bildirgec.org

Tabanca; Revolver (2005)

queennothing | 14 June 2011 22:57

1968 senesinde İngiltere’de dünyaya gelen yönetmen Guy Ritchie, son dönemlerde “Sherlock Holmes” ile adından sıkça söz ettirdi. BAFTA ve Satürn Ödülleri’ne aday gösterilen Ritchie’nin yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “Revolver”, 2005 senesinde gösterime girdi. Senaryosu Luc Besson tarafından yazılan filmin çekimleri Man Adası ve Londra’da gerçekleşti. Rol alması için Mickey Rourke, Harvey Keitel ve Vinnie Jones ile görüşülen filmde İngiliz aktör Jason Statham, Altın Küre adaylığı bulunan aktör Ray Liotta, André Benjamin, Vincent Pastore, Andrew Howard, Mark Strong, Anjela Lauren Smith, Terence Maynard ve Mem Ferda gibi isimler yer alıyor. Orjinal süresi 115 dakika olan “Revolver“, Türkçe’ye ‘Tabanca’ olarak çevrildi. “Swept Away“dan sonra Ritchie’nin en kötü yapımı olarak görülen film, sahne geçişleri ve ince esprileri itibariyle bir Guy Ritchie klişesi olsa da anlaşılması güç ve yorucu bir suç gerilimi.

Günahkâr Rahibeler; The Magdalene Sisters (2002)

queennothing | 14 June 2011 19:48

1959 senesinde İngiltere’de dünyaya gelen yönetmen Peter Mullan‘ın ikinci yönetmenlik deneyimi olan “The Magdalene Sisters” (Günahkar Rahibeler), 2002 senesinde çekildi. Senaryosu yine Mullan tarafından yazılan filmde İrlandalı aktris Eileen Walsh, Dorothy Duffy, Nora-Jane Noone, Geraldine McEwan ve Anne-Marie Duff gibi isimler rol alıyor. Türkçe’ye ‘Günahkar Rahibeler’ olarak çevrilen yapımın çekimleri İngiltere’de tamamlandı. Bedenine kendi isteği dışında sahip olan kuzeni yüzünden ‘günahkar’ olduğu gerekçesiyle ailesi tarafından rahibe okuluna gönderilen Margaret’in özgürlükçü ruhunu anlatan film, seyretmeye değer etkileyici bir kadın filmi.

Micmacs à tire-larigot (2009)

padmess | 14 June 2011 18:40

Jean Pierre Jeunet‘ten incelikli bir film daha; Micmacs à tire-larigot

Delicatessen ile ilk uzun metrajlı filmini çeken; Fransız yönetmen; asıl ününü Türkçe’ye Ameli’nin Masalsı Kaderi olarak çevrilmiş filmi ile yakalamıştır. Başrolde Audrey Tautou’nun yer aldığı filmde; senarist ekibinde gördüğümüz Jeunet’i aynı zamanda yönetmen koltuğunda da görürüz.
Avrupa Film Ödüllerinde en iyi film ödülünü; ikisi En İyi Film ve En İyi Yönetmen dallarında olmak üzere dört César Ödülü’nü; En İyi Senaryo dalıyla birlikte ise iki BAFTA Ödülü’nü alan film aynı zamanda da Akademi Ödüllerine aday gösterilmişti. Bu film ile yakaladığı başarıyı 2004 yılında vizyona girmiş olan ve Türkçe’ye Kayıp Nişanlı olarak çevrilen “Un long dimanche de fiançailles” filmi ile devam ettirmiştir.
5 yıllık aradan sonra ise Kayıp Nişanlı’daki ağır, romantik temponun aksine komedi ve suç unsurları ile süslediği filmi Micmacs ile karşımıza çıkar.

Susmak rest çekmenin asil halidir!

Cali Kusu | 14 June 2011 17:30

Her harf bir insanı yansıtır aslında. başına geldiği kelimeleri kendine benzetir çoğu zaman ya da kendisi kelimeye benzer. Her harf her kelimede bir etki yaratamaz. İşte bu yüzden bazıları ünlüdür, bazıları ünsüz… ünlü insanların etkisi açıkça ortadadır. Kendilerine benzetebilirler çoğu insanı. Özenti yaratırlar toplum içinde. Özendirirler kendilerine. Ünlü insanlar sesli harflere benzerler. Bir araya geldiklerinde aeuüoöıi gibi anıran bir eşeğin akortsuz çıkan sesi gibidirler… Ve ünsüz harfler! sessiz insanlar… Tek başlarına çift camlı pencerelerden seslenen mahkum gibidirler… sesleri çıkmaz. İki seçenekleri vardır. Ya susup hiçliği kabullenecekler ya da sesli harflere yoldaşlık edecekler.

İngilizce öğretiyor bu site

endop | 14 June 2011 12:12

İngilizce günümüzde oldukça gerekli bir dildir. Artık ingilizce bilmeyenler işe alınmamaktadır. Buna rağmen okullarda verilen eğitim yetersizdir. Ezbere dayalı olan bu eğitim sistemi çoğu zaman yeterli olmaz ve inanlar şanslarını dersanelerde , dil okullarında denerler. Üç, dört ay kurs aldıktan ve paraları buralara saçtıktan sonra birkaç kelime ezberleyip evlerine geri dönerler.

Acer Chromebook

kerimsarigul | 14 June 2011 11:46

Acer Cromia Chromebook
Acer Cromia Chromebook

Daha önce sizlere “Google Windows’a meydan mı okuyor?” ve “ilk Chromebook Kogan’dan” yazılarımda chromebooklardan bahsetmiştim. Acer piyasaya süreceği Chromebook fiyatını sonunda açıkladı. Ürün farklı özelliklere göre farklı fiyatlara sahip.
Ürünün 380 ve 450 dolara piyasaya sürülecek.
Acer Cromia Chromebook (3G) : 450 Dolar
3G özelliğine ihtiyacınız yoksa : 380 Dolar

Acer Cromia Chromebook özelliklerine kısaca göz atalım:
Ekran: 11.6 inç
Çözünürlük: 1366 x 768
İşlemci: Çift çekirdek İntel
Ram: 2GB
Görüntü hızlandırıcı: Intel Graphics Media Accelerator 3150
Kamera: 1,3 megapixel HD kamera
Kart: SSD
Wi-Fi, 3G, 2 USB portu
Batarya: 6 saate kadar kullanım

İş seni buluyor , tıkla

endop | 14 June 2011 11:42

İş bulmak özellikle Türkiye’de oldukça zor. Tıp okumadıysanız veya iyi bir mühendislik dalında diplomanız yoksa iyi bir iş bulmakda hayal olmuş oluyor. Halbüki ne ümitlerle okumuştunuz siz, bitti bitecek diye sabretmiştiniz. Şimdi ise eğitiminizle alakası olmayan bir işte çalışıyorsunuz, tabi şanslıysanız.

Bir ‘doğru’ söyle bana

lemii | 14 June 2011 09:55

Biliyorum bunu hiçbir zaman okuma şansın olmayacak.Yazma sebebim de budur belki…Senin okumayacağını bile bile seni anlatmak.Elimden geldiğince.Daha doğrusu beni anlatmak.Çünkü bir zamanlar sen ‘ben’ değil miydin ? Hiç ben olmadın mı ? Biz hiç olmadık mı ? Bilmiyorum…Ömür boyu da öğrenemeyeceğim.Öğrensem,ne olur,ne değişir acaba? Bana yaşattıklarının daha kötüsünü bir daha yaşayabilir miyim ? Herşeyin bu kadar sonuna gelmişken…
Senden sonra hiçbişey istediğim gibi gitmedi.Her ne kadar sen gittiğini sansan da.Gitmedi işte.Tam anlamıyla mutlu olamadım mesela.Gülemedim seninle güldüğüm kadar içten…

Rashômon (1950)

queennothing | 13 June 2011 22:19

Akira Kurosawa, 1910 senesinde Japonya, Tokyo’da dünyaya geldi. Senaristliği ve yönetmenliğiyle sinema tarihinde adını oldukça saygın bir yere yazdıran yönetmen, 1998 senesinde 88 yaşındayken yaşamını yitirdi. Kurosawa’nın 1950 senesinde yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “Rashômon“un senaryosu Ryûnosuke Akutagawa’nın hikayelerinden uyarlandı. Yapımcılığı Minoru Jingo tarafından üstlenilen filmin müzikleriyle Fumio Hayasaka tarafından yazıldı. Kurosawa’nın en iyileri arasında yer alan film, Japonya’da çekildi. Toshirô Mifune‘nin başrolünde yer aldığı filmde Machiko Kyô, Masayuki Mori, Takashi Shimura, Minoru Chiaki ve Kichijirô Ueda gibi isimler de rol alıyor. Oscar Ödülleri’nde En İyi Siyah Beyaz Film Set Dekorasyonu Ödülü’ne aday gösterilen eser, BAFTA ve Venedik Film Festivali’nde de beğeniyle karşılandı. Evli bir çiftin mağdur olduğu ve üç kişinin tanıklık ettiği büyük bir suçla karşı karşıyayız. Mağdur ve tanıkların ifadeleriyle geçen film, suç kavramını sorgulayacak ve bizleri şaşkına çevirecektir.

Rebul, gel beni bul..

pillibebekkuyuda | 13 June 2011 21:38

O’nun nesi eksikti..

Sürekli kot pantolon giyer, hiç tırnak uzatmaz, telaşlı olduğu zamanlarda hatta onları afiyetle yer, parfüme ihtiyaç duymaz, nemlendirici kullanmazdı.
İyi yerler için sağlamda tuttuğu pileli siyah eteği, tertemiz neredeyse anneannesiyle takım oluşturdukları beyaz kolalı gömleği ve siyah deri, bir parmak kalınlığında topukları olan papuçları vardı..Bir de beyaz inci takımı. Olleyyyyyy