Matyus işten yorgun alıp gelip evinin kapısını açtı. Holde bulunan çöplerin kokusunun yine burnuna geleceğini ve kendinden tiksineceğini biliyordu. İçeri geçip ayakkabılarını sabah giderken kolay bir şekilde bulabileceği bir yere bırakıp terliklerini giydi. Ceketini hemen kapının girişinde bulunan askılığa astı. Daha sonre mutfağa geçip buzdolabında ne var ne yok diye göz attı. Bir tane bira kapıp köpek dişiyleriyle açtı ve hem holde yürüyerek hemde bir yandan birasını içerek odasına doğru yürümeye başladı.Holde yürürken 1 sene öncesinden kalma bir gazete küpürü dikkatini cezbetti. Küpürde kelliğe çözüm başlıklı bir yazı vardı. Yazıyı biraz okuduktan sonra gereksiz bulup aynı yerine bıraktı ve odasına geçti. Odasında bir tane koltuk,bir tane tek kişilik yatak, bir adet kapı arkası askılık, bir adette dolap mevcuttu ayrıca yerler farklı tarzda kitaplarla ve sigara paketleriyle doluydu ve de küçük şeylerle.Saat akşam 8.30 du yarın tatildi yani bok gibi uykusu gelinceye kadar uyanık kalıp diğer günün yarısını öldürebilirdi. Sonra yatağına uzandı ve yerden bir kitap alıp okumaya başladı. Bir kaç sayfa okuduktan sonra şaşırmamanın verdiği sıkıntı ile kitabı yere koydu ve dolaptaki kartonundan bir paket sigara çıkardı. Sigaranın üzerindeki naylon kısmı düzgün bir biçimde çıkartıp içindeki aliminyum açma kapağının içine sıkıştırıp kültablasına koydu. Sonra ucuz sigarasından bir tane çıkartıp yaktı ve ilk dumanı seyre koyuldu. Matyusun en çok sevdiği şey işten geldikten sonra bir bira açıp sigarasını yakıp duvarındaki posterleri izlemekti. Yatağının tam karşısında stranger than paradise adlı filmin posteri bulunuyordu.Matyus birden keyiflendi ve radyoyu açtı. Radyosunda sürekli aynı kanal vardı bir klasik müzik kanalı her şey diğer günlerin aynıydı. Ama matyus mutluydu her günkü gibi çünkü istediği kadar oturabilecek ve geç yatabilecekti. Askılıkta duran pardusesine göz attı. O parduseyi ilk kazandığı parayla almıştı ve çok seviyordu. Halbuki pardusenin dirsekleri delinmiş giyilmeyecek haldeydi. Ama matyus çok sevdiği için parduseyi hava çok sıcak olmadığı sürecede onu giyiyordu. Bu gün ceket giymişti çünkü lise yıllarında çok severek aldığı ceketine ayıp oluyordu haftalardır. Parduseyide dinlendirmeliydi bir sure. Lise yıllarında aldığı ceketide çok güzeldi. Onu giydiğinde baba filmindeki genç mikeyi hatırlatıyordu. Komiser ve türk ü öldürüp bardan çıktığı sahneyi. Matyusun en çok sevdiği şeydi bu geçmişi nesnelere bakıp anımsamak bu şekilde saatletce hayal kurardı.Yaklaşık 2 senedir yaşadığı hiçbir şey yoktu. İşten çıkıp eve geliyordu arada markete gidiyordu yiyecek, alkol ve sigara almak için.Ayda bir bir kaç alkolik arkadaşı onu içmek için dışarı çağırır ve içerlerdi. Matyusun odasında bir tane balkonda mevcuttu ama o hiç balkona çıkmazdı.Balkonun kapısı yaz kış açık durur böylece dumanda boğulmasına engel olup sağlıklı bir yaşam yaşadığını sanırdı. En çok sevmediği şeylerden biride birası bittiğinde odasından çıkıp mutfağa gidip tekrar bira almaktı.Sigarası bitten matyus birasına baktı ve 2 yudum kaldığını gördü birasının bitmesine ve bu sefer değişiklik olsun diye mutfağa gidip birasını alıp getirmeye karar Verdi. Bir tane daha sigara yaktı ve ağzında sigara yavaş adımlarla odasının kapısını açıp holden mutfağa doğru yürümeye koyuldu.Odasından çıkıp holde dümdüz yürüdüğünüzde sol tarafta kalıyordu mutfak hemen holun bitiminde de salon vardı. Mutfağa girmeden once bir salona bakayım dedi ve salonun ışığını yaktı. Etraf darma dağınık ve bira şişeleriyle doluydu. Yarın temizlerim diye düşündü ve ışığı kapattı ve mutfağa geçti. Matyus her hafta sonu salonu temizlemeyi düşünüyordu ama 2 senedir temizlediği yoktu. Dikkatli bir şekilde mutfağın ışığını yakıp dolaptan bir bira aldı. Bira alırken atıştıracak bir şeyler var mı diye baktı ve ağzına 2 tane zeytin attı. Ve odasına doğru gitmeye başladı. Zeytin çekirdeklerini hemen odasının karşısında bulunan tuvaletin yanındaki çamaşır makinesinin üstündeki torbanın içine attı ve odasının kapısını açtı.Mutluydu çünkü ilk birası daha bitmemişti ve 2. birasıda hali hazırda bulunuyordu.Keyifli bir şekilde yatağına yerleşti yarılanmış olan sigarasını küllüğe koydu ve postere bakıp düşünmeye devam etti. Matyus zamanı sigarayla hesaplıyordu. Sigarayı yavaş içerdi ve bir sigarayı yaklaşık 5 dakikada içiyordu. Yarılanan sigarası 2.5 dakka geçtiğini düşündürttü ona ve bu onu mutlu etti. Radyoda tchaykovsky den fındık kıran çalıyordu aklına 3 sene once bir barda tanıştığı kız geldi. 3 sene once sürekli takıldığı bir bar vardı. Kimsenin görmeyeceği bir masada oturur ve belli etmeden insanları izleyip birasını içerdi. Onun gibi aynı bara takılan bir kız vardı ve dikkatini çekiyordu. Sonra kız bir gün yanına geldi ve ateş istedi. Ateşi veren matyus kızı ilk defa görmüş hatta sadece öylesine bir ateş isteme muhabbeti gibi düşündürtmeye çalışıyordu kendini ve de öyle davranmaya. Kız sigarasını yaktıktan sonra kafasından yüzlerce fantezi geçirdi bu arada kız sigarasını yakıp gitmişti bile. kızın yürüyüşünü izledi arkadan kalçaları vucuduna gore büyük olsada zayıf denilebilecek bir kızdı. Kız iki masa ilerdeki masasına oturdu.Kızın sigara olan elinin içi matyusa bakıyordu ve de bacakları açık ve vucudu matyusa yönelikti. Matyus okuduğu bir kitapta bunların karşı taraftan hoşlanınca yapılan istemdışı hareketler olduğunu hatırladı. Sonra birasını aldı ağzında sigara yavaş adımlarla kızın yanına gitti ve hiçbir şey söylemeden masasına oturdu kızın. Birasını kızın birasının tam karşına koydu ve sigarasını kendinden emin bir şekilde ağzından alıp küllüğe yerleştirdi. Kız onu izliyordu ve matyusun bir şey söylemesini bekliyordu ve hafif bir heyecan vardı kızda. Sonra matyus barmeni çağırdı ve 2 bardak vişne suyu istedi. Hala konuşmamıştı kızla ve sigara içmeye devam ediyordu. Bir dakka olmadan vişne suları gelmişti. Matyus vişne suyunu yarılanmış olan birasına döktü ve kızın yüzüne bakıp sende denemelisin güzel oluyor dedi. Kız hafif gülümsedi ve vişne suyunu birasına döktü ve tedirgin bir şekilde ufak bir yudum aldı. Sonra hemen peşinden bir yudum daha aldı ve gözleriyle matyusa bakıyordu yudum alırken. Birasını masasına bıraktı ve güzelmiş gerçekten dedi ve teşekkür etti. Matyus önemli değil dedi ve kızın ismini sordu. Kız isminin eliza olduğunu söyledi. Fındıkkıranın bitmesiyle kafası dağıldı ve birasına baktı daha ilk birası bitmemişti hemen bir yudum alıp bitirdi birasını ve 2. birasını açtı.