Bilgisayar labındayım ekrana bakarken gözlerim dolup dolup yutkunuyorum zoraki.Tanıdık biri görmesin şu halimi diye saçlarımı önüme doğru getiriyorumki biraz olsun yüzümü kamufle etmeye çalışıyorum.Sanki yutkunmalarım arasında boğulup gideceğim,keşke öyle olsa diye de geçmiyor değil aklımdan.Böyle anlarda ilk aklıma gelen şey zaten derin bir uykuya dalmaktır.Şöyle bir aylığına falan hafızamdaki herşey silinse de bir sabah altı gibi kuş cıvıltılarıyla uyansam diye eski bir takıntım geliyor aklıma .Derken korktuğum şey oluyor işte -urg naapıyosun ,nooldu? Kelimeler ağzından çıkmaya başlarken yanaklarımın ıslandığını hissettim.Evet ağlıyordum işte ,söz vermiştim ama kendime eve gidene kadar sabredecektim,hiçbirşey olmamış gibi davranıp gece herkes yatınca çatlayana kadar ağlayacaktım.Kendimi nasıl dışarı attığımı hatırlamıyorum bile ,oturuyoruz merdivenlere dakikalarca nefes bile alamadan ağlıyorum .Sabırla beni bekliyor sonunda anlatsana diyor.Bu eski hikayeyi anlatmaya bile utanıyorum,acılı sevgili ihmal edildiğinin ve de sevilmediğinin farkındadır son bir hamle yapıp sevgilisini terkedecektir,biraz olsun gururunu okşama derdindedir.Ama gözünde yarın onu sadece uzaktan seyredeceği, o kendinden emin hiçbirşey olmamış gibi kahkahalarını duyacağı sahneler canlanmaktadır.Tamin ettiğin şey işte anlatmaya bile değmez diye geçiştiriyorum.Gözü yaşlı sevgili olmak istemiyorum ama ta kendisiyim işte.Hemde tam final haftası olacak şeymi bu şimdi.Hatırlamaya çalışıyorum kimleri terketmiştim ben de böyle ağlatmıştım.Telefona sarılıp arıyorum hemen aşağıdayım gel diye.Bir dakka bile oyalanmadan aşağıya koşup beklemeye başlıyorum…ve yedinci dakkada geliyor işte salınarak.Cümlelerim değişiyor birden başka başka şeyler konuşmaya başlıyorum.Bu sefer onun ayrılmak gibi birşeyler gevelediğini farkediyorum.Allahım olacak şeymi bu şimdi terketmeme bile fırsat vermedi .Gözlerim lanet gözlerim dolmaya başladı.Daha dün sen değilmiydin sahilde kucağıma yatırıp saçlarını okşadığım,bana alacağı gülleri sokaklarda değilde evde kimse görmezken vereceğini söyleyen.Artık duymuyorum bile seni dudakların kıpırdıyor sadece ,gözlerini seyrediyorum böyle bir daha bakamayacağım nede olsa.Bineceğim otobüsü düşünüyorum,şöför bilmeyecek bile taşıdığı cenazenin,bir türlü ölemeyen zavallı ruhu.Yine karanlıklara dalan ruhu hızla otobüsten uzaklaşırken cansız bedenini bırkacaktı uğur mumcunun ikinci girişinde.Bir ara kendimi toparlayıp onu hep yaptığım gibi yanağıyla burnunun arasındaki o yumuşacık yerinden öpüyorum,yumruğumu sıkıp karnına hafifçe dokundurup deli diye yürümeye başlıyorum otobüs durağına doğru.Biliyorum arkamdan bakıyor neler geçiyor kafasından bilmiyorum ama benimkilerle aynı değil.İşte otobüste gelmiş zaten,bu cenazeyi unutmayın lütfen.