bildirgec.org

Implode in Java

icli kofte | 03 November 2009 18:16

Bir önceki yazımda yazdığım Explode in Java’da bu sefer parçaları birleştirmeyi yapalım. Method , php de ki implode fonksiyonuyla aynı.
Sınıf:

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
/* @class implode
* @author Can Acar
* @since 2009
* @access public
*/
class implode{
public static String implode(String glue , String[] pieces)
{
if(glue == null || pieces == null )
{
return null;
}else
{
StringBuffer result = new StringBuffer();
if(pieces.length > 0)
{
result.append(pieces[0]);
for(int i = 1; i < pieces.length; i++)
{
result.append(glue);
result.append(pieces[i]);
}
}
return result.toString();
}
}
}

Web sitelerinde konuşan bayanlar ve baylar

process reklam | 03 November 2009 17:52

Şimdilerde yeni moda olan web sitelerinde tercihen yeni yaygınlaşan bir durum söz konusu. Web sitesi açılınca karşınıza çıkan ve size siteyi tanıtan bay ve ya bayanlar. çok güzel düşünülmüş bir sistem aslında ama artılarından çok eksileride var.Artıları siztenizde yer almayan yada gözden kaçacağını düşündüğünüz ürün vb şeyleri konuşarak sitenizi ziyaret eden kişiyi bilgilendirmesi ama tabi eksileri oldugunu söyledik. Eksileride bence site açılır açılmaz karşınıza konuşan birinin çıkması ofistesiniz hiç ses yok ve herkez haldır haldır çalışıyor ve birden bire bir video nerden geldiğini anlamadan afallayarak kapatmak için aradıgınız ve hiç durmadan size inat konuşan alakasız biri.Bence çok gerekli olmadıgı gibi böyle bir aracın sitelerde gereksiz oldugu kesin.Misalen pagerank sitesinde böle bir örnek var oradan incelemeniz mümkün.Buna benzer siteler bir dünya var.

Killers of the World

LuchaS | 03 November 2009 17:04

Killers of the World, top 5 katil listesi olarak başlayıp süpriz sonla biten bir sosyal sorumluluk kampanyası.

İki Türk genci tarafından hazırlanan sitedeki açıklamaya göre:

“İnsan, doğası gereği başkalarını suçlamayı, gerçekleri görmeye yeğler. Umuyoruz ki, insanların kendilerine başka bir açıdan bakma fırsatı verebiliriz.”

Küresel iklim değişimiyle ilgili vurucu ve farklı bir çalışma olmuş. Tam etkileşim için web kameranızı etkinleştirmeyi unutmayın.
http://www.killersoftheworld.com/

“Refresh” çoklu sarj zamazingosu

goky | 03 November 2009 16:40

Bluelounge firmasi ürün envanterine ekledigi Bu sarj aleti ile bizlerin sevgisini kazanmaya devam ediyor.

1000’den fazla elektronik aleti sarj edebileceğini iddia eden Refresh, 6 adet bağlantı ile geliyor:

  • 1 Micro USB
  • 1 Mini USB
  • 2 USB
  • 2 iPod/iPhone baglantısı
Refresh
Refresh

deskteklediği markalardan bazıları:
Apple, BB, Creative, DOPOd, HP, HTC, LG, Moto, Nokia, Sidekick, Sony, Sanyo…

en popüler facebook uygulamaları

Colpadan | 03 November 2009 16:12

Facebook üyesi olan herkes en az bir veya birkaç uygulama muhakkak kullanmıştır. facebook için yapılmış oldukça farklı kategorilerde binlerce uygulama mevcut. Daha önce bu kategorilerin dağılımını gösteren şöyle bir bildiri yayınlanmıştı. eğitim, arkadaşlar, eğlence, spor gibi kategorilere ayrılmış binlerce uygulama içerisinden kendi ihtiyaçlarımıza uygun olanları seçip kullanıyoruz. Peki bu uygulamalar içerisinde en popüler olanlarını merak edip tercihlerinizi bu yönde genişletmeyi düşündünüz mü?

Eski Adı “Şans”

Culture Orange | 03 November 2009 16:08

Zar olasılıkları
Zar olasılıkları

Hemen herkes şans kelimesini kullanır günlük yaşamda. Çok şanslı olmak isteyen bir hayli fazla insan var dünyada. Hatta adına oyun bile oynanıyor her ne kadar şansla oyun oynamak bazı tehlikeler barındırsada. Kısacası hiç vazgeçemiyoruz ya çıkarsa demekten.Şimdi durun;
Şansı unutun ve düşünün ki destedeki iskambil kağıtlarından kupa,karo,maça veya sinek as’ının size gelmesi belli sayısal değerlere bağlı olsun. Yani her şey belli sadece biraz düşünmek gerek. O aslar destede ise size 1/13 ihtimalle birisi gelecek demektir. 52 kağıt olduğuna göre en fazla 49. kağıdınız bir as olacaktır. [Elinizde biraz tutarsanız papaz düşebilir 🙂 ] Erken gelmesi durumunda ise heyecanlanmayın 2. as yolda demektir…Şans aslında tarih öncesi döneme kadar dayanan bir kelimedir. Olayların olma ihtimaline sayısal hesapla (cebir) ile uğraşanlar olasılık diğerleri ise biraz üşengeçlik yaparak şans derler. Olasılık hesabı adına yakışır bir şekilde ilk olarak şans ve kumar oyunlarında canlandırıldı. 16. ve 17. asırlarda, şans oyunları özellikle zengin şahıslar arasında yaygındı. Haliyle olasılık gerektiren pek çok sorular zamanın çok iyi bilinen matematikçilerinden Cardano,Pascal,Fermat,Leibnitz ve Bernoulli’ye mektupla sorulurdu.(Poker esnasında Fermat’a mektup yazıp rakibin elinin benimkinden iyi olup olmadığını sormak pek kullanışlı gibi gözükmüyor 🙂 )Bu oyunlar para atmayı, kart çekmeyi, zar atışını ve çoğu kez karışık kural gruplarını içine alırdı. Kumarcılar kazanmalarını en yüksek düzeye çıkarmak için gereksindikleri en iyi stratejiyi kullanmayı arzu ettiler. Bu öncü problemlere ve çözümlerine,uygulama bakımından hala ilgi duyulmaktadır.
Şimdide biraz gelişim sürecinden bahsedelim;

Olasılık kuramına katkısı bulunanlar arasında Stirling, Bayes, Daniel, Bernoulli, Simpson, D’Alembert, Lagrange, Buffon ve Condorcet’i sayabiliriz. Her ne kadar istatistik denilen hadise olasılığın doğal büyümesi ise de onun geliştirilmesi ilk olasılıkçılar tarafından görmezlikten gelindi. İstatistik 19. asrın sonlarına kadar kandi dogrultusunda bir disiplin olarak düşünüldü. İstatistiğin ilk olarak geliştirilmesinde en şöhretli bilim adamları Karl Pearson ve R.A. Fisher olmuşlardır. İstatistiğin gelişimi için öncülerin çoğu matematikten başka biyoloji ve ziraat gibi alanlardan gelmişlerdir. Matematiksel istatistik denilen istatistik kuramının büyümesi, uygulamalı istatistikte kullanılan teknik ve araçların gelişimine paraleldi. Gerçekten bazı teknikler matematikçi olmayanlarca geliştirildi. İlk olarak sezgiye dayanarak kullanıldı ve sonraları onların kullandığı yöntemlerin doğruluğu kuramda saptandı.

Windows 7 de kullanabileceğiz 7 tane email ve uyarıcı programcık

dextarus | 03 November 2009 15:30

Facebook Explorer

Facebook Explorer facebook sayfanızda size gelen mesajları, uyarıları görebiliyorsunuz. Veya durumunuzu değiştirebiliyorsunuz. İndirmek için buraya.
My Outlook
Outlook bilgilerinizi bu küçük araç sayesinde görebiliyorsunuz. Ayrıca kişilerinizde arama yapabiliyorsunuz. Gelen postalara cevap yazabiliyorsunuz, silebiliyorsunuz.İndirmek için buraya.
Gmail Reader
Gmail reader gmail hesabınızı belirli zamanlarda kontrol ederek size bilgi veriyor.İndirmek için buraya.
Twitter Explorer

bu program twitter hesabınızı takip ederek size haber veriyor. ayrıca arama ve mesajları filtreleme özelliği sunuyor. İndirmek için buraya.
Messenger Gadget
windows live messengerdaki kişilerinizi bu programda görebiliyorsunuz ve ayrıca üzerlerine tıklayarak görüşme penceresi açabiliyorsunuz. Ayrıca bu program sayesinde durumunuzuda değiştirebiliyorsunuz. messenger varken buna ihtiyaç duyulur mu bilmiyorum :). Denemek isteyenler buraya.
Pop3 Checker
Pop3 mail hesaplarınızı bu programcıkla kontrol edebilirsiniz. Belirli aralıklarla belirttiğiniz hesapları kontrol edip size bilgi veriyor. İndirmek için buraya.
Skype Gadget

Bu programda skype hesabınızı karşınıza getiriyor. Listenizdeki kişilerin durumlarını gösteriyor. Ve o listenizdeki kişilerin üzerine tıkladığınız direk konuşma ve arama pencereleri açılıyor. İndirmek için buraya.

Yüreğinin Götürdüğü Yere Gitmek

viyalord | 03 November 2009 15:09

Billy Elliot (2000)

*****

Hikaye 1984 – 1985 yıllarında İngiltere’nin kuzeydoğu sahilindeki bir maden kasabasında geçer (Maden kasanbası mı madenci kasabası mı? Kasaba mı maden için maden mi kasaba için?). Kahramanımız Billy Elliot, 11 yaşındadır. Maden işçileri olan babası ve ağabeyiyle, yaşlılık nedeniyle gelgit akıllı olmuş büyükannesi ile birlikte yaşamaktadır. Annesi bir yıl önce vefat etmiştir ve onun yokluğunda aile bağları gevşemiş, mayhoşlaşmıştır. Babası tarafından boks kursuna gönderilmektedir. Ama Billy’nin içinde, boksör olma isteği değil, bir ortaya çıktı mı artık gem almaz olan bir dans etme tutkusu vardır. Billy’nin kaderinde, babası ve ağabeyi gibi maden işçisi olmak yazılı değildir.

Filmin voltajı yer yer düşüyor. Özellikle babanın önce büyük sonra küçük oğluna vurduğu sahneler yerine oturmamış gibi duruyor. Ama film insanın ne ise o olması gerektiği temasını (dansı seviyorsan dans et, eşcinselsen kendinden utanma vb.), Çaykovski’nin haşmetli “Kuğu Gölü” müziği eşliğindeki muhteşem bir finalle öyle güzel taçlandırıyor ki hiçbir pürüzü görmez oluyor göz. Kimileri yerin yedi kat dibindeki madene inerken, kimileri de hayallerini gerçekleştirip sahnede kanatlanıyor. Ama maden işçileri de bale izleyebilir, değil mi?

Şifrenizi mi unuttunuz? Hiç problem değil ki

dili | 03 November 2009 14:57

şifrem neydi?
şifrem neydi?

Kablosuz internete, mail hesaplarımıza, sevdiğimiz sitelere, anında mesajlaşma yazılımlarımıza, ftp’lerimize bağlanırken şifrelerimizi kullanırız. Bize kolaylık olsun diye bu şifreleri kaydederiz. Uzun süre elimizle girmediğimiz bu hesapların şifrelerini otomatiğe bağlarız. bu bizim için çok büyük bir kolaylık iken, başka bilgisayarlarda bu programları kullanacağımız zaman, sorarız kendimize “şifremiz neydi acaba?” diye.

En basiti evimize, ofisimize gelen kişi, kablosuz internet şifresini sorduğu zaman, neydi acaba diye düşünmek ve şifrenin yazılı olduğu kağıdı aramak, bir bilene sormak gibi durumlara düşmeden bu şifreyi çabucak bulabiliriz.