52 şarapçı burunlu bi köpektihiçkimse | 10/10/2003 – 01:5452, eline aldığı taşı evirdi çevirdi, kokladı, çevresini kollayıp ‘çok gizli’ bi iş yaptığı ‘pek aşikar’ bi tavırla, aceleyle cebine atıverdi, ’emin’ adımlarla bara doğru yürüdü ‘arkasını kollayarak’, barmaide doğru uzattı kafasını iyice. kendisini görünce ürküp bikaç adım gerileyen barmaidin kulağına iyice yaklaşıp, ‘taş bende’ diye fısıldadı.. (devam edecek)52, şarapçı burunlu bi köpekti (2)hiçkimse | 11/10/2003 – 22:35barmeid, yan gözle patroniçesine baktı, gözgöze geldiler, onun kendisine bakmadığını anlayınca, rahatladı …-taşı böyle veremezsin, onu bir şişeye koyup denize atmalısın, dedi usulca…söylediklerini kendisini bile duymamıştı, ama adam peki dedi ve masanın üzerinden ivecenlikle aldığı bir peçeteye üşengeç bir rahatlıkla bişeyler karaladı, belki de yazdı, ama barın loş havasında sadece ‘kara’lama olarak görünüyordu ‘yaz’dıkları..(sürecek…)52, şarapçı burunlu bi köpekti (3)hiçkimse | 14/10/2003 – 23:56sonra, barmaid’e uzattı peçeteyi alenî, gören olur mu, olmaz mı diye kuşkunun zerresi yoktu tavrında, sadece yüzü bembeyaz kesilmişti, burnu daha bi kırmızıydı sanki şimdi..ardından, arka cebinden çıkardığı kırmızı mendili, tam ortasından sağ elinin üç parmağıyla tutup yukarı aşağı bikaç kez salladı, mendil kaşla göz arasında iki kürdana dönüştü, biri barmaide verdi:-Bigün gerek duyabilirsin buna, ama unutma, saklanan herşey acı verir insana!.. (sürecek)52, şarapçı burunlu bi köpekti (4)hiçkimse | 19/10/2003 – 20:41barmaid’i öyle şaşkın bırakıp çıktı dışarı sonra 52…bir elinde kürdan, diğerinde peçete, öyle kalakalan barmaid, söylenenleri anlamlandırmaya çalıştı, bulamadı, anlamadı, anlayamadı, kürdanı ve peçeteyi cebine koydu önce, sonra vazgeçti nedense, cebinden çıkarıp ne yapacağını, nereye koyacağını düşünmeye başladı…içerdeki uğultu, kahkahalar, sigara dumanı başını döndürmeye başlamıştı, gözleri uzak bir noktaya daldı… (sürecek)