HES’ler yani hidroelektrik santraller su gücünden faydalanarak elektrik üreten santrallerdir. suyu bir noktada toplayarak suyun sahip olduğu enerjiden yararlalıp, bazı türbinlerin dönmesi sonucu oluşan mekanik enerjinin jeneratörler vasıtasıyla elektrik enerjisine dönüşmesini sağlayan yapılardır.ilk bakışta diğerlerine nazaran daha çevreci bir enerji kaynağı gibi görünse de çeşitli uygulamalarla uzun çok da uzun olmayan vadede doğanın doğanın canına okuyacak yapılar olduğu anlaşılacaktır.

yaklaşık 1,5 yıl önce devletin, HES yapımlarını özel sektöre ihale etmesiyle memlektteki bütün dere ve nehirler en geç 10-15 yıl içerisinde HES’lere bağlanacak. yani başka bir söylemle; çevreye zararı hiç de azımsanmayacak derecede fazla olan, yüksek kapasiteli az miktarda santral yerine düşük kapasiteli çok sayıda santral kurulmasının önü açılmış olacak.

peki bu kapsamda ne tarz zararları vardır bu hes’lerin?
akarsular ya da dere ve nehirler yüzlerce yıl boyunca aktıkları bölgede kendi canlı çeşitliliğini oluşturur. geçtiği alanlarda yeraltı su kaynaklarını besler, onlardan beslenir. akış yönü, yatağı değiştirilen akarsularda canlı hayatı sona ermekle birlikte yeraltı sularının da dengesi bozulur. yani pek çok kişinin sandığının aksine, akarsular boşuna akmaz!! bunun yanında Hasankeyf ve Allianoi gibi tarihi bölgelerimizi de yine hes’ler sayesinde kaybetteyiz.bu bağlamda duyarlılığı arttıkmak ve insanları bilinçlendirmek amacıyla “anadolu’nun isyanı” adında bir belgesel hazırlandı:

Herhangi bir kar amacı güdülmeden konuya duyarlı insanların gönülden destekleriyle tamamlanan film, HES’lere karşı Anadolu’da verilen mücadeleyi bizzat onların ağzından anlatıyor.Hidroelektrik santrallerin (HES) doğa ve kırsalda yaşayan insanlar üzerindeki olumsuz etkilerini ve HES yatırımlarına karşı verilen mücadeleleri anlatan ‘Anadolu’nun İsyanı’ adlı kısa film gönüllü desteklerle ve kolektif bir çalışma sonucu ortaya çıkarıldı.Anadolu’nun dört bir yanında devam eden HES çalışmalarının yıkıcı etkisine dikkat çeken film Akdeniz’den Karadeniz’e, Doğu Anadolu’dan Ege’ye kadar 20 bin kilometre yol kat edilerek çekildi.

içerikte bahsi geçen ve yakın bir zaman önce tamamlanan ve 3 günde 50 bin kişinin izladiği “anadolu’nun isyanı” belgeseleni buradan izleyebilirsiniz. [alternatif video linki]