Popülizmin dibine iyice vurduk!Bize sunulan materyallerden hiç de rahatsız değiliz, bol bol magazin, pop, günlük tüketim yapıtları, tv proceleri içinde gark olup gitmişiz.Buna bende dahilim, bu yüzden işin bu kısmını pek de dert etmiyorum.Yani çok pis tv de izliyorum, dizi de takip ediyorum. Bildiğiniz gibi Serdar Ortaç falan da dinliyorum, neyse…Ama fark ettiğim öyle sinir bir durum var ki, bu duruma muhalif kalmak istiyorum nedense. Bünye o kadarını da kabullenmiyor sanki, bu kadar da değil diyorum…”Son çıkan kitapların pompalanmasına” benim diyeceklerim.Aman Tanrım!! Orhan Pamuk furyası nobel ödülüyle teyit edildiği (!) günden beri bookstore’ larda her an pompolanan yeni yazarlar boy göstermeye başladı. Bırakın nezih kitapçıları garip bir şekilde bu tür kitaplar heryerdeler. Alışveriş mekanlarında bile!!! ( altıncı his filminin; I see dead people repliği gibi oldu, iyi de oldu)Mesela; Migros raflarında bile gördüğüm Elif Şafak, Aşk romanı mesela… Siyah Süt’ ü de Tansaş’ ta görmüştüm sanırım.Nedir bu?? Bu bizim çok okumaya başlayan bir millet olduğumuzu mu gösteriyor, hayııııırrrr! Bu durum; birileri tarafından bu tip yeni kimselerin nasıl da her bir yere yayılması için çaba gösterdiğini söylüyor.Bu romancıların (!) aslında bir çok hatalar yaptığını ( tarihsel, edebi, imla vs.) söyleyen eski edebiyatçılara tv’ de rastladığımı hatırlıyorum. Hiç beğenmemişlerdi bu kişilerin yazdıklarını ve hayret ediyorlardı nasıl da çok önemli şeyler yazmış şeklinde tanıtıldığına ve bu kadar rağbet gördüğüne.Ben buna şimdi şimdi inanmaya başlıyorum. Çünkü kafamda bir istifham yaratıldı ister istemez.Tüm bu yazılı ve görsel medya bizim çok okuyan bir millet olmamız yolunda çalışıyor ve gerçek anlamda KÜLTÜR programı yapıyor olsalardı; bu şahısların deyişlerini, sözlerini bol döküm malzeme yapacaklarına,özellikle genç neslin en azından yakın geçmişteki Türk Edebiyatına hakim olması yönünde daha fazla yönlendirme içeren programlar yaparlardı.Örnekse; Sait Faik Abasıyanık’ ın Mahalle Kahvesini okudunuz mu arkadaşlar? Bu eserde …. konusu çok güzel işlenmiş !! ya da; Yahya Kemal Beyatlı’ nın Portreler’ ini aman kaçırmayın!! özellikle günümüz sorunlarına nasıl da ışık tutuyor, benzerlikler size de çok çarpıcı gelecek! diye tadı damakta kalacak şekilde mini programlar yapılabilirdi.Asla ağdalı, fazla felsefi ve belgesel tadında bir şeyden bahsetmedim, altını çizerim. Gençleri yakalayacak bir tarzda; hareketli fotoğraflar ve hoş bir müzik eşliğinde kısa kısa devreye giriveren, akılda kalıcı ve en önemlisi insana kendi değerlerini hatırlatıcı ve onları okumaya teşvik edici spot projelerden bahsettim.Durup durup siyah süt ve aşk hakkında lüzumsuz fiyakalı laflar duymak istemiyorum biteviye…Türk edebiyatı zengindir, başkadır, fazladır… Öğrenmeli, öğretmeliyiz!!!