Evet sonunda kötü bir CAM çekimi de olsa indirip seyredebildim. Şunu öncelikle söylemeliyim ki özel efekt meraklıları bu filmi kesinlikle kaçırmamalı. Film Frank Miller’in Thermopylae Savaşı‘nı (İ.Ö. 480) anlatan romanından uyarlanmış. Daha önce 1962 de Rudolph Maté tarafından yönetilen “The 300 Spartans” (300 Spartalı) filmiyle konu dışında herhangi bir benzerlik içermemekte. Sözü geçen savaşın Yunan Kültürü’nde çok önemli bir yeri var. Bizim Çanakkale Zaferimizi önemsediğimiz gibi önemsedikleri bir tema onlar için Thermopylae Savaşı. Benim gördüğüm kadarıyla, film, ufak tefek hikayeleştirmeler ve seyledilebilirlik için eklenen ayrıntılar ve tabii onca doğaüstü yaratık dışında tarihte yazandan önemli ölçüde bir sapış göstermemiş (romanı okumadığım için yorum yapamıyorum).Burada, Savaşın geçtiği yerin (yerlerin) şimdi nasıl olduğunu resimlemiş bir site var, ilginizi çekeceğine eminim.Özetle; gerek oyuncu performansları, gerek teknik, gerekse dökümanter kaygılar gözönünde bulundurulduğunda, 300, seyredilmesi gereken bir film diye düşünüyorum.Filmin ayrıntılı künyesini ve daha fazla yorumu (tabii ingilizce olarak) burada bulabilirsiniz.
yorumlar
bir biz yapamadık şöyle destansı bir film yahu… herşey para olmasa gerek 😉
gün sayıyorum artık gelsinde şöyle kaliteli bir film izleyelim.
Size söz ben yapacağım İstanbul’un fethini. Soyadım Ünver, oradan şeyedin, hatırlatın.
+1 ünver takipteyim kayratmak yok..ufak figürativ bisey talebim olur artik yeniçeri rolü falan saka bir yana umarim gerçek olur bu düsünceler…
iyide bu filmi yunanlılar yapmadı, yine amerikalılar yaptıamerikan yapımı bir istabulun fethi türkiyede infial yaratır sanırım
yaa hakikaten ben de bizim destanlarımızdan birinin filme çevrilmesini çok istiyorum ama milletin işgüzarlığının da böyle bir filme yansıyıp bizi rezil etmesinden korkmuyor değilim. Özellikle Talim-Terbiye’nin okul kitapları ve klasik romanlar üzerinde yaptığı “değişiklikler” ve İstabul’un fethini anlatan çizgi filmleri de gördükten sonra….
İstanbul’un fethi filmi yapacaklar için küçük bir not vereyim, Yerebatan Sarnıcı’nı fetihten yaklaşık 100 sene sonra farketmişler. Bir de kitap önereyim, Hasan Kazankaya’nın Fethin Karanlık Noktaları, ki gemileri karadan yürütmeye kalkmasınlar.
Hasan Kazankaya’ nin eserinde fetih sirasinda gemilerin karadan yurutulmedigi mi yaziyor? Guvenilirlik derecesi ne kadar ki yani objektif bakmaya calisiyorum o kadar yerde gemiler karadan yurutuldu derken kazankaya’ yi referans almayi niye tercih edelim. Bence gemilerin karadan yurutuldugu bir film cekilmeli zaten gemilerin karadan yurutulmedigi film o kadar da ilgi uyandirmaz yani dusunsenize tarihinizde bu kadar olaganustu bir sahnenin var oldugu bir cok kaynakta belirtiliyor ama siz bunu filme koymursunuz, filmde insani cezbedecek, ilgi uyandiracak sahneler olmali sonucta kimse tarih acaba gercekte nasildi gidip ogrenelim diye filme gitmiyor ona ilgisi lan gitsin kaynaklari arstirsin gemilerin karadan yurutulu yurutulmedigine kendi karar versin. benim anlamadigim amerikali bir suru uydurma masa basinda yazma kahramnaik, yardimseverlik sahnelerini filme aktariyorken bizim tarihimiz bastan sona kahramanlik yardimseverlik hikayeleri ile doluyken biz bunlari senaryodan kesip atmaya calisiyoruz. Bu isin sonu yok yarin birisi aslinda savas mavas gostermelik bizans imparatoru caninin bagislanmasi (ki bagislandi bakin mantiga da uygun senaryo) karsiliginda sehri teslim etti turkler aslinda hic de abartildigi kadar cok sehit mehit vermdi de diyebilir bu durumda senaryo bambaska bir yere gider.
Erdoğan Aydın da öyle diyor:Aslında gemi yürütmek daha önce Venediklilerin yaptığı bir şey; yani çok da imkansız değil?Ama onlar ovada yürütmüş ve aylarca sürmüş. Burada ise iki geceden bahsediliyor. Üstelik alan düz değil, yokuş. Tümsekler ve çukurlarla dolu. Sık bir ormanlık alan. Sadece yol üzerindeki ağaçları kesmek bir ay alır. Eğer gemiler Kasımpaşa’dan indirilmiş olsaydı zaten Bizanslılar da daha yoldayken gemilerin gelişini görürdü.Peki Bizans’ın 22 Nisan sabahı birden bire karşısında görünce paniğe kapıldığı o 72 gemi nereden çıktı?Evliya Çelebi ve Müneccimbaşı’nın da söylediği gibi o gemiler Halic’in ormanlık bölgesinde kalan, iç taraftaki Okmeydanı’nda yapıldı. Muhtemelen topların ve hisarın inşasında olduğu gibi yapımına kuşatmadan 7-8 ay önce başlandı.
muhtesem bir film olmuş gercekten cok etkilendim ben,izlemeyenlere siddetle tavsiye ederim.
film cidden çok güzel olmuş. uzun zamandır iyi bir film izleyememenin eksikliğini yaşıyodum.görüntüler harikaydı,bir defa daha bile izlenebilir kanımca .
İkinci “troy” vakasına neden oldu bende.Görsel şölene bir diyeceğim yok ama senaryo..
pis mistik doğulular, gene mi yağmalamaya geldiniz, sizden sömürerek el bebek gül bebek var ettiğimiz uygarlığımızı diyor film. yüzüklerin efendisi‘ndeki iğrenç, çirkin, düzenbaz, barbar doğulu tiplemesi tekrarlanmış.
Frank Miller kadar kafanıza taş düşsün emi, adam çizgi romancı, hollywood saolsun herkesin diline düştü, herkes işkembeden bok atıyor.Lafım özellikle sana komplocu sabri!Pis mistik doğulularmış, ulen keltler batılı, kelt yağmacılar ile ilgili film yapılınca vayy işte batıyı kötü gösteriyorlar diyen varmıdır? Her savaşlı, destansı filmde mutlaka bir kötü taraf olması lazım, sittin sene korkunç naziler filmleri yapıldı, onlardan niye çıkarım yapmıyorsun da kötü adamlar doğulu olunca mal bulmuş mağribi gibi atlıyorsun?Tespit böceği seni, bir de yüzüklerin efendisi diye kendi yazısının linkini vermiş pis komplocu 🙂
ülen d.v. her şeyin bir usulü, zamanı olur. sen “ya bizdensiniz, ya da bize karşısınız” diye anır, 7 nisan’da iran’a koyacam oturtucam diye haber sızdır, bağımsız bir devletin cumhurbaşkanına birleşmiş milletler’e girmek için vizesi olduydu olmadıydı muhabbeti yap, eee, sonra “olur ööle canım” her mahallenin bir kötü abisi vardır bu seferki fars’lara denk gelmiş, ba ba ba, tesadüfe bak.o keltler’in de bizden farkı yok merak etme, 1847’de irlanda’da 2,5 milyon kişi açlıktan ölürken İngilizler karşıdan seyrettiler. guernica nerede zannediyosun, franco gitti bask’ta yaşayanların çilesi hala bitmedi.
He canım oldu, Frank Miller’a dedi ki Bush amca “Frankcim canım, şimdi sen Sin City’i yaptın, bir de şööle Farslara saldıran film yap ki, dünyaya gazı verelim”Soğan cücüğüm, akide şekerim, Frank Miller 300 diye film yapacağım bu çizgi romandan dediğinde Amerikan düdük devletleri Irak’a bile girmemişti.Haa komplocusunya dersin Frank baba eli öpülecek adam, önceden görmüş amenna, ama Frank Miller’ı hükümet komplosu kıçına film çeken zibidiler ile aynı kefeye koymamak lazım, adama yıllardır yalvarıyorlar gel senin şu çizgi romanları filme alalım diye, anca ikna oldu.Şimdi de karşı fikir:Na burada Frank Miller’ın tek siyasi söyleşisi var ki, politik olarak Irak savaşını desteklediğini filan söylüyor. Demokrat hayranları çok bozulmuş, sanki güzel bir şey yapan herkes solcu/liberal olmalıymış gibi…Hani bunu sıkıştıraydın yoruma eyvallah derdim, ama bu komplo teorin zamansal olarak patlıyor, efsane avcılarının dediği gibi BUSTED.
Olm kim komplodan bahsetti, kendi kendine gelin güvey oldun, tuttun bastın sonra zevklendin falan, komplo sıçacağım zaman açık açık söylüyorum ben “bak geliyo kokacak şimdi” diye. Komployla ne alakası var bunun düdük, ayan beyan ortada herşey. Babayı biliyon mu sen Baba Bush’u, ne zaman girdi Irak’a? Söyleyene değil söyletene bakacaksın. Değişik bişey söyliyim diye gittin Hıncal‘la bir tuttun kendini.
Hieeytt ülen, böyle ağır laf edilir mi? Hıncal ha, ben böyle ağır hakaret yemedim hayatta çıkışa gel ülen :)Yahu benim dediğimi hiç anlamadın ki….Adamlar doğuyu ne kadar karikatürize ediyorsa sende bu doğuyu karikatürize etme işini iyice karikatürize ettin..300’e persi yunanı bir kenara bakıp “Dışarıdan kendi çıkarı için gelip, bağdakini kovmaya çalışan kaba kuvvet” olarak bak bir, spartalılar kim, persler kim anlarsın.Hadi dangalak amerikalılar kendilerini onca asker, silah ve ordularına rağmen spartalıların yerine koydular, islam devrimi diye cozutan farslarda aha bu film bize hakaret ediyor dedi, yahu kimse düşünmüyor mu, amerika irana saldırırsa savunan kim olacak, gözü dönmüş ordu kim olacak?
benim vergi mükellefim, benim seçmenim birleşik devletler’de filmi salya sümük seyrediyormuş, bitince de alkış tufanı kopuyormuş. yatalım arkadaşlar sabah erken kalkacaz.
🙂 hahhahhahaha
ee herıld yani, dünyanın iklimine nasıl sıçtıklarını seyredecek halleri yok 🙂
abiler bu ne güzel tartışma ya! harbiden zevkle okuyorum, başarılarınızın devamını bekliyorum. bu arada bi sürü geyik film eleştirmenine rağmen filme gidicem, zevkle izlicem, frank amcaya hayranlığımı devam ettircem. sadece 3 (mavi) sette çekilmiş olması bile benim için yeterli bir neden.
işin açıkcası tarihte cereyan ettiği iddia edilen bir olayın beyaz perdeye bu şekilde aktarımı beni gerçekten çok üzdü ve sinirlendirdi. İnternetteki kısa süreli yaptığım bir araştırma sonucu, bayağı bi yalan dolan dönüyo filmde. Açıkcası filmi beğenmedim. (görüntü, efekt iyi ama konu, tema, mesaj bence biraz uçuk )