Aylar önce babaannesinin yaşattığı heyecanı bugün O yaşatıyor bana. Nasıl da heyecan ve meraktayım. Akoniyle konuşmalarımız esnasında O’na yapılan hazırlıkları, hevesi görünce ” aahh ah ” diyorum ” şimdinin bebeği olmak varmış”Bizim zamanımızda sadece cibinlikli beşik ve mermerşahiden dikilen bezden oluşan ” bebek hazırlığı ” nı günümüzle kıyasladığımda kendi adıma üzülürken şimdiki bebekler adına seviniyorum..Akşamı zor edip hastaheneye koşar adımlarla varıyorum..3.kata ulaştığımda odayı sormama gerek kalmıyor zira daha kapısından,içerde kimin olduğunu anlamanız mümkün…

İçeri girdiğimde yatağında uyurken buluyorum onu. O denli masum ve tatlı ki..

Hemen kucağıma alıp kırılacak bir eşya gibi özenle tutuyorum kollarımın arasında…uykusunu bölmenin rahatsızlığı ile biraz mıkırdanıyor…Annesi ve babası aylardır bekledikleri bu nazlı misafirlerinin sağ salim gelmesinden nasıl da rahatlamış, sevgi dolu gözlerle bakıyorlar bebeklerine…Akonim, gözleri gene ışıl ışıl… Karadeniz kanı var damarlarında, belli etmese de ilk bebeğin erkek olmasının onu içten içe gururlandırdığını hissediyorum…Düşünüyorum,Hayatın tüm düzeni bir anda değişecek, hayat yaşanası bir kavramdan çıkıp, ertelenecek bir kavrama dönüşmeye başlayacak gelişiyle. Ondan başka her şeyi ihmal edilecek. Pamuklara sarıp sarmalayacak, bir an önce büyüsün diye gözünün içine bakacaklar. İlk “anne” demesini, ilk dişini, ilk adımını hiç tanımadıkları insanlarla bile paylaşacaklar..İlkokulla beraber endişelerde başlayacak. Geliş saatine yakın cama çöreklenip biraz geç kalsa felaket senaryoları üretecekler. Her gün “inşallah yine yara, bere, çürük içinde gelmez” diye dualarla yolllayacaklar okula. Her karne aldığında, sevinçle eşe dosta gösterip geleceği üzerine hayaller kuracaklar..Okuldaki her etkinlikte en gözde öğrenci olsun isteyip, en komik oyunda rol alsa bile ağlayarak izleyecekler..En zor, en sabır isteyen ergenlik dönemini türlü güçlüklerle atlatacaklar. Onunla beraber öğrenciliği tekrar yaşayıp, okul çıkışı, hafta sonları kurs önlerinde bekleşecekler..Derken üniversiteyi kazanmasıyla derin bir oh çekecekler ancak mutlululukları içlerini burkacak. bu kez, gitme vakti gelecek. 4 yıl onu düşünmedikleri bir an geçmeyecek. Sevdiği yemekleri yapmaya bile elleri gitmeyecek. Şeklen koca adam olsa bile, o hep korunmaya muhtaç küçük kuzuları olacak….Yedi mi?, uyudu mu?, Üşüdü mü?, ders çalıştı mı?, hastalandı mı?, becerebildi mi? vs vs endişelerinin ardı arkası hiç kesilmeyecek..ah miniğim bir anda hayatına ne çok anlam yükledim, farkındayım…Bakma sen bana, hayat o denli zor ve acımasız ve sen şu an kucağımda o denli minik, masum ve savunmasızsın ki endişelerimin aklıma üşüşmesine engel olamadım işte…Okyanus gözlüme dediğim gibi;Dilerim; yaşamında yitik sevdalar, hırslar, yalanlar dolanlar, keşkeler hiç olmasın. Dilerim yüreğin hiç kanatılmasın..Dilerim bebek saflığın ve masumiyetin hiç bir zaman hiç bir yerde hiç ama hiç bozulmasın…
Nazım’ın dediği gibi;Hoşgeldin bebekyaşama sırası sende….
Hoşgeldin bebek ! Başındasın herşeyin, Bebeksin işte !