“Anneciğim sadece iki kere silah attım.” diyor oğlum. “Silahları öğretiyorlar; ama üç ayda silah öğrenilmez ki.” diyor…“Ama bana burada komutan olacaksın diyorlar.” diyor. “Başka şansım yokmuş annem; ama ben kendimi korumayı beceremem ki.” diyor. Hakkari’ye göreve gideceği zaman “İnşallah sağ dönerim, inşallah yapabilirim görevimi annem.” dedi. “Ama çok zor.” dedi.Bu satırlar Şehit Asteğmen Zeki Burak Okay’ın cenaze töreninde ‘Vatan sağ olsun demeyeceğiz.’ sözleriyle gündeme gelen acılı anne ve babayla Zaman Gazetesi’nden Nuriye AKMAN’ın – ki kendisi bence Türkiye’nin en iyi röportaj yapan gazetecisidir – yaptığı röportajdan bir alıntı. Sabah nette ilk okuduğumda, hep duyduğumuz, bildiğimiz, anladığımızı zannettiğimiz bir durum olmasına rağmen yine de duygulandım.”Allah’ım yavrumun başına böyle bir şey gelirse ben ne yaparım diye gizli gizli ağlıyordum. (Ağlıyor) İşyerinde kaçıyordum bir kenara, arkadaşlarım görmesinler diye. Sakinleşip geri geliyordum. Dayanamıyordum o çocuklara.”Neden bilmiyorum ama sizinle paylaşmak istedim. Anne’yi okudum; babayı okudum… İçimde birşeylerin ezildiğini hissettim. aslında hiç duygusal biri sayılmam ama bu hikayede ve anlatılanlarda aşk acısı aptallığının ötesinde birşeyler vardı. röportaja buradan ulaşabilirsiniz. Bence bir okuyun. Bildiğiniz bir hikayede olsa.