bildirgec.org

“Human Race” Boğaziçi Köprüsü’nde

nzright | 02 July 2008 12:01

Nike in düzenlediği dünyadaki en büyük koşu organizasyonu Human Race, aynı günde 25 ayrı ülkede 1 milyon kişiyi spor ile buluşturuyor.

31 Ağustos 2008 de dünya ile aynı anda Türkiye’de de yapılacak koşu organizasyonu akşam saat 20.00’de Boğaziçi Köprüsü’nde gerçekleşecek. 10 bin kişi İstanbul’da Asya’dan Avrupa’ya koşacak.

Nike, dünyanın en büyük tek günlük koşu organizasyonu olan Nike+ Human Race de 31 Ağustos 2008 Pazar günü dünyanın dört bir tarafından 1 milyon kişi koşacak.

En Yıkıcı 10 Teknoloji

pisho | 02 July 2008 12:00

kısa süre önce sizlere sunduğum En öldürücü 10 hayvan adlı çalışmamdan sonra bu yeni bildiriyle tekrar karşınızdayım.

10. Manyetik şeritli Kart: plastik bir kartın gösterişli havası olmadan bankacılık, alışveriş ya da seyahat yapmak hayal bile edilemez. Birleşik devletler hükümeti tarafından güvenlik sistemi ihtiyacı için 1960’larda IBM şirketi tarafından icad edilen, küçücük mıknatısların şerit içersinde şifreli formları oluşturmasından meydana gelen bu icad, şuan da Dünyada kullanılan en evrensel teknolojilerden biri.

Sen Benim Şarkılarımsın..

Dejavuu88 | 02 July 2008 11:59

Yıllardır orada öylece duran büfeye, sonra da balkondan görünen beton yığınının arasındaki mavi güzelliğe dalmıştı. Ne güzeldi deniz. Krem rengi tüller rüzgarla havalanıyor daha sonra yavaşça eski haline geliyordu. Her defasında kornişte yana doğru kayıyor, perdeden uzaklaşıyordu ve belki de hayatının en zor anlarını betimleyen tek manzaraydı.. Evde birileri vardı, yıllardır. Her şey güzeldi ama içinde tam da şu an büyük bir kasırga başlamıştı yıllar evveline ait bir heyecanın anısıyla ve şimdiki zamanı yutuyordu. En kestirme yoldan geriye dönmek istiyordu geçmişe. Nereden çıkmıştı, nereden gelmişti aklına şimdi..İşte “o”nu farklı yapan buydu, lanet olası.. Yıllardır var olan her şeyden onu tarifsiz bir zaman birimiyle hızla koparabiliyordu.Televizyon açıktı, güya izliyordu. Mutfakta ve diğer odada birileri vardı. Meyve tabağını ağır adımlarla önündeki sehpaya koydu. Boğazı kilitlenmişti, çok yavaş nefes alıyordu üstünde yıllar evvelinin ağırlığı vardı..Dışarıdan sakin ve huzurlu bir adam gibi görünsede içinde tüm damarlarını sıkan ve her tarafını uyuşturan bir canavar vardı adeta. Gözleri doldu, seneler önceki acıyı akıl almaz bir biçimde aynı şiddetiyle hissediyor ve birebir yaşıyordu. Sanki hiç zamana kürek çekmemiş, hiç aldatılmamış gibi.. Adam sakin tavırlarla ayağa kalktı balkona, gün batımında pembenin maviye aktığı çizgiye doğru hızlı adımlar attı. Gözleri ve yüreği bulanıyordu kusmalıydı; kaçmak ve saklanmak istiyordu. Güçlü ve sert mizacını vestiyere bıraktığı şu anlarına kimse şahit olsun istemiyordu.

YANLIŞ ZAMANLAMA

GRAFTONCUN | 02 July 2008 11:59

Öyle yorulmuştum ki bir an önce eve gidip ayaklarımı uzatmak istiyordum.Karnım da açtı.Eve gidip bir şeyler hazırlayacak halim bile yoktu dışarıda karnımı doyurup eve öyle girmeye karar verdim ve yolumun üzerindeki lokantaya girdim.
Tenha bir yer bulup oturdum,garsona siparişi verdim.Yorgunluktan başımı dik tutacak halim kalmadığından ellerimin arasına aldım ve siparişim gelene kadar gözlerimi yumdum dinleniyordum.
Yemeğim geldi geri çekildim yarı abandığım masadan,garson tabağı bıraktı.Çatalımı peçete ile sildim yiyeceğim ilk lokmayı çatalıma takmıştım ağzıma götürüyordum ki gözlerim bana doğru bakan güçlü bir çekime takıldı. Yorgunluktan feri sönen gözlerim şarj olmuş gibi ısı yaymaya başladı.
Bana gülümsüyordu ve hiç gözünü ayırmıyordu.Yorgunum,açım nereden çıktı bu şimdi kırıtacak dermanım yok diye düşünüyorum ama tüm şirinliği ile beni kesmeye devam ediyor.
Önüne bak kızım karnını doyur git evine yat,uzat ayaklarını dinlenmene bak dedim ama etkilenmeye başladım kayıtsız kalamıyorum.
Heyecan bastı,çatalı her ağzıma götürüşümde umarım doğru yeri isabet ettiririm diyerek zar zor bitirdim yemeğimi oh,şükür.
Gidip dişlerimi temizleyip geleyim diye aya kalktım gidiyorum sandı ayaklandı.O an dişlerim dökülüp elime gelecek sandım,kalbimin sesini saklamak için ne yapsam diye fikirler uçuşuyordu aklımda…
-Pardon biraz sohbet edebileceğimiz zamanınız var mı?
Ne sohbeti ya dalga mı geçiyorsun yorgunluktan ölüyorum ben diyesim gelmedi ama gerçekten çok yorgundum.
-Üzgünüm zamanım yok dedim.
Dediğim an üzüntü duymaya başladım ama demiştim bir kere toparlama şansım kalmamıştı.
Evimde uzanırken hay senin aklına emi ne hoştu niye “neden olmasın” demedin hayıflanmaları ve onun hayali ile uykuya daldım.

Artık flash siteler de aranabilecek

AntiHumanIST | 02 July 2008 11:19

flash tabanlı sitelerin arama motorlarının kimsesiz çocukları olduğunu biliyorduk. bütün güzelliklerine rağmen en güzel flash tasarımlı siteleri arama motorları ile bulmak mümkün olmuyordu.ancak flash denildiğinde akla gelen ilk isim olan adobe bu duruma bir dur demek istemiş ve flash aramaları yapabileceğimiz bir Adobe Flash Player teknolojisini büyük arama motorları Google ve Yahoo ile paylaştığını açıklamış.

artık zengin ve dinamik internet içerikleri ve indesklenemeyen bir kısım içerikler bu teknoloji sayesinde arama motorlarının kayıtlarında görüntülenecek. adobe flash player i indirmek isteyenleri şöyle, bu habere dair makaleyi indirmek için böyle, haberin kaynağı için burayaalalım sizi.