ROSA PARKS OLAYI
42 yaşında siyahî bir kadın olan ve Alabama eyaletinin Montgomery kentinde yaşayan Rosa Parks, 1 Aralık 1955 günü, iş çıkışında Clevaland Caddesi otobüsüne binerek, ” renkliler ” ( zenciler) bölümüne oturdu. (Zencilere ayrılmış bu bölümün kapasitesi, kaydırılabilir bir işaretle belirlendiği için sabit değildi. Otobüs şoförü bu işareti zencilerin bölümünü daraltacak ve hatta tümüyle ortadan kaldıracak şekilde arkaya kaydırabilirdi). Bir süre sonra bir beyaza yer açmak isteyen şoför, Parks’ın da aralarında bulunduğu dört zencinin oturdukları hizaya geldi ve işareti bir sıra arkaya kaydırarak yerlerinden kalkmalarını istedi. Üçü buna uydu ama Parks yerinden kıpırdamadı. Şoförün, “Hemen kalk, yoksa polis çağırıp seni tutuklatırım” uyarısını umursamadı.Sonuçta Parks tutuklandı, yargılandı ve toplum düzenini bozmaktan hüküm giydi. İşinden atıldı. İş bulamadı. Öldürüleceği, evinin yakılacağı tehditleriyle karşılaştı.. ve sonunda kenti terketmek zorunda kaldı. Ne var ki, aynı kentte yaşayan ve daha sonraları Medeni Haklar Hareketi liderliğini yapacak (ve tabii, 1968’de vurulup ortadan kaldırılacak olan) Martin Luther King’in önderliğinde zencilerin bir yıl sürecek otobüs boykotu başlayıp tüm ülkede yankılandı. 1956 yılında ABD Yüksek Mahkemesi’nin otobüslerde ayırımcılığa son veren kararı ulaştığında, ırkçı beyazlar iyice azdılar. Keskin nişancılarla otobüslere, seri bombalamalarla siyahların ev ve kiliselerine saldırdılar.Parks’ı ırkçılık mücadelesinde simgeleştiren ve önemli bir kilometre taşı olarak kabul edilen olay işte budur. Sonraki yıllarda siyahların kan ve gözyaşı dolu mücadeleleri yıllarca sürdü. Bazı güney eyaletlerinde siyah gençlerin beyazlarla aynı lise veya üniversiteye devam edebilmelerini sağlamak üzere, bizzat Başkan’ın emriyle ABD ordusunun müdahale etmesini gerektiren düzeyde olaylar yaşandı. ABD IRKÇILIK DENEYİMİNDEN KESİTLE
ABD toplumunda siyahların pis ve aşağılık yaratıklar oldukları görüşü geniş bir taraftar kitlesi bulmuştur. “Buraya köpekler ve zenciler giremez” uyarılarıyla bazı yerlere sokulmamaları, otobüs/sinema/ okul gibi yerlere alınmamaları sıradan uygulamalardı. 1939 yılına ait yandaki resimde, Oklahoma’lı bir ABD yurttaşı tramvay terminalinde siyahlar için ayrılmış soğutucudan su içerken görülüyor.Linç Şölen(!)leri
ABD’nin yakın tarihinde, aklı başında her kişiyi insanlığından utandıracak örnekleriyle yaygın bir linç geleneği vardır. Bu soysuz adamları yakından tanımak adına bazı belgelere bakmaya katlanmak gerekir.909’da,Illinois kentinde, Will James’ın linç olayı… Olay yerine bir bakar mısınız ? Geniş katılım sağlayacak bir yer seçilip özenle ışıklandırılmış. Bir insanlık suçunu adeta sirk gösterisine dönüştürmüşler.kaynakburada Teksas’ın merkezindeki bir mahkeme binasının bahçesinden 3 Ağustos 1920 tarihli bir görüntü yer alıyor. Cinayet sanığı olduğu iddia edilen 16 yaşındaki bir siyahi çocuk linç edilmiş. Ağaçtan sallanan cesedin altında görüntüye sığmak için birbiri üstüne yığılmış olanlara bir bakar mısınız ? Sanki bir marifet yapmışlar gibi takındıkları mağrur ve mutlu ifadeye lütfen dikkat ediniz. Mensubu oldukları toplumun soysuzluğu ve utanmazlığı aşıp ruhsal bir hastalığa varan durumu şuradan da belli ki, bu sıradan bir fotoğraf değil. Bu bir posta kartı… Bir hoşluk olsun diye, bir bayram hatırası gibi insanların birbirine gönderdiği bir posta kartı…Bu görüntü de Teksas eyaletinin Waco kasabasından ve 1916 tarihli. Kurban, beyaz bir kadının tecavüz ve cinayet sanığı olduğu iddia edilen 17 yaşındaki zihinsel özürlü Jesse Washington. İlkönce cinsel organı ve bacakları kesilmiş, daha sonra da belediye başkanı ile şerifin de dahil olduğu bir güruhun tezahüratı arasında diri diri yakılmış. Bir görgü tanığının anlatımı şöyle ; ” Washington, kürek ve tuğlalarla dövüldü. Hadım edilip kulakları kesildi. Bir direğe geçirilmiş zincire bağlı olarak ateşin üzerine sarkıtıldı. Feryatlar içerisindeki çocuk can havliyle kızgın zincire tırmanmak isteyince de , zincire sarılan parmaklarını kestiler”… ve bu belge de sıradan bir fotoğraf değil. Bir posta kartı… Kartın arkasında da şunlar yazılı :” Bu bizim dün akşamki barbekü partimiz. Resimde solda görülen benim. Oğlunuz Joe”.ABD’de yalnızca siyahlara karşı ve de güney eyaletlerinde ırkçılık uygulanmış değildir. Her yöre kendine özgü ırkçılık çeşitlemesi geliştirmeyi başarmıştır. Batı (Pasifik) Kıyısı ırkçılığı
Batı eyaletlerinde ırkçılık özellikle İrlandalıları, Asyalıları ve Meksikalıları hedef almıştır. Değişik göçmen yasalarıyla Asyalıların ve özellikle Çin kökenlilerin Birleşik Devletler’e girmesi, Çinlileri de kapsamak üzere beyaz ırktan olmayanların beyazlara karşı tanıklığı yasaklanmıştı. ( Etnik olarak Çin kökenli olanların ülkeye girişi 1882’den 1943’e kadar engellenmiştir). Çinliler ancak ağır ve (demiryolu inşaatında dinamitçilik gibi) riskli işlerde istihdam ediliyordu. İrlandalılara ve Çinlilere yönelik olarak sistematik kitlesel şiddet hareketleri görülmekteydi. II. Dünya Savaşı süresince, casusluk yapabilecekleri bahanesiyle Japon kökenli ABD vatandaşları özel kamplarda enterne edilmişlerdir. Daha küçük ölçekte de olsa, benzer uygulamanın Doğu kıyısı eyaletlerinde Alman ve İtalyan kökenlilere yapıldığı görülmüştür. 1943’te Los Angeles’te yaşananlar da ibret vericidir. Buradaki bir üsten izinli çıkan denizciler, Meksikalıların yoğun olduğu yöredeki bir yerleşimde, kıyafetlerini beğenmedikleri Meksika kökenlilere karşı günlerce süren vahşi bir insan avıgerçekleştirmişlerdir.Anti-semitzm
1800’lerin sonu ile 1900’lerin başında Avrupa’daki baskılardan kaçıp ABD’ye gelen Yahudiler daha ilk andan itibaren zorluklarla karşılaşmış, aşağılayıcı takma adların muhatabı olmuşlardır. 1910’lardan itibaren; Ku Klux Klan, güneyde yerleşmiş Yahudileri hedef alarak saldırılar yürütmüştür. Aslında masum olduğu bilinmesine karşın zorlama bir kararla hapse mahkum edilen Leo Frank adlı bir Yahudi, 1915 yılında Klan tarafından linç edilmiştir. Üst sosyal sınıfların Yahudi kökenlilere karşı ayırımcılık uyguladığı, ünlü üniversitelerin Yahudilerin girişini güçleştirdiği, örneğin Yale Üniversitesi’nin 1925 yılında bir yönetmelik değişikliği yaparak Yahudilerden önce eski mezunların çocuklarına öncelik tanımayı kurallaştırdığı görülmüştür.Arap Kökenlilere Karşı Irkçılık
ABD hükümetinin Arap dünyası ile (özellikle 1973’teki Arap-İsrail savaşından sonra) ters düşerek gerilimin artmasıyla birlikte yalnız Araplara değil, İranlılara, Türklere ve (başlarındaki türban nedeniyle Müslüman zannettikleri) Sihlere karşı kuşku ve ayırımcılık güdüsü yükselişe geçmiştir. 1979 Tahran Elçiliği baskını, 1991 Körfez Savaşı, (Araplarla bir ilişkisi ortaya konulamamış olmasına karşın) Oklahoma kentindeki bombalama olayı ve nihayet 11 Eylül’den sonra Araplara, Müslümanlara karşı ikircikli tutum ve düşmanlık artmıştır. 2001 yılında Arizona’nın Phoenix kentinde bir Sih, türbanı nedeniyle bir cehalet eseri olarak Arap sanılıp öldürülmüştür.Azınlık ırkçılığı
ABD toplumunda, yöre farkı olmaksızın, etnik köken, deri rengi ve din farkı nedeniyle her türlü azınlığa karşı ayırımcılık yaygın olarak görülür. Azınlık grupları dahi birbirlerine karşı düşmanlık sergilerler. (Bazı Doğu eyaletlerinde siyahlarla Koreliler arasındaki çatışmalar bunun örneğidir). Her yeni göçmen grup, örneğin Orta veya Güney Amerikalılar, beyaz bile olsalar ırkçı düşmanlıktan nasibini alırlar.Bu derleme ; siyah ırk mensuplarını hayvandan dahi aşağı yaratıklar olarak kabul edip asırlar boyu her türlü zulmü yapmış, kırmızı ırkı ortadan kaldırmış ve Hollywood gibi çok güçlü bir silahla tüm dünyaya onları “vahşi” olarak tanıtmış olan, en son günümüzde de belirli bir coğrafyanın / belli bir dinî inanışın sahibi insanlara “katli vacip terörist”ler olarak olarak muamele eden, bizim üzerimize de kendimizi eli kanlı caniler / soykırımcılar gibi hissetmemizi ve bu nedenle de özgüven ve direncimizi yitirmemizi sağlamak üzere varanların sosyolojik ve psikolojik durumunu ortaya koymak için hazırlanmıştır. Kaynak :Wikipedia, the free encyclopedia .EK: ABD’DEN LİNÇ BELGELERİ
Fotoğraflarda özellikle, bir marifet yapmış gibi poz veren insanların yüzündeki hiçbir tedirginlik, vicdanî tahatsızlık izi taşımayan ifadelere, bir bayram yeri ya da piknik alanında toplanmış gibi sergiledikleri rahatlığa dikkat ediniz. Bu, canilik genetik şifrelerine işlemiş bir toplumun görüntüleridir.Minnesota, June 15, 1920,Fort Lauderdale, Florida,1935.

dünya dünya yalan dünya...
dünya dünya yalan dünya…