Geçmiş kurban bayramını kutlayarak başlamak istiyorum .
Kurban bayramına şiddetle karşı çıkanlardan, et görünce kaçanlara, koyunlara başsağlığı dileyip rahmet okuyanlardan kavurmanın başından kalkmayanlara kadar herkesin geçmiş bayramı kutlu olsun. Genellikle her bayram oldugu gibi bu kurban bayramı da yağmurlu geçti İstanbul’da, ilk iki gün yağmasa da üçüncü gün yağdı , yağmur bana göre temizliktir, bayramda oluşan kurban kanlarını alıp götürür.
İnsan nereye gitse oraya alışmasa, eski yerini unutmasa herhalde mezarında ne çok zorluk çekerdi diye düşündüm bu bayram. Altı ay önce taşındıgım halde eski mahallemize hiç gitmemişiz orada hiç yaşamamışız gibi oldum bu bayram. Eşimin aile büyüklerinin orada olmasından dolayı geleneksel kalabalık bayram sofralarına damlamak için yaptıgımız ziyaret, ara sokakların hınca hınç araba dolu olması, yakın otoparkların kurban kesim işlemini uygulaması sebebiyle o kadar yolu kapıdan bayamlaşıp içeri girmeden eve yollanmakla bir hiçe dönüştü. Arabayı koyacak ne bir kapı önü , ne bir boş yer bulamamış olmaktan beş dakikalık bu ziyaretten sonra anladım aslında bu yeni bir olay değil, her yıl kapıdan çıkıp yan apartmana gittiğim , hatta biraz geciken uzaktan gelenleri eleştirdigim zamanlar da varmış bu keşmekeş ama ben yoldan gelince anladım.Bayramın ilk günü eve kös kös kavurma bile yiyemeden giderek suratımı ekşittim ve akşama kadar film izledim.