bildirgec.org

FeedBurner’dan Türkçe desteği

taninmayan-94903 | 30 April 2007 15:06

feedburner Türkçe desteği
feedburner Türkçe desteği

Giresunlu hemşerim ehcrea’nın blogunda okuduğuma göre FeedBurner RSS beslemeleri için ClearFeed temasında Türkçe desteği de sunulmaya başlamış. Türk FeedBurner RSS kullanıcılarına hayırlı uğurlu olsun.

finetune, sevdiğiniz müzisyenler

bakiyyebemolu | 30 April 2007 14:14

finetune, dinlemek istediğiniz bir müzisyen ile bir bağı olan, daha önce beraber çalışmış ya da aynı türde müzik yapan sanatçıları bulmanıza yarayan, çeşitli müzisyenlerin şarkılarını dinlemenize olanak veren ve yapacağınız bir çalma listesini sitenize, blogunuza koymanızı sağlayan bir site.

ilginç ölümler

beyrek | 30 April 2007 14:10

http://www.diyadinnet.com/KomikYazi-240&Komik=%C4%B1lg%C4%B1n%C3%A7-%C3%B6l%C3%BCmler

EYVallAH

EUQON | 30 April 2007 14:06



Sene 1985. Uzaklarda hep özlediğim biricik vatanıma döneli 4 sene olmuş. Hasretle taşını, toprağını kokluyorum her fırsatta. Ara ara üç ay, beş ay, bazen bir sene kadar uzaklaşmak zorunda kalıyorum, yokluğu daha da katlanılmaz oluyor. Tek kanallı televizyonunu, kapanışında çalan marşını, dalgalanan bayrağını, yere tüküren adamını özlüyorum, arıyorum. Çocuğum daha. Gökyüzünün mavisini, doğanın yeşilini sevmeyi öğütleyen şarkının aynı kıtasını tekrarlıyorum hep henüz oturmamış kalbim kabardığında;

“Hep kırmızıdır elbiselerim. Ben bu rengi pek çok severim. Bayrağımı cicim, çok sevdiğim için hep kırmızıdır elbiselerim”

Cumhurbaşkanı mı Popstar mı ?

semazem | 30 April 2007 13:51

Yaklaşık bir haftadır ben bile gazetelere bakmaya hatta evde haber seyretmeye başladım. Ortalık gergin, ortalık karışık. Vatandaş sokaklarda, asker rahatsız, demokrasi lafı zırt pırt cümle içlerinde kullanılmaya başlamış, hepsi bir yana dolar düşmüş; var bir şeyler demektir.

Ama olayların bütün bu ciddiyetinin yanında gazetelerin manşetlerinde, internet sitelerinde ve haberlerin altında, sağında, solunda hala magazin haberleri dolanıp duruyor.

Haberde ciddi bir spiker, başka bir ildeki bir uzmana bağlanmış ciddi bir şekilde anayasa mahkemesindeki sürecin işlemesinden bahsediyor altta hoplayan zıplayan yazılar filanca dizi müziği için bilmem kaç bilmem kaça mesaj atın diyor.

Fenerbahçe Türkiye’dir…

koza 68 | 30 April 2007 13:40

Türkiye mutsuz,Türkiye umutsuz…
Fenerbahçe cumhuriyeti de öyle…
Can Dündar’ın “ Türkiye Fenerbahçe, Fenerbahçe Türkiye’dir” tesbiti ne kadar gerçek!…
Bu sütunlardan Fenerbahçe’nin bulunduğu durum ve geleceği ile ilgili Açık mektup yazarak,
Ali Koç için, Fenerbahçe’nin geleceği ve yeni vizyonun çağdaş görünümü demiştik…
Son yaşananlar o umudumuzun da yerle bir olduğunu gösteriyor…
Şampiyonluk vs. umurumda değil. Fenerbahçe’ye küçük hesaplar, sağa sola saldırmalar, başına gelenlerle ilgili seviyesiz saçmalalıklar yakışmıyor…
Şampiyonluğumuzu engelliyorlarmış!…
Kutsal ittifaklar kurulmuş!
Ne olmuşsa olmuş… Hiç birinin önemi yok. Fenerbahçe “Türkiye” olduğunu unutmadan hedeflerinin peşinden koşacak…Bir kendisi bir de diğerleri olduğunu unutmayacak.
Fenerbahçe olmadan “ötekilerin” hiçbir kıymeti harbiyesi olmadığını bilerek hareket edecek…
Ötekiler tarafından gıpta ile izlendiğini bilecek…
Yaralarını kendisi saracak…
Bağışlayıcı olacak…

İ ş k e n c e

neandertal | 30 April 2007 13:40

işkenceden geliyorum
acıyı umuda kattım
uzatma sarılası boynunu
kollarımı askıda bıraktım

Ünlü Şafak Türküsü nün yazarı Nevzat Çelik öğrenciyken suçsuz yere tutuklanıp tam 7 yıl yattığı ve idamla yargılandığı günlerde yazmış “İşkenceden Geliyorum” u. Türkiye İnsan Hakları Vakfı nın belirttiğine göre 1980-1998 yılları arasında ülkemizde en az 546 kişi işkence görerek ölmüş, yine vakfa göre işkence görenlerin sayısını tahmin etmek zordur. İnsan Hakları Derneği ne göre işkence maalesef sistematik ve yaygın.
İşkencenin tanımı şöyle yapılıyor; işkence, ister fiziksel olsun ister ruhsal, bir göz korkutma, caydırma, intikam alma, cezalandırma veya bilgi toplama aracı olarak bilinçli şekilde insanlara acı çektirmekte kullanılan her türden edimlerdir. İnsan Hakları Bildirgesi nde de belirtildiği gibi işkence bir insanlık suçudur, hiç bir suretle kabul görülemez. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi 5. maddesi der ki; hiç kimse işkenceye maruz bırakılmamalı, kimseye zalimce, insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele edilmemelidir. İşkence sanılanın aksine yalnızca fiziksel olarak değil, aynı zamanda psikolojik olarak da binyıllardır uygulanmaktadır. Yazılanlara göre ortaçağda işkenceyi yaygın olarak kullanan Katolik kiliseleri ve Roma İmparaorluğu döneminde bir kölenin ifadesi yalnızca işkence altında kabul edilirdi ki bu da kölelerin kendi istekleri ile gerçeği söyleyebileceklerine inanılmaması güvensizliğine dayandırılmaktaydı. İllk kez Fransa’da kurulan kiliselere bağlı Engisizyon Mahkemeleri Papa’nın işkenceyi yasallaştırması ile ortaçağın kabusu haline gelmişti. 1834’e kadar varolduğu belirtilen bu mahkemelerde alınan kararlar sonucu her türlü “sapkın davranış gösteren” insanlar canlı canlı yakılıyor, kurşuna diziliyor, giyotine gidiyor, akıl almaz işkenceler görüyorlardı. Tabi zamanla modernleşen insanın işkence yöntemleri de değişti. 12 Mart döneminde iki yıl hapis yatan Murat Belge Bir Hayat isimli kitabında gördüğü işkenceleri mizahi bir dille anlatmaya çalışmış, belki anlamamızı sağlamak için, yine de yetmiyor insanın gücü anlamaya yaratılan bu anlamsız şiddet ortamını, şöyle diyor kendisi işkence bahsi açıldığında;