bildirgec.org

Gran Torino (2009)

kakariku | 27 February 2009 15:53

Gran Torino Clint Eastwood’un son filmi. Film’de Kore gazisi bir Amerikalıyı (Walt Kowalski) canlandıran Eastwood eşinin ölümüyle yanlız kalır ve yanına taşınan Vietnamlı aileden nefret eder. Mahallesininde asyalılar tarafından istila edildiğini düşünen Walt Kowalski kendini hayattan dışlamaya başlamışken komşu aile ile hoş bir ilişkiye girer ve bu ilişki çevresinde önemli çıkarsamalar filmin ana konusunu oluşturuyor.
Clint Eastwood’un harika oyunculuğu ile Amerika’da çöken aile yapısının ve Batı gözünde Doğu’nun ne kadar önyargılı olduğunu anlatan film, boş hollywood filmlerinden daha fazlası. Kapital batı ile gelişmekte olan doğu’nun aile içi ilişkilerini oldukça güzel ele alan film 8.4/10 imdb puanına sahip.

SEN DOKUNMA

admin | 27 February 2009 15:45

Küf kokulu yalnızlıkların demindeyim.
Katran sarmış sarmaşıkların izinde.
Ben niceyim, neyleyim, neyim?

Senli cümlelerimde var ama,
Bir kadavra büyüsüyle.
Ve her ışık bitiminde.

Sen var ya sen,
Pürüzsüz yolumda pürüz
Aydınlık günümde gecemsin.
Ne duruyorsun.
Al götür beni CEHENNEMİNE.

Yak ateş beni.
Yeter ki acıma.
Sende vur şeytan.
Kırbacının sesi der ki.

Sen dokunma Kahpe.
Bundan sonrası bize düşer.

mutlu ayaklara layıksınız

nazokiraze | 27 February 2009 15:19

Vücudumuzda belki de en çok yükümüzü çeken organımız ayaklarımızdır. Bütün gün bizimle birlikte yolları,işi, gücü ,yükü paylaşan ayaklarımız elbette, bakteri üretmeye en müsait organ, hele spor ayakkabı giyenler bilirler ki , ayak terler ve mikroplar gözle görülmese de dolar taşar.

Tasarımcılar Sang-hoon Park ve Jong-Hyun Kim ultraviyole ışınlarıyla mikropları yok etmeye yardımcı bir alet tasarladı.Tasarım sayesinde ayakkabıların hem içi, hem dışı hijyenik olabiliyor.Happy Feet adı verilen tasarı , 2005 yılında ödül aldı.

İşten Çıkarmanın Anatomisi

admin | 27 February 2009 15:15

Bir gün gelir ve personeliniz ne kadar canınız ciğerinizde olsa, işe alınırken verdiği tüm sözleri yerine getirmişte olsa ve her şeye rağmen şirketin çıkarlarını korumuşta olsa, işten çıkarılma zamanı gelmişse ve sebebi kriz ya da değil bunun zamanı gelmiş ise, yapacak bir şey yok demektir.

Her ne kadar çalışma hayatında duygusallığa yer olmadığı düşünülse de, işten çıkaranların da çıkarılanlar kadar zorlandığını düşünüyorum. Sebep olarak bir şey gösterilsin ya da gösterilmesin, suçlanacak birileri hep vardır. Kimi zaman kriz olur, kimi zaman eleman fazlası olur, ama mutlaka bir sebep gösterilir.

Muhallebici

admin | 27 February 2009 15:15

http://www.sabah.com.tr/2009/02/26/haber,7722B43542B54D50A86C79A9EAD8BAD2.html

Doğal Plazma Lambaları

lazaronnie | 27 February 2009 15:00

Plazma Topu
Plazma Topu

Plazma dediğimiz olgu gaz halde bulunan elementlerin iyonlaşarak adeta bir çorba oluşturmasından ibarettir. Bilindiği gibi atomlar çekirdeğinde pozitif yüklü (+) protonlar ve protonları dengeye getirici nötronlar barındıran, dış yörüngelerinde ise negatif (-) yük barındıran elektronlardan oluşur. Eğer bir atomun çevresinde dolanan elektronların sayısı, çekirdekte bulunan proton sayısına eşit ise bu atoma yüksüz yani nötr atom denir. Protonlar, oluşturdukları çekim etkisi sayesinde, elektronları çevresinde tutabilmektedir.

güneş sistemi
güneş sistemi

Resimde görüldüğü gibi gezegenler yörüngelere yerleşmiş ve sıraya dizilmişler. yani arka arkaya gelmişler. Elektronlarda tıpkı bu gezegenler gibi yörüngelerde hareket halindedirler ve protonun çekim gücüne göre çekirdeğe en yakın elektronlar en güçlü bağlarla tutulmaktadır. Son yörüngede dolanmakta olan elektronlar ise en zayıf bağlarla çekirdeğe bağlıdır. Bu yüzden bir atomun son yörüngesindeki elektronlar, atomdan koparılması en kolay (görece az enerji ile kopartılabilir) elektronlardır.

Joomla’ya mı bakmıştınız?

sezs | 27 February 2009 14:41

Joomla bilindiği gibi, epey ünlü içerik sistemi yöneticilerinden.
Kolay ve hazır oluşu da cazibesini artırıyor Joomla’nın.
Hal böyle olunca da insanların Joomla hakkında merakları yükseliyor.
Sağolsun bu sitedeki arkadaşlar gibi kişiler de bu merakları gidermek için uğraşıyorlar.
Bu site özellikle tema arayanlar için birebir. Sitenin anasayfasındaki arama modülü sayesinde Google’ın gereksiz sayfalarından kurtuluyor, istediğinizi buluyorsunuz. Günden güne site eklenildiği düşünülürse arama motoruna, daha da iyileşeceğe benziyor.
Sitede Joomla konusunda bilgilendirici bir blog da bulunuyor. Aynı zamanda Joomla tabanlı sitelerinizi ekleyebileceğiniz bir dizin.
Aynı zamanda sitede sürprizleri olduğundan da bahsetmiş. Bu sürprizlerden birini, site webmasterını tanımam sebebiyle söyleyebilirim: Joomla’yı geliştirmek üzerine kurulmuş, sağlam bir hediyesi olan bir yarışma.
Sitenin sahibi Amerika’dan bir genç. Zamanında birçok Joomla projesinde çalışmış, sonrasında böyle bir işe girişmiş. Kendisini ortak bir Joomla projesinden tanıyorum; bu konudaki bilgisi hiç de yabana atılacak gibi değil.
Site şu an beta aşamasında imiş.
Eh, ne diyelim, biz de başarılar dileriz kendisine, Joomla ile ilgili bir konuda da siteyi kullanırız.

engelli sayfalardaki tekil öğelerin gösterimi

informix | 27 February 2009 14:27

Hepimiz biliyoruz ki her geçen gün ülkemizde yeni bir site daha engelleniyor. Şahsi kanaatim mesai saatlerinde bu siteleri engelleyen bireylerin, akşam evlerinde ihtiyaç duyduklarında meşhur proxy yöntemlerini kullanıyor olması. Neyse; benim merak ettiğim şey engelli bir sayfadaki herhangi bir öğrenin (resim,video,vb..) engeli olmayan bir sitede proxy üzerinden görüntülenebilme ihtimali. Yani daha açık bir şekilde; örneğin bir youtube videosunun kodunu, engeli olmayan başka bir sitede gösterebilir miyiz? bunun için herhangi bir servis veya yöntem biliyor musunuz ?

gelelim kuru fasulyenin faydalarına

admin | 27 February 2009 14:26

Mutfagımızın heryemeği güzel, her yemeği kendine has, amma velakin efsaneler efsanesi kuru fasülyenin hakkını yememek, her yiğidin boynuna borçtur. Evinden uzak kalanların en çok özlediği yemektir.

Eskiden fakirlerin sofrasının baştacı olan kuru fasulye, ben çocuklugu bırakırken zam haberleriyle kral yemeği ünvanını alıyordu. O dönemden beri sanırım ben hala algılayamadım kuru fasulyenin durumunu. Bildiğim tek şey kuru fasulye ve pilavın ayrılmaz ikili olduğunu, cacık yada turşunun onların yanına çok yakıştıgı ve bu üçlüye kimsenin hayır diyemeyecegidir.Atatürk’ün sen sevdiği yemek olan kuru fasulye sofrasından hiç eksik olmazdı,aşçısı anılarında trende bile kuru fasulye yaptıklarını anlatır.(bilgi)