80’lerde doğan her çocuk, 90’ların başlarında bir nevi efsane bir rekabete (genelde psikolojik) tanıklık etmişlerdir, yahut bizzat aktörleri olmuşlardır : bemeks vs. kontra..bir bmx sahibi olarak oldukça objektif yazmaya çalışacağım.bisikletimi çok seviyordum, süper bir bisikletti, allah bisikleti olmayanları sevmez.cıvımayalım ya. neyse.efendim, önce gelin bmx lere bir göz atalım. bunlar dolma (ve renkli) tekerlekleri, sağlam gidon ve gövde yapıları, rahat ve güvenli bir sürüş sağlamaları (breh breh..) ve herşeyden önemlisi söylemesi inanılmaz tatmin edici (oh yeah!) isimleri ile dönemin bir nevi karizma timsali bisikletleriydi. “bisikletin var mı?” sorusuna verilen evet cevabının ardından “ne marka?” sorusunun beklenip, ve o beklenen soru gelince de kafayı şöyle bir kaldırıp, “ölürse ölsün” diyen ivan drago misali “bemeks!” demenin verdiği hazzı çok az şey verirdi netekim.. (abarttım mı ne..)hızlı giderken o dolma tekerlerin yolda çıkardığı tok “vuuuuur” sesi, gidondaki renkli plastik tutamaçları (ya da neyse artık), her yanından gürül gürül akan “koç gibi bisikletim hulaayn!” elektriği, kısacası her şeyiyle dört dörtlük bir bisikletti bmx.dört dörtlüktü evet. yolların şahı padişahıydı.. ama işte kontra kod adlı takoz bir bisikletteki ufak bir özellik yüzünden çoğu maymun iştahlı sahibi tarafından kendilerine “neden bu sende yok!!” ezici bakışlarına katlanmak zorunda kaldılar bu güzelim bisikletler..evet. “kontra”. ancak bir skoda zerafetinde olan, fukaranın düşkünü tadındaki bembeyaz seleleri ve sanayiden artanlarla birleştirilmiş havası veren aksamı ile bu görüntüsüyle bünyede kahkaha atma isteği oluşturan kontraların, dışarıdan bakınca hiç belli olmayan, çok gizli ve bilinçli ellerde ölümcül olabilecek bir özelliği vardı: “kontra pedal”..bu öyle bir özellikti ki aklıma hep bir virane fabrikada toplanmış, bemeksten nefret eden ve onun fiyakasına ciddi bir kesik atmak isteyen fakat bunun için yeterli bütçeye sahip olmayan gözü dönmüş doğu bloku mühendisleri görüntüsü getirirdi.. para azlığı yüzünden her şeyden feragat etmek zorunda kalan ama yürüme zincir aksamında yaptıkları ufak bir modifikasyonla “nihahahahhaa!! İşte şimdi koyduk çocuğu!! NIIIHAHAHAHHAHAHAHAAA! ” kahkaları atan bir takım çılgın insanlar..ama hakkatten de bunu düşündürecek bir şeydi “kontra pedal”. siz bemeksinizle ağır ağır, vakur vakur gider, mahallenize caka satarken, bu kendini bilmez yanınızdan vırr diye geçer ve 10 metre önünüzde, sizin kendi bisikletinizle yapmak için baya bir uğraşmanızı gerecek hareketi sanki bir çocuk oyunuymuşçasına gerçekleştirirdi: “pati çekmek”..bu yazıyı okuyan kızlar varsa, belki bir şey anlamamış, o tırnak içindeki vurgununun gerekliliğine, olayın önemine vakıf olamamış olabilirler. doğaldır. ama şu bir gerçektir hanımlar, pati çekmek, bir erkek için at avrat silahtan sonra 4. elzem şeydir..nice genç “pati”nin yollarında diz, dirsek feda etmiş, pati-master olacağım diye kumlu taşlı sokak yollarının tadını ağzından eksik etmemiştir.hani denir ya seksten bile güzel olan şeyler, işte hakkıyla çekilen bir pati buna güzel bir örnektir:
tamam abarttık ama pati de budur işte arkadaş!neyse konudan sapıyoruz. nerede kalmıştık? hah evet. işte bu karizmaya +10 veren aksiyon için bemeksler pek elverişli değildi. hem ağır olması, hem de frenlere biraz ince ayar gerektiği için, kontranın sadece bu iş için dizayn edildiğine inandığım “dokunmatik” sistemiyle asla yarışamazdı.bunu da bilen çakal kontracılar, görüntüden kaybettiklerini toparlamak, daha çok da bemekscileri fitil etmek için, pati pati diyerek mahalliyi az toza bulamamışlardır. işin kötüsü bu oyunlara gelen nice bemeksci de, yüzlerinde rocky balboa inatçılığı “ben de yaparım ne var!” diyerek pati üstüne pati denemesine girişmiş ama sonucunda ellerinde kabak tekerler, gözleri yaşlı kalmışlardır..evet işte budur bemeks ile kontranın hikayesi dostlar.. ne çıkardık peki ders olarak? elimizdekiyle yetinmeyi bileceğiz? eveet. ama ben şunu tercih edeceğim: “gtü yere yakın olandan korkacaksın” arkadaş..bir sonraki 90’lar yazısında görüşmek üzere, şimdilik selametle..
yorumlar
northernd dostum vallaha 90 lara değil ama o dediğin şeyi ben 80 lerde yaşadım. Bir BMX im vardı ama bu dediğin olay 80 lerde falan oldu. Bir anda kendimi cocukluğuma götürdün. Pati çekmek, Kıç attırmak :D:D inan beni bir anda çocukluğuma götürdü.Teşekkürler.
Patinajlarımla 3 arka teker eskittim kontra pedal BMX’imle
70’lerde doğanların rüyası ise bir “pinokyo” idi. alamancıların pisikletlerinde kontra olurdu benim zamanımda, hiç aklım almamıştır yannız olayı.
Alamanyada bmx şovlar varken Türkiye’de bisiklet akrobasisini de bitiren kontradır, güzel kıç atar ama geri çevirerek pedal ayarı yapamadığınızdan burun kaldırmak için bile doğru yer gerekir, öyle istediğin yerde istediğini yapamazsın. Ha şu fakir çocuk edebiyatı da doğru, benim kontra o kadar farklı bisikletten toplamaydı ki ana gövdede bile iki renk vardı farklı… Olsun bmx diye ağlayan arkadaşların aksine babamın o bisikleti ne zorlukla aldığını o yaşta anlamıştım, gıkımı çıkarmamıştım, körün istediği bir göz allah vermiş iki göz hesabı…
Valla biz bisikletimizi, silah sök-tak egitimi gibi parcalar tekrar yapardık. Rengini begenmedik mi, zımparalar, boyardık, lastigi patlayınca, patlagı su icinde bulup yamalardık, jantların akorlarını ayarlar ve göbeklerinde eksilen bilyaları yenilerdik. Kontra fren, disk fren, fren pabucunu biz takar, fren ayarını kendimiz yapardık. Dinamosunu, farını, zilini biz yapartık. Velespit’lerin çubuk frenine, Pinokyo’ların ortadan katlanmalarına, BMX’lerin (akrobat) esnekliklerine hayrandım.
Biz BMX ile akrobatik hareketler yapmaya çalışırdık zamanında. Think Global ve Act local sloganının ait olduğu inşaat şirketleri şehrin ortasını işgal etmeye başlayınca, inşaat alanlarına “izinsiz girer”, beton harçları için ertesi güne hazırlanmış kum tepelerinin üstüne “Geleceğe Dönüş” misali 85 km. hızla gazlar tam tepede güneş, bulutlar ve sivrisinekler ile bmx in selesinin üstünde havada süzülür ve en yüksek kim sıçradı sıralaması yapılırdı. Memlekete asfalt kavramı sonradan misafir olduğu için, pati çekmek bmxler emektar olunca ve Biankiler bisanlar piyasaya 12 taksitle sürülünce onlara nasip oldu. Ama söylemem lazım, kum tepelerinde zirveden ayrılırken, çoğu bi-pilotu (bisiklet pilotu) seleyle ayrı bir tarafa bmx ayrı bir tarafa gösterisini tamamlardı…
benim de aklima, bisiklet arka tekerleginin telleri arasina mandalla bos rulo-kat kutusu yerlestirmek suretiyle motorsiklet sesi cikartma sevdasina dususumuz geldi. <em>( tekerlek dondukce, teller rulo-kat kutusuna deger, tııııırrrrtııırrr ses cikartirdi.)</em> bu islemde en yuksek verim bmx’lerden alinirdi.