Tarkovskiy, bu eseriyle Cannes Film Festivali’nde Jüri Büyük Ödülü, FIPRESCI Ödülü ve En İyi Yönetmen Ödülü’nü kazandı. Filmde Erland Josephson ve Oleg Yankovskiy rol aldı.1986 senesine geldiğimizde son sinema filmi olan “Offret“i yöneten Tarkovskiy, Cannes Film Festivali’nde dört ödül birden kazandığı bu eseri ile En İyi Yabancı Film dalında BAFTA Ödülü de kazandı. Filmde yine Erland Josephson ve Susan Fleetwood rol aldı.
29 Aralık 1986 tarihinde Fransa, Paris’te akciğer kanseri sebebiyle yaşamını yitiren Tarkovskiy, bugün hala ilham alınabilen az sayıdaki sinemacılar arasında yer alır.