bildirgec.org

4G’Lİ ARABA

mcosar | 27 January 2010 12:28

Toyota ve Alcatel-Lucent tarafından geliştirilen 4G’li araba geliştirildi.

Alcatel-Lucent NG Connect Konsorsiyumunda tanıtılan Toyota Prius‘da 4G teknolojisi kullanıldığı açıklandı. 4G/LTE (Long Term Evolution) araç teknolojisi bulunan araçların elektronik sistemleri çok oyunculu oyun sunmaya olanak sağlayacak. Araçta bulunan sensörler sayesinde yapılan yol hızları, onarım yapılması için yolda bulunan çukurlar 4G teknolojisiyle rapor edilecek.

Google’dan Memeo

angelsdemos | 27 January 2010 12:27

Google, Microsoft Office’e rakip olarak yeni masaüstü aracını duyurdu; Memeo Connect. Memeo, Google Docs kullanıcılarına dökümanlarını masaüstünde yönetme ve eşitleme imkanı veriyor.

Memeo; dosya paylaşımı, dosya yedekleme ve dosya yedekleme konularında birçok uygulama sunuyor. Memeo Connect sadece premium hesabı olan Google Docs kullanıcıları tarafından kullanılabiliyor. Hizmet, Microsoft office‘i web tabanlı olarak arayanlara hitap ediyor.

Google’ın ürün yöneticisi Matthew Glotzbach, 3000 firmanın Google uygulamaları için başvuruda bulunduğunu açıkladı.Glotzbach‘a göre tüm bu firmalar Google Docs’daki verileri bilgisayarlarındaki verileri ve dökümanlar ile eşitleyip düzenlemek istiyor.

işyerinde yabancılaşmak

cpgulen | 27 January 2010 12:14

İŞ YERİNDE YABANCILAŞMAK.

Ne garip değil mi insan insana her daim muhtaç;.aklıma takılan bir sorunu paylaşmak istedim.

Herkes çok iş değiştirmez fakat bazen şartlar gereği bunun yapılması kaçınılmaz olur.yıllarca çalıştığınız iş yeriniz değişmiş artık size aynı şevki vermiyordur.bunun sebeplerini sıralarsak dolu sorun sayabiliriz.ama iş yerine yabancılaşmak dersek …sanırım şöyle ifade edebilirim.yeni bir iş yerine girdiniz bu küçük ya da büyük diye fark etmez ,.yeni iş yeni iştir kişi sayısı önemli, değildir.sanırım her kişinin kimyası dediğimiz manyetik alanımızla da alakalı biraz.eğer orda kemikleşmiş kişiler var ve uzun süredir orda iseler sızı sevmezlerse,kimyanız tutmazsa,sizi kendilerine tehdit olarak algılıyorlarsa,çok yakışıklı ya da çok güzelsiniz,çok akıllı ve yaratıcı iseniz daha bunun gibi bir çok alternatif sayabiliriz sanırım.bu yüzden sizin iş yerinden kaçmanız ,çalışmamanız için her şeyi yaparlar aman dikkat eğer onlarla mücadeleye seçerseniz sizi, çok yıpratacaklar ve eğer karşı koyup direnirseniz de siz, siz olmaktan çıkacak onların yarattığı, bir insan ezen harcayan canavara dönüşeceksinizdir.aman dikkat sınırlarda durabilmek bu noktada sanırım çok önemli .birde sız orda ki kişilerle uyum sağlayamaz ör;.mesela kendi sosyal çevreniz farklı,ailevi yapılarınız çok uçlarda,eğitim seviyeleriniz çok farklılık gösteriyorsa yine bu iş yeri sizin yabancılaşmanız için yeterli potansiyelde demektir.

İstenmeyen E-Postalar için uygulamalar

rhymes | 27 January 2010 11:50

Herkesin sıkıntısı olan istenmeyen(spam) e-postalar çoğu zaman bilgisayarımıza zarar vermekte veya istenmeyen bir e-posta kirliliği yaratmaktadır. E-posta servisleri her ne kadar bu konuda büyük mücadeleler versede sizlerinde onlara destek olmanız veya kendinize özgü çözümler üretmeniz gerekmektedir. Bu durumda ya e-posta ayarlarınızı düzenlemeniz yada ekstra uygulamalar kurmanız gerekmektedir. İşte bu uygulamalara örnekler:

MailWasher

MailWasher, güçlü spam filtresi sayesinde e-postalarınızı indirmeden önce kontrol edebilir ve yönetebilirsiniz. bu sayede viruslü ve istenmeyen epostaları engellemiş olursunuz. MailWasher, Outlook, Outlook Express, Incredimail, Thunderbird, Windows Mail, Gmail, Hotmail ve daha birçok e-posta programı ile birlikte çalışabilmektedir.

“Dişisine Kötü Davranan Tek Hayvan İnsanoğludur”: Jack London

24black mamba24 | 27 January 2010 11:30

Jack London
Jack London

San Francisco Körfezi’ne doğru yol alan “Razzle Dazzle” (ABD argosunda “Şaşırtıcı hareket” anlamındadır) adlı teknenin genç kaptanı bir eliyle dümeni tutarken öteki eliyle dizleri üzerindeki kalın kitabın sayfalarını çeviriyordu. Teknedeki büyük tahta kutularda gün boyu istiridye yataklarından çıkardığı ve kendisine üç aylık işçi ücreti denli gelir sağlayacak olan istiridyeler bulunuyordu.

Her an bir devriye botuyla karşılaşabilir ve kaçak avlanmakla suçlanarak hapsi boylayabilirdi. Fakat genç kaptanın çevreyi kollaması gereken bakışları daha çok kitap sayfalarında geziniyordu. Sahil polisinin baskını umrunda değildi; çünkü onlar için en büyük istiridyelerden oluşturduğu bir ikram tabağı hazırlamıştı bile… On yedi yaşına yeni girmiş olan kaptanın adı Jack London‘dı.

Jack London (1876-1916), yoksul bir ailenin çocuğu olarak San Francisc‘da dünyaya geldi. Anne ve babasının koyduğu “John” adını ilkokul sıralarında kendi isteğiyle “Jack” olarak değiştirdi. Sekiz yaşındayken eline ne geçerse okumaya başladı. Yoksulluktan üne ulaşanların ve uzun deniz yolculuklarına çıkanların öyküleri daha çok ilgisini çekiyordu.

“The Art of Avatar: James Cameron’s Epic Adventure” çıktı!

queennothing | 27 January 2010 10:46

James Cameron‘un çığır açan filmi “Avatar“, bu kez görselleriyle karşımızda. “The Art of Avatar: James Cameron’s Epic Adventure” adıyla piyasaya çıkan bu kitap, “Avatar” filminin çizim, tasarım ve göz alıcı görsel öğelerini birarada barındırıyor. Ülkemizde de orjinal dilinde, İngilizce olarak satışa sunulan 108 sayfalık bu kitabı D&R’dan temin edebilirsiniz.

Dünyayı Kurtaran Çocuk

infine | 27 January 2010 10:45

Koç Holding “Ülkem İçin” projesi kapsamında verilen eğitimler ile “Dünyayı Kurtaran Çocuklar” yetiştiriyor. Bu çalışmada çocuklara çevreye karşı duyarlı olmayı öğretmek ve korumak esas alınıyor. Sitede yer alan mini testi cevaplayarak çocuklarımızın basit birkaç teknik ile çevreye nasıl katkıda bulunabileceklerini öğreniyorlar.

Testin sonundaki formu doldurduklarında Koç Holding tarafından gönderilen sertifika ile her biri Dünyayı Kurtaran Çocuk ünvanı alacaklar. Eğer isterseniz çocuğunuzun sertifika ile çekilmiş bir resmini sitede yayınlatabilrsiniz.

Havadan beleş şarj!!!

Beacool | 27 January 2010 10:22

Havadan beleş şarj!!!

ürün tam cepte taşımalık
ürün tam cepte taşımalık

Cep telefonundan evvel yaşamı hatırlıyor musunuz? Mobil cihazların artmasıyla beraber özel yaşamın teknolojiyle iç içe geçmesi kaçınılamazdı.
Bir çoğumuz bunun nasıl olduğunu hatırlayamıyor olabilir. Ki ben de hatırlayamıyorum. Ama kesinlikle hatırladığım bir şey var ki o da ilk cep telefonumdan beri şarj sorunu yaşadığım. Hoşlandığınız birinden gelecek bir cevap ya da önemli bir iş için beklediğiniz telefon tam geleceği anda biten şarj ile yaşanan “güce ulaşma” paniği herhalde hepimizin pek çok kez başına gelmiştir.