bildirgec.org

İSTEDİĞİM SADECE AŞK ÇOK ŞEY Mİ İSTEDİM?

WATERFAIRY | 01 July 2008 11:11

Çocuktu bedenimiz,ama yüreklerimiz adam olmuş kocaman bir sevdaya bürünebilmişti,aşk bu işte dedirten bazen çılgın mıydık diye düşündüren anların mimarıydık biz.Bu kadar çok sevilebilir mi bir insan diye kızardım tenhada kendime,yatağımla bedenimi buluşturduğumda saten gibi kayardı ruhumda gün boyu seninle yaşadıklarım,başlardım tek tek mercek altına almaya.Bana şurada güldü(çok yakışıklıydı),şurada profilden baktı(çok etkilendim),burada “saçının tek teli için ölürüm” dedi (ona sarılmayı çok istedim ama utandım yapamadım),bende ona şöyle dedim,böyle dedim diye düşünmekten sabahı zor ederdim seni görmek seninle olmak ve anılarıma yeni sermayeler eklemekti isteğim.
Kaç gece ağladım senin için gözlerimin rengi dönecek sana çirkin görüneceğim diye korkarak hem de, çocukluk işte,bu uyduruğa inandım.
Doğum gününde sana aldığım hediyeyi beğenmedin saklama benden bunu çok iyi anladım ,insan aşkına hediye alırken aklına danışmalı benim gibi hatıra defteri almamalı.Yine tesellim oldun “sen bana en büyük hediyesin” dediğinde yüreğim bir başka bağlandı.
Aşkımız kulak memesi kıvamında sürerken ortada bıraktın yüreğimi,buruk bir hazandayım şimdi.Yapraklarımı savuran savurana…
Senden sonra sevemedim kimseyi seni sevdiğim gibi,kimse de beni sevmedi senin bebeğini sevdiğin gibi…
Denemedim sanma çok denedim yeniden sevmeyi,çok kırıldım,incindim ama vazgeçmedim kendimden.Dene kızım bir gün gerçek aşkı yakalayacaksın dedim kendime.Bazen inanırım bu yalanıma bazen gerçeklerin tokadı iner yüreğime nasıl da sızlatır bir bilsen.
Neler yaşadım nelere ağladım senden sonra belki hala yokluğuna alışamadım.Duygularıma bir ölçek fazladan katılmış kimin hakkı bu bilmem ama kimin duygusundan bir ölçek eksikse hep onları tanıdım haklarını almaya gelmiş gibi kırıp,saçıp üzdüler beni.

İstediğim sadece aşk çok şey mi istedim?

İkea’da İsveç Gıda Marketi

Chat Noir 1 | 01 July 2008 11:11

İkea’yı evimiz için hoş tasarımlı mobilyalar aksesuarlar alabileceğimiz bir alışveriş merkezi olarak biliyoruz ancak şimdi ikea’da İsveç gıda marketi açıldı.Evinize isveçten bir lezzet götürmek isterseniz burada çeşitli kurabiyeler, lezzetli reçeller,uygun fiyatlı balık ve deniz ürünleri bulabilirsiniz.Ben mavi kızılcık reçelinin tadına baktım gerçekten hoştu.İsveçlilerin geleneksel yiyeceklerinin örneklerini bulabileceğiniz bu marketteki ürünler ile ilgili detaylı bilgilere buradan ulaşabilirsiniz.Ayrıca şunuda söylemeden geçemeyeceğim.Normalde 15 yada 20 ytl’yi bastırmadan bir karidesi koklayamazsınız bile.Tabi haliçte balıklara yem olsun diye satılan 1-2 ytl’lik karidesler hariç.Burada boyutları küçük olsada özel soslu ve rokalı karidesli bir sandviçin 2ytl’ye satıldığına tanık oldum.Ayrıca üst kattaki bir restaurantta ise 4.50 ytl’ye karidesli salata yiyebiliyordunuz.Bununla birlikte 1.50 ytl’ye iki sosisli sandviç ve sınırsız içecek alabiliyordunuz.Gözlerime inanamadım.Bu kadar ucuz fiyatlarla hiç karşılaşmamıştım.Bana kalırsa yolunuz düşerse bir ziyaret edip tatlarına bir bakın derim.

plastik

ziuw | 01 July 2008 10:50

Kelime kökeni eski yunancada plastikostan gelir, bu şekil vermeye elverişli demektir. Yapımında kullanılan ham maddeler maden kömürü, hava, su, kireçtaşı ve tuzdur.
Plastiklerden ilk kullanılan bakalittir, fakat temel plastikler polistiren viniller ve diğerleri 1828 yılında Fransız bilimcilerce keşfedilmiştir.
Gelişme ve yayılma sebebi hayli ilginç; 19. yüzyılda fildişinden yapılan bilardo topları bulunmaz olunca Newyork’lu bir yapımcı, bilardo topu yapımında kullanılabilecek bir plastik türü bulana 10.000 dolar vereceğini söyledi.
İlk plastiklerin üretimi teknolojik sorunlar nedeniyle çok pahalıya gelmekteydi, 2. Dünya Savaşı sırasındaki ve ardından gelen çalışmalarla plastik türleri zenginleşip yapım maliyeti ucuzladı.
fenol, üre, melamin, naylon, orlon belli başlı kullanılan plastiklerdendir ve yeryüzündeki petrolün % 4 lük bir kısmı plastik üretiminde kullanılmaktadır.

Hayatımıza kattığı büyük kolaylığın yanı sıra, kanserojenliği ve doğada 40 000 yılı aşan sürede yok olması başta olmak üzere bir çok da eksisi bulunmakta.

KPSS sona erdi

nzright | 01 July 2008 10:38

Kamu Personeli Seçme Sınavı’nın (KPSS) lisans adaylarına yönelik ikinci bölümünün son iki oturumu da bugün yapıldı.

2008-KPSS, 81 il merkezi ve Lefkoşa’da ÖSYM tarafından gerçekleştirildi.

09.30’da başlayan ve 3.5 saat süren sınavın sabah oturumuna 118 bin aday, 14.30’da başlayan öğleden sonraki oturumuna ise 70 bin aday katıldı.

ilk oturumda adaylara Hukuk, İktisat, İşletme, Maliye ve Muhasebe, ikinci oturumda ise Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri, Ekonometri, İstatistik, Kamu Yönetimi ve Uluslararası İlişkiler hakıkında sorular soruldu.

Özre Kabilesi

suphi | 01 July 2008 10:28

Hicazın güneyinde Yemen’de Özre Kabilesi diye bir kabile varmış..Bu kabilenin özelliği aşıklar maşuklarına kavuşamazlarsa ölürlermiş. Ve bu kabilenin ta Mısır’a kadar yayılmış. “Olmaz böyle şey” demişler, “mümkün değil ” demişler. Devrin şairlerden meşhur Mısır’lı Esâmi bu kabileyi incelemek için Yemen’e gitmiş ve bu özre kabilesinde bir eve misafir olmuş. Evde de güzel bir kız çocuğu varmış. Fakat kapıda sersem dolaşan bir delikanlı dikkatini çekmiş ve delikanlının yanına gitmiş.

“Delikanlı senin halinde bir acayiplik var, bu tuhaf halin, derdin nedir” demiş. “Senin misafir olduğun o ev var ya, orada bir gün var, orada bir güneş var, bir ay parçası var” demiş delikanlı. “Ben sana bir aracı olayım o zaman” demiş şair. “Nolur, öleceğim çabuk demiş” delikanlı. Eve geri dönmüş ve kızı çağırmış şair Esâmi ve” kapıda bir delikanlı var demiş, ölecek sana öyle âşık olmuş” demiş. “Amca O daha beni hiç görmediği halde böyle sersem sersem dönüyor, beni görse ölür” demiş kız ve “İnanmıyorsan ona şu bastığım toprağı götür ve ona senin aşık olduğun kızın ayak izinden aldım bu toprağı de” demiş..Peki deyip almış ve götürmüş toprağı şair. Kapıda Esâmi’yi görür görmez atılmış delikanlı. “Ne oldu, gördün mü, ne söyledi?” demiş. Kızın söylediklerini söylemiş ve toprağı ona verince iyice sersemlemiş delikanlı ve dönerken az ilerde yanan ateşin içine düşmüş. Şair zor zar delikanlıyı ateşten kurtarmış.”Allah Allah tam özre kabilesi” demiş şair.

Evinizde çimlere basmanın keyfini yaşayın!

Chat Noir 1 | 01 July 2008 10:22

Başlığa bakınca sakın salona toprak attırıp çim ektiğimi falan sanmayın.Gerçi yeşili biraz fazla seviyorum birgün onu da yapabilirim ama yok yok böyle değil.Durun anlatayım:Biliyorsunuz şu keneler yüzünden yeşil alanlarda pikniğe gitmeye bile çekinir olduk.Oysa pek çoğunuz gibi bende yeşili,doğayı,ağaçları çok seviyorum.Çimenler üzerinde çıplak ayakla dolaşmanın ne kadar sakinleştirici ve huzur verici olduğunu da ya bizzat yaşayarak deneyimlemişsinizdir yada duymuşsunuzdur. Çimenlere basmak için hayatınızı tehlikeye atmaya yada dışarıya çıkmaya gerek yok bence. Ben ona kısa süreli de olsa şöyle bir çözüm buldum.Bir milyoncudan 3ytlye orta boy bir leğen ve 1.50 ytl’ye iki paket toprak vede 2.25 ytl’ye standart muhabbet kuşu yemi satın alıyorsunuz.Eve gelip leğeninize toprağı koyarak kuş yemlerinizi ekip suluyorsunuz.Neredeyse 3 gün içinde yeşermeye başlıyorlar.Çok büyürlerse boylarını kesip kısaltabilirsiniz.Böylece apartman dairenizde oturarak hiç dışarıya çıkmadan bilgisayarınızı kullanırken,yemek yerken ya da kitabınızı okurken çimlere basmanın keyfini ve rahatlığını yaşıyorsunuz.Sizede tavsiye ederim.Sakinleştirdiğini söyleyebilirim.

Requiem For A Dream (eleştiri)

binyatisa | 01 July 2008 10:04

Requiem for a dream
Requiem for a dream

Requiem for a dream(Bir Rüya İçin Ağıt), 2000 ABD yapımı bağımsız bir film. Filmin temelini Hubert Selby’nin bir romanı oluşturuyor, sinemaya uyarlanması ise Darren Aronofsky tarafından gerçekleştirilmiş.

Sara Goldfarb
Sara Goldfarb

Filmin çok temiz bir hikayesi vardır, bağımlılıkların insan üzerindeki etkilerinden bahseder. Mesajının bu kadar açık ve net olması ve bunu insanın gözüne gözüne sokması bir çok defa eleştiriye maruz olsa da özellikle uyuşturucu bağımlılığı üzerine çekilmiş en iyi filmlerden biridir. Bağımlılık konusu iki kanaldan incelenir: Sara Goldfarb karakteri, yaşlılığının ve yalnızlığının sonucu olarak televizyona ve televizyon yayınlarına bağlanmıştır. Bağımlılık televizyonda yayımlanan bir yarışmaya katılma amacına dönüşür ve karakter bunu bir saplantı haline getirir. Bunun içinse çok beğendiği bir elbisesini giyemeli ve yarışmaya girmelidir. Bu yüzden çeşitli çareler arar ve çözümü ilaçlarda bulur. Bu zihninde bir takım kaymalara sebep olur ve kendisini televizyonun içerisinde görmeye başlar.

Marion ve Harry
Marion ve Harry

Diğer bir hikaye de Sara’nın oğlu Harry(Jared Leto) ve onun kız arkadaşı Marion (Jennifer Connelly) çevresinde geçer. İki genç de uyuşturucu bağımlısıdır ve sokakta uyuşturucu satışının yavaşlaması ile sıkıntıya düşerler. Harry bir arkadaşını yanına alarak uyuşturucu aramak için başka bir şehre gider, Marion ise uyuşturucu alabilmek için cinsel ilişki karşılığı uyuşturucu veren bir adamı ziyarete karar verir. Bu süreç yaşanırken filmde bu iki gencin hayatlarının dibinde oldukları sahneleri görürüz. Filmin can alıcı sahneleri başlamıştır.

Film üç parçadır, herşeyin biraz daha düzgün olduğu “Yaz – Summer”, düşüşün başladığı “Fall – Sonbahar” ve “Kış – Winter”. Kış bölümünde Marion, kendisini bir partiye davet eden uyuşturucu dağıtıcısının teklifine kendini kaptırır, Harry bir sağlık kuruluşundadır ve annesi de hastaneye kaldırılmaktadır. Requiem for a Dream’i hayatınız boyunca unutulmayacak bir film yapan ise bu son sahnelerdir.

KABARTMALI DÖVME

YaMTaR | 01 July 2008 09:46

Kabartma Dövme
Kabartma Dövme

Dikkat çekmek ve normal insanlardan farklı görünmek isteyen gençlerin son çılgınlıkları derilerinin altına kabartma dövmeler yaptırmak.

Kafalarına, kollarına, ellerine, bacaklarına hatta göğüslerine bile kabartma şekiller yerleştiren bu gençlerin resimleri için tıklayınız.

Kabartmalı Dövme yapım videosu için tıklayınız.

KAPLUMBAĞA VE GÜVEN

| 01 July 2008 09:35

Güvenebilmek hemen yanıbaşımızdakine.Yaslanabilmek….İki kaplumbağa çölü geçmeye karar vermişler.On yıl kadar yürüdükten sonra artık susuzluktan ölecekler,dermanları kalmamış ki.. bir su matarası görürler
-Oh be suyu bulduk ve ölmekten kurtulduk.Bakarlar bir heyecanla mataradan su içecekler ama matara boş.Binbir küfür dillerinde ,atarlar matarayı oraya yollarına devam ederler.Aradan 8-10 yıl daha geçer ama gerçekten susuzluk perişan etmiştir onları.Derken…. bir su birikintisi görürler uzakta
Hah suyu bulduk şükür Yarabbi.
-Dur dur bu suyu içmeyelim daha uzun yolumuz var.
Eee ne yapacağız-Bu suyu bir kaba dolduralım
-İyi de kap nerede?
Hani gömüştük ya yıllar önce bir matara.Birimiz gitsin onu alıp gelsin.-Ooo iyi e kim alıp gelecek?
-Ben alıp gelirim ama bir şartla
Nedir şartın?
-Ben gelene kadar bu sıudan içmeyeceksin.