bildirgec.org

photoshopta şifreli resim oluşturmak !

pixxelemon | 31 July 2008 09:32

CTRL + A YAPINIZ
CTRL + A YAPINIZ

bu tür resimler internet tarayısında (CTRL) + (A) ile seçtiğimizde karşımıza çıkar.
1: 2×2 piksellik yeni bir dosya yaratın
2 : daha sonra görüntüyü %1600 büyütün
3: kalem aracını seçip biri sol üste diğeri sağ alta gelecek şekilde iki siyah nokta koyun

sonra (CTRL) + (A) yaparak edit/ define pattern ile pattern olarak tanımlayın

4 : yeni bir sayfa açın iki farklı resim seçin
sırasıyla
en üste görünmesini istediğiniz resim
ortaya yeni katman oluşturarak daha önce seçmiş olduğunuz pattern ile bu katmanı doldurun ve blending ayarlarından exclusion yapınız ( layer seçeneğinde )

EKMEK

tontini | 31 July 2008 09:13

http://sufi-saja.blogspot.com/2008/03/ekmek.html

Joe nun dişini fırçalamasına yardım et!

nzright | 31 July 2008 09:07

Diş Macunu üreticisi de olan Theramed; HelpJoe adını verdiği websitesinde bir oyun hazırlamış.

Ürünün 7günde dişlerinizi beyazlattığı vurgusu üzerine kurgulanan oyunda; Joe ya yardım ediyorsunuz.
arada tükürüklü iğrenç görüntüler de çıkabiliyor; şimdiden uyarayım 🙂

usta bir tasarımcı olmanın kuralları #3

MisterMadDog | 31 July 2008 09:05

Bu yazıyı okumadan önce usta bir tasarımcı olmanın birincive ikincikuralını okumak isteyebilirsiniz.
Tasarımınızdaki kontrastın iyi olması, renk seçimlerinizle doğrudan orantılıdır. Kontrast, tasarımınızdaki renklerin değerlerindeki farklılıklardır. Değer ise bir rengin ne kadar aydınlık veya ne kadar karanlık olduğudur. Hiç beyaz bir çalışma alanı üzerine birinin şöyle bir espri yaptığını duydunuz mu: “Hey, bu kar fırtınasındaki beyaz bir inek!”? Bu, sıfır kontrasta örnektir. Beyaz üzerinde beyaz sıfır kontrasttır. Hiçbir şey göremezsiniz.

Çok basit değil mi? Yani demek istediğim ne kadar aptalca bir yazı bu? Tasarladığım şeyin görünebilir olması gerektiğini açıklıyorum? Bu bir ders için çok gerizekalı bir konu değil mi?

50 Mb Kotalı,Bluetooth ile Mobil İnternet

Theoderic | 31 July 2008 09:03

Son zamanlar da sık rastladığımız bluetooth bağlantısı ile mobil internet göze çarpanlar arasında.Örnek olarak tatilini oteller de,dağ evi vb. yerlerde geçiren insanlar notebook bilgisayarlarını yanlarında götürme ihtiyacı duyarlar ve internete bağlanma arzusuyla yanıp tutuşurlar.Bazı otel ve pansiyon gibi tatil yerlerin de wireless bağlantısı olmayabiliyor.Biliyorsunuz son yıllarda cafeler de,restorant gibi mekanlar da ücretsiz wireless bağlantısı pek bir tutuldu.Hatta neredeyse çoğu cafe de artık her masada en azından bir notebook görebiliyoruz.Bu da teknolojinin yaygınlaştığının ve hayatımızın vazgeçilmezlerinden olduğunun en büyük kanıtlarından sadece birisi.Bluetooth ile cepten internet bağlantısı oldukça yarar sağlamakta.50 Mb kota sınırlı bu bağlantı için belli kontör paketleri bulunuyor.Paket seçimi size kalmış.Ayrıca bilgisayarınızdan bluetooth konfigürasyon,port,internet bağlantınızın ve internet iletişim(TCP/IP) ayarlarınızı yapmalısınız.Ek olarak gps ve gnubox gibi dökümanları edinip tüm ayarlarınızı kontrol ettikten sonra bağlantınızı gerçekleştirebilirsiniz.50 Mb kota oldukça düşük olabilir fakat dağ başında bile interneti ayağınıza getiren bu teknolojiye karşı 50 Mb kota çok az düşüncesiyle burun kıvırmak biraz acımasızlık oluyor.Ayrıca bağlantınızı gerçekleştirdikten sonra kota istatistiği küçük pencerede sizi bilgilendiriyor.Kullanırken kota ile ilgili sıkıntı yaşamak istemiyorsanız şunlara dikkat etmeniz tavsiye ediliyor;

Tütsünün Kültür Tarihi

absynthe | 31 July 2008 09:02

Güzel bir koku duymak herkesi memnun eder, temizliğin en önemli unsurlarından biri de güzel kokmaktır. Güzel kokan bir eve her zaman gitmek istersiniz, güzel kokan insanların yanında bulunmak hoşunuza gider.Tütsüyü evimizde güzel bir hava yaratmak ve sigara kokusu gibi kokuları örtmek için kullanıyoruz. Çoğumuzun uzak doğudan geldiğini düşündüğümüz bu güzel kokulu çubukların tarihi aslında çok eskilere uzanıyor ve neredeyse tüm kültürlerin tarihlerinde mevcut. Yani insanlığın başlangıcı, güzel koku peşine düşme serüveninin de başlangıcı sayılabilir *.Hatta İncil ve Gılgamış Destanı’nda bile tütsünün adı geçiyor.

Arabistan’dan Mısır’a gelen esanslarla ilk tütsülerin Mısırlılar tarafından yapılmış olabileceği tahmin ediliyor. Firavunlar da dini törenlerinde güzel bir koku yaymak için olduğu kadar kötü ruhları uzaklaştırmak için tütsüleri kullanıyorlardı. Ayrıca tedavi amaçlı da kullanıldığı biliniyor.

Historia de un amoR

Dejavuu88 | 31 July 2008 08:40

….Masanın bir ucuna yaslanmış, sofradakilerin siparişlerini esprili bir dille garsona aktarıyordu. Gülüşmeler ve ardı ardına başlayan sohbetler yüzünden doğru düzgün not edememişlerdi yemekleri ve o, her zamanki özgüvenli ve mütevazi tavırlarıyla bu işi de üstlenmişti.

  • Aynı anda hem zeki hem masum bakabiliyor oluşuna tav olmuştum. İnsanın ruhuna heybetiyle değil, inceliği ile yaslanıyordu. Lacivert gözlerinde bana ait bir düş evreni vardı. Lüzum görmüyorduk biçare sözcüklerle yormaya dudaklarımızı. Bumerang duygularımız geri dönüp sesimizi kesiyordu, bocalıyorduk ve savruluşuyla yeniden kendimizi buluyorduk her defasında. Bu sarhoşluğu izah edemez, gizli bahçelerde tohumlanan iklim çiçeklerini kimseye anlatamazdık; kendimize bile..
  • Koyu kestane saçlarına asla bir şeyler sürmezdi. Buğday tenli ve hafif yaralı bir yüzü vardı. Çenesinin yanlarında hafifçe bıraktığı sakallarıyla etkileyici görünüyordu. Elleri çok güzel ve ılıktı, parfümünün kokusu sersemletiyordu. Karşıma asla kılıksız bir halde geldiğini hatırlamıyorum. O akşam açık füme kumaş pantolonu, muzurluk peşinde bir çocuk misal omzundan salladığı aynı renk ceketi ve mavi gömleğiyle aklımı başımdan almıştı.
  • Ben de sade ama şık bir kıyafet seçmiş, mor elbisemin üzerine siyah ince bir hırka giymiştim. O zamanlar uzun ve dalgalı olan saçlarımı gevşek bir topuzla tutturmuştum. Ayakkabılarımı bile doğru düzgün giymeme fırsat vermemişti: “ geldim, küçük hanım aşağıya teşrif etmezler mi acaba”.
  • Bir dirseğini arabaya yaslamış vaziyette beni bekliyordu. Güzel sözlerin ardından nasıl göründüğünü sormuştu ve ümitsizliğin verdiği cesaretle “yanıma yakışıyorsun” demiştim.
  • Masada 24 kişi vardı ve en genç yüz bendim. Herkes şirketteki birilerinin dedikodusunu yapıyordu. Altı sayfalık bir cv ile onu havada kapmışlardı, kendisine yönelen hesaplı bakışlara aldırmıyordu. Çok zekiydi, masadaki çoğu bayan ona yanaşmaya çalışıyordu. Kavak yellerim olmamıştı hiç, sivilcem olmadığı gibi; ama ayaklarım o an için yere basmıyordu. Çünkü ben onun en iyi dostuydum !
  • Etraf ışıl ışıldı, mekan oldukça büyüktü ve zevkli biri tarafından dekore edildiği belliydi. Duvarda asılı tablolara bakıyordum.
  • Bu şarkıyla bu kadar içleneceğimi tahmin edemezdim. Ne kadar tutkulu, heyecan vericiydi gitarın sesi.. Bir an dikkatimi başka bir şeye yönelttim ve anında yanımda belirmişti. Beni dansa kaldırdı; gözlerinde birleşen iki denizin ortasında bir çift kürekle kalakalmıştım sadece..
  • Üzerime ok gibi fırlatılmış kadın bakışları ve onun kokusu arasında yalpalıyordum. Küçük bir kız için fazla ağır gelebilirdi bunlar. Biliyordum ki gecenin sonunda beni eve bırakmadan evvel bir yerlerde kahve içmek isteyecek ve yine “o”nu, “o”nun yaşattığı sıkıntıları anlatacaktı…Şu an umurumda değildi.

– Sizinkiler merak edebilirler, birazdan seni götüreyim ister misin?
– Hayır teşekkür ederim, bu güzel ağustos akşamını evde pijamalarımla geçirmek istemem.
-Öyleyse seni bu akşam bir hayli yoracağım, eminim bu sefer ayağıma basmanı gerektirecek yanlış adımlar atmam
– Ne kadar naziksin, ama hatırlatmasaydın keşke

NASIL ÖZLEDİM

BAYMAHMUT | 31 July 2008 08:40

Nasıl özledim seni bir bilsen,
yorgun rüyalarımın molası oldu gözlerin,
yüreğimi delip geçen gülüşün,
ve sen sevgili, yaşama tutunma sebebimsin.
Senden vaz geçmemek için vazgeçtim senden,
rüzgarda dağılan saçların çarparken yüzüme,
gül kokun çakıldı o an belleğime,
öyle bir düğüm atıldı ki kalbime,
ne yokluğun çözer artık, ne de ölüm.