Ya oturmalıydı, ya televizyonu açmalıydı, ya kendine şöyle güzel bir çay demlemeliydi ya okumalıydı ya bir arkadaşını arayıp gezmeliydi… Ama bir şey yapmalıydı! Bir şey!…
Çıkıp biraz yürüse miydi? Yo, hayır bu havada yürümeyi hiç sevmezdi.
Böyle ne yapacağını bilemez bir halde düşünmemeliydi. Bu yorucu konuşmadan sonra biraz oturmak iyi gelir diye düşündü. Oturdu cama bakan, beyaz tüller sarkan kanepenin kenarına. Bir bacağını kıvırdı, dışarıya bakıyordu. O çok sevdiği tüllerinden akşamı seyreder buldu kendini. Böyle boş boş durmak düşündürüyordu onu.