bildirgec.org

The Way Back (2010)

queennothing | 04 January 2011 09:30

The Truman Show, Dead Poets Society gibi filmlerden tanıdığımız Avustralyalı yönetmen Peter Weir‘in yönetmenliğini üstlendiği sinema filmi “The Way Back“, 2010 senesinde çekildi. Slavomir Rawicz’in romanından uyarlanan filmde Amerikan aktör Ed Harris, İngiliz aktör Jim Sturgess, İrlandalı aktör Colin Farrell, Amerikan aktris Saoirse Ronan ve Mark Strong yer alıyor.
Uzun süredir film çekmeyen yönetmen Weir’in sinemaya dönüş filmi olarak adlandırabileceğimiz The Way Back, bir şirkete bağlı olmadan çekildiği için arkalarda kalmaya mahkum gibi görünüyor. Filmin fragmanını izlemek için buraya tıklayın.

the innocent africa

admin | 03 January 2011 23:41

vahi yaşamı,büyük düzlükleri,koyu tenli insanları,fakirlik,açlık,sayısız hayvan türü deyince akla gelen ilk coğrafya. sürekli izlenen bir kıta.ama artık izlemekle kalmak istemiyor devler.
artan nüfusları ve teknolojileri için başrol oyuncuları yine afrika.

ÇOK YAŞA MI YOKSA…

admin | 03 January 2011 23:26

Kış ve soğuğun bastırmasıyla soğuk algınlığı da artamaya başlar. kendimize ne kadar dikkat edersek edelim işyerimizde,toplu taşıma araçlarında ve çevremizden hastalık mikropu kaparız. özellikle grip mikrobu en yaygın olanıdır.

35 adet Yeni İlham Verici Minimalist Web Sitesi

admin | 03 January 2011 18:41

Oldum olası minimalist site tasarımlarını çok seviyorum. Hatta tüm minimalist tasarımlar ben çok güzel. webdesignledgersitesi 35 adet ilgi çekici minimalist web sitesinin adreslerini vermiş. İçlerince bu da iyi fikirmiş dediğim bir çok site. Eminim sizin de olacaktır. Ve işte o siteler;
Makr Carry Goods

8020 Studio

Shape

Claire Coullon

Republic2

Image Mechanics

The Noble Union

Beğendiyseniz devamı için buraya.

Güzel bir hayat düşlerken; Cirkus Columbia (2010)

queennothing | 03 January 2011 18:30

Ivika Djikic’in romanından uyarlanan sinema filmi “Cirkus Columbia“, Bosna Hersek doğumlu yönetmen Danis Tanovic tarafından çekildi. Miki Manojlovic, Boris Ler, Mira Furlan ve Jelena Stupljanin gibi isimlerin yer aldığı yapım, 2010 senesinde çekildi. Film, ülkemizde 7 Ocak 2011 tarihinde vizyona girecek.
Tam 20 sene sürgün yiyen Divko Buntic, ülkesinden ayrı geçirdiği zaman içerisinde karısı Lucija ve oğlu Martin’den de ayrı kalmıştır. Ülkeden ayrılmak zorunda kaldığında kendisiyle birlikte gelmediği için eşi Lucija’yı suçlayan Divko, 20 sene sonra kovulduğu ülkesine geri döndüğünde eşi Lucija ve oğlu Martin’den her şeyin hesabını soracaktır.

sahibinden.com infografik

admin | 03 January 2011 17:24

10 yıl önce kurulan sahibinden.com, 2010 verilerinden bazılarını bir infografik olarak yayınladı.

Site üzerinde dakikada 2 araç satıldığı, 1 emlak kiralandığı veya satıldığı söyleniyor.

sahibinden.com infografik
sahibinden.com infografik
resmi büyük olarak görmek için: http://bit.ly/f6cs1p

Hp eprint ile istediğiniz yerden yazdırın

zerreman | 03 January 2011 16:36

Hp’nin yeni nesil yazıcısı artık istediğiniz yerden e-posta aracılığı ile dilediğinizi yazdırmayı sağlıyor. Hp eprint, Blackberry, iPhone, iPad, masa üstü bilgisayar, dizüstü bilgisayar, netbook veya diğer akıllı telefonlar ile kullanabiliyor ve herhangi bir ücret ödemeden bu servisten yararlanabiliyorsunuz.

TıKıRTı

witamin | 03 January 2011 16:28

selim-selam
derya-selam canım
s-
s-
d-pardon profil resminiz aynı olunca seni yeliz sandım.ondan canım dedim.
s-sorun değil:) deryacım.
s-deryacım dememden rahatsız oldun mu?
d-
d-
d-yok.olmadım.

Bu diyalog Derya’nın erkeklere ve özellikle evli erkeklere karşı olan mesafeli duruşunu bir hatayla da olsa yerle bir etmişti.Genç ve evli bir erkeğe ilk defa tüm içtenliğiyle(!) canım demiş,bu içten enerji o anda Selim’e geçivermişti.Biliyordu Selim’in ona ona özel bir güveni ve ilgisi vardı.Eşine Derya’nın yanına gitmesini ,onu aramasını sıklıkla söylerdi.Zaten Selim de Derya’nın evine geldiklerinde ya da onunla konuştuğunda çok mutlu olurdu.Çünkü Derya’yı ve kedisini çok severdi.Hatta gelmediği zamanlarda kediyi özlediğini söylerdi.Maço-Feminen yapısı çözülememekle beraber Derya Selim’in yakın davranışlarını feminen kısmına yorardı.Ta ki bu diyaloğa kadar…Devamında işler daha kafakarıştırıcı bi hal almaya başladı çünkü:
“-deryacım sana bişey soracağım ama yanlış anlama lüften.
-sor tabi.
-seni daha yakından tanımak istiyorum

yok artık” dedi Derya tabi ki içinden.dışından ise sadece:
zaten yeliz beni yeterince tanıyor.yani siz tanıyorsunuz beni ama ne soracaksın ki?

diyebildi,düzgün ama temkinli dizmeye çalışarak kelimeleri.Sorunun cevabı hemen geldi:
s-yani mesela nasıl karar verdin mühendis olmaya?
oh” dedi Derya içinden.Oh demek için henüz erkendi ama bu konuşma devamında tehlikeli bir noktaya gelmeden bitmişti o akşam.Buna rağmen Derya’nın içini kemiren birşey vardı ki ; bu diyaloğun Yeliz 1 haftadır evde olmadığı bir zamanda oluşu gerçeğiydi.Toplumsal bir bilinçaltı baskısı olduğunu düşünerek geçiştirmeye çalıştı beynindeki tıkırtıları.
Derya’nın çevrimdışı geçirmeye çalıştığı birkaç günden sonra bir gaflet anında Selim selam verdi yine.Bu defa Deryacım diyerek verdi selamı.Belli ki bu hitap hoşuna gitmişti.Çevrimiçi olduğu ilk dakikalarda hemen çakıveriyordu selamı.